Garod Sasunyan
Bilindiği gibi Türkiye’de 24 Haziran’da seçim yapılacak. Bu seçimlere daha önce İstanbul’dan HDP’den (Halkların demokrasi Partisi) aday olmuştu. Garo Paylan 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak milletvekili seçimlerine yine aynı partiden (HDP) ancak bu sefer Diyarbakır’dan aday oldu. Akunq muhabiri Garod Sasunian Garo Paylan ile Diyarbakır’da bir röportaj gerçekleştirdi. Garod Sasunian röportaja başlamadan önce kendisine şans getirmesi ve Sasunluların kendisine destek vereceklerini simgeleyen Sasun Spor’a ait bir atkı hediye etti. Garo Paylan bu hediyeyi ve Sasunluların desteğini aldığı için teşekkür etti.
-Sayın Paylan, Siz daha önce İstanbul’dan aday olup milletvekili oldunuz. Bu sefer neden İstanbul yerine Diyarbakır’dan aday oldunuz?
-Biliyorsunuz şuanda Ermenilerin, Rumların, Süryanilerin, Yahudilerin Türkiye’de kalan ve kendini Ermeni, Süryani, Rum, Yahudi olarak tanımlayanların büyük çoğunluğu İstanbul’da yaşıyorlar. Ancak Anadolu’da tabii ki pek çok Ermeni’yim diyen insan var. Belki yüzbinlerce insan var. Ama bunlar çok fazla bilinmiyorlar. Ben geçen dönem İstanbul’dan milletvekili seçildim. Ben yalnızca İstanbul’un vekili değil, Türkiye’nin milletvekili ve dünyadaki Ermenilerin milletvekili olarak ve bütün Türkiye’deki insanların milletvekili olarak çalıştım. Ama ben Malatyalıyım. Her zaman kendimi Malatyalı hissettim. Diyarbakır’da da yıllarca çalıştım. Diyarbakır’daki çok kültürlüğü tekrar hayata geçirmek için mücadele verdim. Bu anlamda da Diyarbakır’da, Diyarbakırlı bir milletvekili olmaktan gurur duyuyorum. Ve burada kendimi toprağıma daha yakın hissediyorum. Ama dediğim gibi Türkiye’nin her yeri benim toprağım. Veya bölgenin her yeri benim toprağım. Ben yalnızca tek bir yerin milletvekili değil, HDP’nin ve Türkiye’nin Ermeni milletvekili olarak bütün halkların kardeşliği için mücadele edeceğim.
-Türkiye’nin şimdiki siyasi durumunu nasıl değerlendirirsiniz?
-Şu anda Türkiye önemli bir kavşakta. Yıllardır tek adam baskı rejimi, hepimizi susturmaya çalışıyor ve şimdi bütün yaptıklarını da seçime götürüyor. Diyor ki; bunları evet mi, hayır mı diyorsun? Ben Türkiye toplumunun, tek adam rejimine hayır diyeceğini düşünüyorum. Çünkü referandumda bu mesele tam olarak anlaşılmamıştı ama artık gördük. Tek adam rejiminin ne demek olduğunu, siyasi bir kriz ekonomik bir kriz olduğunu herkes gördü. Ve bu anlamda, toplumumuzun 24 Haziran’da tek adam rejimine hayır diyeceğini düşünüyorum. Önemli bir kavşaktayız. Ve biz o tek adam Diktasını (Diktatörlük) durduracağız.
-Ermeni sorunu konusunda ne gibi siyaset izleyeceksiniz?
-Partimin Ermeni siyaseti ile ilgili veya bütün halkların siyaseti ile ilgili pozisyonu nettir. Bütün halkların hem geçmişte yaşadıkları soykırım ve katliamlar ile yüzleşmek, hem de tabii ki bugüne dair siyasetimizde eşitlik hukukuna dayalı bir yaşamı hayata geçirmek. Mücadelemiz bu yöndedir. Bu yönde partimin herhangi bir aması, fakatı yoktur. Bütün halkların kardeşliği, eşitliği hem tesis etmek, hem de geçmiş ile yüzleşmek üzere politikası var. Bu politikamız ile mücadele etmeye devam edeceğiz.
-Azınlıklar konusunda Türkiye’de halen yaşanan süreçleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Yakın zamana kadar Türkiye’de demokrasi ve demokratikleşme adımları atılmaya başlandığında azınlıklarda artık o sessizliklerini terkedip haklarını talep etmeye başlamışlar idi. Ama özellikle Kürt meselesinde takılınan sert tutum, tabii azınlıklarıda tekrar bir sessizliğe götürdü. Azınlıkların haklarını elde etmeleri genel siyasi iklimin normalleşmesine bağlıdır. Bu anlamda da 24 Haziran seçimleri hayati önemdedir. Bütün azınlık ve çoğunluk temsilcilerinin bu konuda duyarlılığa çağırıyorum. Önemli bir kavşaktayız. Eğer yeniden sessizliğe bürünmek istemiyorsak 24 Haziran’da (seçimde) ses çıkaralım. Diyorum.
