Mustafa Kamal, yıllar önce bugün (10 Kasım’da-‘Akunq’ web sayfası) öldü.
10 Kasım 1938’de son bulmuştu yıllarca süren o serüven…
Resmiyette öyle kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kamal’dan bahsediyoruz elbette.
İngilizlerin dahi yapamadığını yapmış ve de başarılı olmuştu nihayetinde. Bu konudaki başarısını takdir etmemek ne haddimize.
Mesela bin yıllık tarihimiz onun marifeti ile bir gecede yok olup gitmişti. Anadolu’yu istila eden Moğol bile başaramazdı bunu, öyle ya!
Müslüman kıyafetlerini ortadan kaldırmak da öyle Fransızların Maraş’ta yaptıkları gibi ‘peçe’ye el uzatmakla olmazdı. Hem öyle olunca karşına bir Sütçü İmam dikiliveriyordu birden bire. Daha akıllıcası lazımdı. O da eksik olmasın(!), Mustafa Kamal’ın kılık kıyafet kanunu ile başarılıyordu. Öyle ya bunu Anadolu’yu işgal eden gavur Fransız askeri bile başaramamıştı!
Getirdiği demokrasi öyle bir demokrasiydi ki; Amerika bile ırak işgalinde götürememişti onu Bağdat’a. Öylesine tesirli bir demokrasiydi!
Bundan elli yıl önce atom bombası ile yerle bir edilen Japonya bile çok geçmeden ayağa kalkabiliyor, dünyaya kafa tutabilecek teknolojiye sahip olabiliyordu.
Ama ne hikmetse demokrasiye ve özgürlüklere yaklaşık yüz yıl önce kavuşan Türkiye, ulaşamıyordu bir türlü o muasır medeniyetler seviyesine. Hem olsundu, bizde demokrasi vardı, o neyimize yetmiyordu ki? Demokrasi…!
İkinci dünya savaşını kaybederek, yüzlerce anlaşma ile eli kolu bağlanan Almanya’nın bugünkü durumunu hatırlamaya hacet var mı ki?
Onun ölümünden sonra da hem her şey güllük gülistanlık olmayacaktı. Doğruya Hiroşima’da bile hala ot bitmiyor…
İnananlara yapılan her zulüm, onun adına, onun kutsiyeti namına yapılacaktı.
Ve şimdi bizler… İnanan insanların sözcüsü namında olan bizler.. Böylesi bir durumda ne diyelim ki?
Rahmetle anamıyoruz seni paşam, anamıyoruz…
http://www.yeniakit.com.tr/video/zulum-1938-de-son-buldu-6826.html




Leave a Reply