NEWS.am’in Ermeni Devrimci Federasyonu-Taşnaksutyun Basın Servisi’nden edindiği bilgiye göre; Slovakya eski Meclis başkanı, milletvekili, Slovakya Hıristiyan Demokratlar Birliği kurucu, Slovakya’nın özgürlüğü için mücadele eden tanınmış savaşçı František Mikloško, 10 Eylül’de Polonya’da gerçekleşen ‘Türkiye’nin Yeni Dış Siyaseti’ başlıklı konferansta yaptığı konuşmada «Türkiye dış siyasetini anlamak için, Türkiye’nin Emenistan’la ilişkileri turnusol kağıdıdır’ dedi. Mikloško konuşmasında şunları ifade etti:
«Türkiye’nin 70 milyon, Ermenistan’ınsa 3 milyon nüfusu var. Her iki ülkede de parlamenter sistem kurulu, hükümetler seçimler sonucunda belirlenmekte; bu arada Türkiye NATO üyesi ve örgütün doktrini demokrasi ve hümanizm üzerine kurulu.
Buna rağmen, Ermeni-Türk sınırı boyunca, Ermenistan için tüm girişleri kapatan dikenli teller uzamakta.
Bu bana Slovakya ve Avusturya sınırında benzeri durumun olduğu, Çekoslovakya’da ‘sosyalizm’ çağını hatırlatmakta. Ancak o zaman direnen taraflar totaliter Çekya ve demokratik Avusturya’ydı.
Ermenisan ve Türkiye arasında düşünsel antagonizm [uzlaşmaz çelişki] bulunmamakla beraber her halukarda Türkiye Emenistan’a yönelik ulaşım, ekonomik ve siyasi abluka uygulamakta.
Bu Çekoslovakya’da ‘sosyalizm zamanında olduğundan daha kötü, zira bu durum düşünsel bir gerekçeye dayanmamakta.
Ben aynı rejimde doğdum, ancak 20 yıldır özgür bir ülkede yaşadığımdan, hiçbir şekilde olanı anlamıyorum.
Bugün ve yarın siyasetin anlamı, mükemmel olan için mücadeledir. Ancak geçmişi görmemezlikten gelmek ve unutmak mümkün değildir. Ben 1990 yılında özgür Slovakya Parlamentosu’nun ilk başkanı oldum ve Slovakya Parlamentosu’nda:
1. Slovakya Parlamentosu aslen Yahudi yurttaşlarından II. Dünya Savaşı yıllarında Slovakya’dan sınır dışı edilmeleri sebebiyle özür dilediği tasarı;
2.Aslen Alman Slovakya vatandaşlarından II. Dünya Savaşı bitişi sonrasında, Slovakya’dan sınır dışı edilmeleri sebebiyle özür dilenen tasarı; benim dönemimde Meclis’ten geçti.
Türkiye1915’te Ermenilere yönelik soykırım gerçekleştirildiği gerçeğini tekzip edemez. Değil mi (?) ki Ermeniler, kendi toprakları üzerinde, sadece Ermeni olmalarından ötürü yokedildiler.
Ve en nihayetinde sembolik ancak çok önemli bir meseleye değinmek istiyorum. Konu kadim Ararat Dağına ilişkin.
Ermeniler için bu kendi tarihleri, Hıristiyanlık mirası meselesi. Türkiye ne zaman Ararat’a giriş serbestisi verecek? Meseleyi daha keskin ortaya koymama izin veriniz. Acaba günümüz Türkiyesi, Ararat Dağı’nın Emenilere geri dönüşünü acaba olası kabul etmiyor mu? Bu sadece gelecekte barış içinde birlikte yaşama değil, aynı zamanda tüm dünyada Türkiye’nin prestijinin artmasına yönelik eşsiz bir adım olur».
Eylül 14, 2010



