Duy da inanma: Ergenekon’un kitabını yazmış Ahmet ile ‘devlet’i açığa çıkarmış Nedim, Ergenekon’dan gözaltında.
Şaka değil, gerçek. Kâbus gibi bir gerçek hem de: Ahmet Şık ve Nedim Şener, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alındı.
Biri Ergenekon’un ‘kitabını yazmış’; diğeri Dink davasında devletin ipliğini pazara çıkarmış iki gazeteci. Devlet içindeki gizli yapılanmaları araştırıp yazıyorlar yıllardır. Ve Ergenekon’dan gözaltındalar. Hakikaten inanılacak gibi değil.
İlk kez olmuyor bu gerçi. Soruşturmanın inandırıcılığını, hukukiliğini aşındıran, odağını kaydıran vakalar daha önce de yaşandı.
Bugüne kadar yayımlanan iddianameler itibariyle sivil alanda iki tür faaliyet gözlemleniyor. Bir yanda, emekli subayların güdüm ve yönetiminde, silaha başvurmayı, şiddeti dışlamayan, yeraltından yürütülen, mümkünse bir toplumsal kalkışmanın, olmadı askeri darbenin zeminini hazırlamaya yönelik faaliyetler var. Bu tür faaliyetlerin sonuna kadar üstüne gidilip deşifre edilmesine kimsenin itirazı yok, olamaz.
Yine odak kaydı
Öte yandan, yine iddianamelerden anladığımız kadarıyla sivil alanda bir de açıktan, daha ziyade Kemalist ideoloji etrafında kenetlenmiş, AKP iktidarını laik düzene, hayat tarzlarına, dünya görüşlerine yönelik bir tehlike olarak gören, bu tehlikeyi bertaraf etmek için etkin olmak gerektiğini düşünen kişi, kuruluş ve örgütlerce yürütülen faaliyetler var. Kısaca, toplumsal muhalefet diyoruz buna. Kısmen siyaseten kısmen sivil toplum bazında.
İşte Ergenekon savcıları, ne zaman bu alana sapsa, saptırılsa soruşturmanın odağı da kayıyor.
Bu kaymaların en vahimi Nisan 2009’da yaşanmıştı. Türkiye’nin en saygın sivil toplum örgütlerinden ÇYDD’ye ülke çapında baskınlar düzenlenmiş ve genel başkanı Prof. Türkân Saylan’ın evi aranmıştı!
O Saylan ki bu ülkenin yetiştirdiği en üretken, en özverili ve en etkin bilim insanlarından biriydi ve karanlık günlerin en ferahlatıcı çıkışını yapıp, ‘Ne darbe ne şeriat’ diyebilmişti. O haberin şokunu atlatamadan ÇYDD ile Doğan Gazetecilik’in ortak faaliyeti ‘Baba Beni Okula Gönder’in koordinatörü Tijen Mergen’in gözaltına alındığını öğrenmiştik. Saylan’ın çalışmalarından, Mergen’in faaliyetlerinden medet umacak kadar irtifa kaybetmişti soruşturma…
Fark var
İşte yine böyle bir irtifa kaybıyla, sapmayla karşı karşıyayız. Ama Ahmet’le Nedim’in, Mergen ve Saylan’dan bir farkı var. Onlar gazeteci. Gözaltına alınmaları, yalnızca bir hakkaniyetsizlik hissi yaratmıyor, vicdanımızı sızlatmakla, asabımızı bozmakla kalmıyor; aynı zamanda basın özgürlüğüne, dolayısıyla halkın haber alma hakkına de darbe indiriyor.
Üstelik çoğumuz gibi masa başından ahkâm kesen türden gazeteciler değil üstelik Ahmet de Nedim de; araştıran, soruşturan, gizli ve karanlık yapıların üstüne giden, başını belaya sokmaktan çekinmeyen gazeteciler onlar. Tam da bu yüzden ‘tehlike’liler.
Ne Nedim’in ne Ahmet’in, benim ya da diğer meslektaşlarının, eş dostun savunmasına ihtiyacı var. Kişilikleriyle, duruşlarıyla, yaptıkları ve yazdıklarıyla savunmalarını çoktan, fazla fazla yaptılar.
İlk başladığında, darbeci yapıları çökertecek, anti-demokratik zihniyeti tasfiye edecek diye umut bağladığımız bu soruşturma, zaman içinde hedef gözetmeksizin ateş eden bir ‘siyasi rövanş’ silahına dönüştü. Ve dün itibariyle çığırından çıktı.
Ahmet ve Nedim gözaltına alınarak, giderek kanıksanan işte bu gerçeği gözümüze iyice soktu.
04/03/2011
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1041839&Yazar=ERDAL GÜVEN&Date=04.03.2011&CategoryID=99





Leave a Reply