Sünnetsiz!

Kaç gündür Türkiye Cumhuriyeti’nin Hrant Dink için yaptığı savunmayı tartışıp duruyoruz… Kınamayan kalmadı. AKP’nin önde gelenleri dahil… Son gelişme, Dink’in ağabeyi Köşk’e çıkmış, Cumhurbaşkanı’yla dertleşmiş falan filan. Hepsi boşuna… Zihniyet değişmedikçe…

Bir İçişleri Bakanı bu ülkede Abdullah Öcalan için “Ermeni dölü” tanımlamasını kullandı. Gerçi sonradan özür diledi ama… Bir milletvekili bu ülkede, Cumhurbaşkanı’nı, ailesinde Ermeni olduğunu iddia ederek suçladı. Sonradan, “Ermenilerden özür diliyorum” kampanyasına kızmıştım falan dedi, açıklamayı geri aldı ama… 

Bir Cumhurbaşkanı, bu ülkede Ermeni olduğu suçlamasını ciddiye aldı, hakaret saydı, dava açtı, kazandı… Bu ülkede birine Ermeni demek hakaret sayıldı.

Dava örnek alınırsa hâlâ sayılıyor. Bu ülkede bütün uyarılara rağmen bir aydın, bir fikir adamı sokak ortasında, sırf Ermeni olduğu için öldürüldü…

Bu ülkede bu Ermeni aydını öldüren katili getiren otobüse, “Ya sev ya terk et” çıkartması yapıştırıldı. Polis merkezinde katille çektirilen fotoğraflardan bahsetmiyorum bile…

Bu ülkede bir belediye başkanı, bir parti lideri için “Soyunda Ermeni var” dedi.

Bir Başbakan bu ülkede, anamuhalefet lideri için, “Önemli olan boy değildir soy soy” diye bağırdı meydanlardan…

Şimdi yeni bir gelişme…

Bu ülkede bir Başbakan Yardımcısı, Hükümet Sözcüsü… Dedi ki:

“80’den önce ideolojik terör, 80’den sonra sağ-sol terörü… Sadece Ermeni terörü de değil, Ermeni terörü ile PKK terörü arasında yakın işbirliği var, bunlar kan kardeşidir. O devreden çekildi, işi bu tarafa verdiler. Zaten, özür dilerim, bir kısım teröristlerin sünnetsiz oluşu, size çok şeyi ifade ediyor demektir. Yani bu, bir rivayet falan değil, biz kimin ne olduğunu iyi biliyoruz.”

Biz hâlâ neyi tartışıyoruz ki? Hadi canım oradan!

Sezen Aksu’nun babası Gülen’in okullarında

Gelelim başka bir “Yorumsuz”… “Söylenecek söz kalmadı”… “Ne desem boş” cümlelerini kullanmama sebep olana… Geçen çarşamba Karşıt Görüş’te CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Suha Okay’la “Neden hayır?” sorusunu cevabını aradık. Bir ara laf dönüp dolaşıp partilerin referandumda rengimizi belli etmemize karşı yürüttüğü mahalle baskısına geldi… Sahi mecbur mu vatandaş, “Evet mi hayır mı” diyeceğine? Sezen Aksu’dan bahsettim… CHP’nin yürüttüğü gereksiz ve saldırgan kampanya, Süheyl Batum’un “Sazan” benzetmesi ne kadar hoş diye sordum. Aldığım cevap ilginçti: “Sezen Aksu’nun babasının da Fethullah Gülen’in okullarından birinde yöneticilik yaptığına dair dedikodular var.” Ne yalan söyleyeyim, takıldım kaldım. Konuşamadım. Bir ara “Ne fark eder?” falan diye gevelediğimi hatırlıyorum, o kadar. Sonra konuşma başka bir noktaya gitti zaten…

Eğer CHP, Sezen Aksu hakkında böyle bir kampanya yürütüyorsa yazıklar olsun. Babası nerede çalışıyor bilmiyorum, çok da önemli değil.

Üstelik sadece babasının işi için referandumda “Evet” vermesinin düşünülmesi bile abesle iştigal. Herhalde Sezen Aksu ve ailesinin para sorunu yoktur, ne dersiniz? Bu tarz yaklaşımlardır kanımca, CHP’nin bir türlü oylarını artırmamasını sağlayan. Gönül ister ki CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu sadece görüşünü açıkladı diye, bu kadar gönlünü kırdıkları, bu kadar acımasızlık ettikleri ve bu kadar ağır suçlamalarda bulundukları Minik Serçe’mizi arayıversin. Ezberi bozsun. Beklenmeyeni yapsın. Zor mu?

Kaynak: haberturk.com
Tarih: 22.8.2010

Balçiçek Pamir
[email protected]

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

December 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031