Kafatasçılığından uzuvtasçılığına: Vurun Ermenilere!

Hatırlarınız, 2005 yılında Boğaziçi Üniversitesi, 1915 olaylarının ilk defa tüm çıplaklığıyla masaya yatırılacağı bir konferans düzenlemeye kalkışmıştı. O günlerde Adalet Bakanı olan Cemil Çiçek, “Bizi sırtımızdan hançerliyorlar” diyerek organizatörleri hedef göstermiş, konferans apar topar iptal edilmişti. Neyse ki Abdullah Gül araya girdi. Konferans az zaman sonra Bilgi Üniversitesi’nde yapıldı. Ve rahmetli Hrant Dink’in hepimizi dağlayan konuşması sayesinde yüreklerimize kazındı.

Bugünlerde Başbakan Yardımcılığı’na terfi etmiş bulunan Sayın Çiçek’in Ermeni alerjisi sanki yeniden depreşti. Ermenilerin PKK’yla birlikte hareket ettiklerine dair bayıltıcı iddiaları ortaya atarken şu sözleri sarf etti: “Ermeni terörü ile PKK terörü arasında yakın işbirliği var. Zaten, özür dilerim, bir kısım teröristlerin sünnetsiz oluşu size çok şey ifade ediyor demektir.”

Çiçek’in bu müthiş teorisinden yola çıkarsak kim bilir daha neler keşfederiz neler. Biliyorsunuz, Kürtler arasında sarışın ve renkli gözlü olanlar da var. Farz edelim ki “ölü ele geçirilen teröristlerin” arasında da sarışın sünnetlisine rastladınız. Sakın Kürt değil de Amerikalı olmasın! Zira istatistiki verilere göre Amerikan erkeklerinin önemli çoğunluğu doğar doğmaz sünnet ediliyor. Belki Sayın Çiçek bu konuyu da araştırmak ister.

Soy sop uzmanlığında Cemil Bey yalnız değil. Bir de Melih Bey’imiz var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun annesinin Ermeni olduğunu her fırsatta dillendiren Melih Gökçek. Barış ve Demokrasi Partisi Lideri Selahattin Demirtaş’ın Cemil Çiçek için, “Hükümet sünnetçisi yapalım, Kandil’e gönderelim” demişti. Belki Melih Bey de pansumancı olarak ona refakat edebilir.

AL BİRİNİ VUR ÖTEKİNE

Kılıçdaroğlu’na yakışan ise “Annem Ermeni’yse size ne, bununla ancak gurur duyarım” demek olurdu. Ama nerede. Başbakan’ın da içine iştahla daldığı soy sop tartışmasından Kılıçdaroğlu da eksik kalmadı. Başbakan’ın şeceresi incelense “neler çıkarmış neler” türünden laflar sarf etti.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi Dışişleri Bakanlığı’nın Hrant Dink için yaptığı savunma skandalı patladı.

Hrant’ı Nazilerle karşılaştıran o ucube metin. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) savunmayı kenara itipTürkiye’ye mahkûmiyet kararı verdi. Ama bu, Dink ailesinin acısını ne kadar hafifletmiştir bilmem. Ajanslarda geçen son haberlere göre Başbakanlık, Hrant’ın ölümündeki ihmaller zincirinde MİT sorumluluğunun araştırılmasına “Hayır” demiş. Hrant katledileli dört yıl oldu. Gerçek faillerin bulunmasında arpa boyu kadar yol alınmadı. Davayı yakından izleyen kaynaklar, Hrant Dink duruşmalarının tehlikeye girdiğini, birkaç duruşma sonrası dosyanın karara bağlanacağını öne sürüyorlar. Gerekçe olarak da mahkemenin mütalaa verilmesi yönünde dosyayı savcılığa göndermesini gösteriyorlar.

DAVUTOĞLU DUYARLILIĞI

Geçtiğimiz günlerde bir grup gazeteciyi iftar sohbetine çağıran Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, biraz olsun gönüllerimizi ferahlattı. Dink için verilen savunmayı görmediğinin altını çizen Davutoğlu, olaydan duyduğu derin rahatsızlığı bizlerle paylaştı. “Hrant Dink’i hepimiz sahiplenmemiz lazım” diyor Davutoğlu. Eğer AİHM kararını açıklamamış olsaydı, büyük ihtimalle savunma geri çekilecekti. Davutoğlu’na göre metnin nasıl oluştuğuna dair çok yönlü bir araştırma yapılacak. Olay hayıra da vesile olmuş ki bakanlıkta “Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü” kuruluyor. Bizde bu zihniyet değişmedikçe yeni müdürlük 24 saat çalışacağa benzer.

Kaynak: haberturk.com
Tarih: 24.8.2010

Amberin Zaman
[email protected]

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

December 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031