İhsan Yılmaz
İSTANBUL’UN tam merkezinde, birbirine bitişik bina yığınlarının arasında kendini korumak için yüksek duvarların arkasına sığınmış gibidir Feriköy Latin Katolik Mezarlığı. Kentin çok katmanlı tarihini ve unutulmaya yüz tutmuş azınlık cemaatlerinin hikâyelerini mezar taşları üzerinden taşır günümüze.
Belgesel ve sokak fotoğrafçısı Mustafa Seven, 212 Photography Istanbul kapsamında açtığı yeni sergisi ‘Memento: Mermere Kazınmış Latin İstanbul’da o taşlardaki hikâyeleri mezarlığın duvarlarının dışına çıkartarak hatırlatıyor bize.
Latince ‘hatırla’ anlamına gelen ‘memento’, geçmişin izlerini görünür kılma ve unutuşa karşı direnme çabasını vurguluyor. Mustafa Seven, Levantenler, Süryaniler, Keldaniler ve Latin Katolik cemaatlerinin İstanbul’daki varlığını, mermer mezar taşları üzerinden okuyor. Osmanlıca, Latince, Fransızca ve Ermenice yazıtlar taşıyan bu taşlar; göç, savaş, modernleşme ve aidiyet arayışlarının izlerini bugüne taşıyor. Seven’in fotoğrafları yalnızca ölüleri değil; dilleri, kültürleri ve yok olmuş hayatları da hatırlatıyor. Yakın planlarda bireysel hikâyeler, geniş açılarda ise mezarlığın topografyası ve mekânsal hafızası serginin merkezine yerleşiyor. Böylece kaybolan toplulukların sessiz tanıklığı, bugünün izleyicisine güçlü bir hafıza çağrısı olarak ulaşıyor.
Bugün sayıları yüzlerle ifade edilen Latin Katolik topluluklarının geçmişteki mezar taşlarına yansıyan zenginliğini gösteren sergi 12 Ekim tarihine kadar Feriköy Latin Katolik Mezarlığı’nın içindeki sergi alanında görülebilir.

HATIRALARIN MEKÂNI
30 yıllık kariyerinde toplumsal hafıza, kimlik ve kültürel çeşitlilik üzerine yoğunlaşan Mustafa Seven bu sergiyle bize kaybettiklerimizi hatırlatmak istediğini söylüyor:

“Bugün Feriköy Latin Katolik Mezarlığı, bize bir yüzleşme alanı sunar. Sadece ölüleri değil; dilleri, kültürleri, hatıraları ve yok olmuş hayatları hatırlatır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreçte azınlıkların bu şehirde nasıl var olduklarını ve nasıl silindiklerini, sessiz taşların arasından okumak mümkündür. Amaç, bu mezarlığı yalnızca ölülerin değil; birlikte yaşam kültürünün, çok sesliliğin, kayıpların, hatıraların da mekânı olarak görmektir. Feriköy Latin Katolik Mezarlığı’na yeniden bakmak, bu şehrin çok kültürlü mirasına dair soruları sessiz taşların arasından duymayı mümkün kılar. Çünkü, unutmak yok oluşu hızlandırır; hatırlamak ise varlığı geleceğe taşır. Bu fotoğraflar aracılığıyla sizleri davet ettiğim şey tam da budur: ‘Kaybettiğinizi hatırlayın!’
Geçmişle yüzleşelim, kaybettiklerimizi hatırlayalım ve bu sessiz hafızanın tanığı olalım.”

FİLİSTİN’İN SANATA YANSIYAN DİRENİŞİ
FİLİSTİN halkının geçmişten günümüze direnişinin sanata yansımasını gösteren özel sergi İstanbul Kültür Yolu Festivali kapsamında, Polat Piyalepaşa Çarşı’da açıldı. 5 Ekim tarihine kadar görülebilecek sergide daha önce ‘Hâlâ Yaşıyorum’, ‘Filistin Benim Vatanım’ ve ‘Ben Yıkılmayacağım’ başlıkları altında sergilenen eserler bu kez tek çatı altında sunuluyor. Sergilerin küratörü Samed Karagöz, “Sanat, yalnızca estetik bir arayış değil, aynı zamanda bireyin ve toplumun varoluş mücadelesine tanıklık eden güçlü bir hafıza aracıdır. Filistinli sanatçıların üretimleri, kayıpların, sürgünlerin ve işgalin gölgesinde şekillenirken, aynı zamanda umudu, direnci ve kolektif kimliği yeniden kurar. Üç bölüm, aslında tek bir hikâyenin parçalarıdır: Yaşamak, köklenmek ve direnmek” diyor.
‘Hâlâ Yaşıyorum’ bölümünde, Gazze’nin yıkıntıları arasında üretmeye devam eden sanatçılar ön plana çıkarken Maisara Baroud’un çizimleri ve Khaled Hourani’nin Watermelon Flag eseri, sanatın tanıklık ve direniş aracına dönüşmesini vurguluyor.

AVRUPA’NIN KÜLTÜR ELÇİLERİ İSTANBUL’DA BULUŞUYOR
AVRUPA’DAKİ bağımsız kültür merkezlerinin temsilcileri İstanbul’da buluşuyor. Merkezi Belçika’da bulunan ENCC (European Network of Cultural Centres), 37 ülkeden 153 üyesiyle Avrupa’nın dört bir yanındaki kültür merkezlerini birbirine bağlıyor. 7–10 Ekim tarihlerinde İstanbul’da gerçekleşecek ENCC Incubator Programı, Sanatatak ev sahipliğinde ve Catch Sultanahmet Hotel desteğiyle AB’li kültür sanat aktörlerini buluşturacak.
ENCC, kültür kurumlarının birbirlerinden öğrenmelerini, ortak projeler üretmelerini ve daha güçlü bir şekilde var olmalarını amaçlıyor.
Incubator, kültür profesyonellerinin proje üretme, fon bulma, kapsayıcılık ve kültürel katılım konularında yetkinliklerini geliştirdiği uluslararası bir eğitim programı. Her yıl farklı bir ülkede gerçekleştirilen program; Floransa (2022), Maribor (2023), Litvanya (2024) ve Malta (2024) gibi merkezlerden sonra bu yıl 7–10 Ekim tarihlerinde İstanbul’da Sanatatak ev sahipliğiyle düzenlenecek.
https://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ihsan-yilmaz/mezar-taslarinda-yasayan-latin-ruhu-42967559
Leave a Reply