-Bölgede yani Arevmedyan Hayastan’da sayıları azımsanmayacak gizli ve müslümanlaşmış Ermeniler var. Bunlar hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Bunlar hakkında bir çalışmanız olacak mı?
-Şöyle söyleyeyim: Sonuçta yüz yıllık bir sessizlikten bahsediyoruz ve aradan üç kuşak geçmiş. Ama o hafıza hep insanların içinde duruyor. Ve özellikle o normalleşme döneminde, ben Anadolu’nun neresine gitsem, herkes kolumdan çekip, babaannem Ermeni, ninem Ermeni, dedem Ermeni veya biztopyekün bir köy olarak müslümanlaşmışız diyen binlerce, onbinlerce insan ile karşılaştım. Ve rakamların çok büyük olduğunu düşünüyorum. Ancak bütün bu hikayede, yani Ermeni kimliği ile ilgili insanların rahat davranması Türkiye’nin demokrasi hikayesi ile ilgilidir. Demokratikleştikçe herkes utanmadan sıkılmadan cesaretle kimliği ile ilgili daha rahat davranacaktır diye düşünüyorum. Bu anlamda demokrasi içerisinde atacağımız adımlar Ermeni kimliği ile ilgili hafızasında yer alan ama bununla ilgili bir adım atma cesareti olmayan insanlara cesaret verecektir diye düşünüyorum. Bizimde İstanbul’daki kurumlarımız, Patrikhanemiz diğer kurumlarımızın, bu konuda adımlar atması gerekiyor. Ama dediğim gibi korku ikliminde bu adımların atılması zor. Önemli olan cesaret ikliminde demokratik bir ekip ile bu adımların atılmasının çok kolay olacağını düşünüyorum. Bu anlamda da 24 Haziran çok önemli bir Milat olacaktır. Burada yaşayan Ermeniler için birşeyler yapmak için; Türkiye’nin bu baskı rejiminden kurtulması gerekiyor. Sonuç olarak ortadaki iktidar tek adam ve kimlik tek din dayatmasında bulunuyor ve bu böyle bir iklimde bu tip şeyleri konuşmamız gerçekten imkansıza yakındır. Önemli olan bu baskı rejimini, tek adam rejimini ortadan kaldırıp, tekrar çoğulcu ve demokratik bir mücadelenin, çoğulcu bir iklimin hayata geçirmemiz ile bunlar olacaktır. Bunu geçmişte gördük, daha üç yıl öncesine kadar, herkes kimliği ile ilgili pek çok aydınlatmaya çalışıyordu. Buradaki kilisemizi (Surp Giragos Kilisesi-‘Akunq’ web sayfası yöneticileri) restore edip açtık. Her gün yüzlerce insan gelip kimliği ile ilgili ilişkiye geçmeye çalışıyordu. Bu iklimi tekrar yaratacağımıza inanıyorum. Ben bununla ilgili mücadele edeceğim. Bu tip adımlar (Ari Tun /Eve Gel/ programını-‘Akunq’ web sayfası yöneticileri) tabii ki önemlidir, bunları yaparız. Esas olan bu tek adam rejimini, tek kimlik, tek kimlik meselesini, idelojisini ortadan kaldırmaktır. Bunun kaldırdığı anda herkes tekrar 2015 ve öncesindeki gibi birkaç yıllık bahar döneminde olduğu gibi kimliği ile çok daha rahat ilişkiye geçebilecektir. Özgürce kimliği ile mücadelesini yapacaktır.
-Biliyorsunuz çok kısa süre önce Ermenistan’ta da Nikol Paşinyan öncülüğünde yeni bir hükumet kuruldu. Başbakan Paşinyan öncülüğündeki bu hükumet hakkında neler düşünüyorsunuz? Nasıl karşılıyorsunuz?
-En son Ermenistan ziyaretimde Yelk Partisi’nin temsilcileri ve sayın Nikol Paşinyan ile bir görüşme şansım olmuştu. Kendilerini mütevazi bir parti olarak görüyorlar idi. Ben onlara dedim ki; ben sizin parti programınızı takip ediyorum. HDP’nin programının çok benzeri bir programınız var. Ve onlara mutlaka başaracaklarını söylemiştim. Bütün desteğimi veriyordum. Ama bu kadar çabuk başarılı olacaklarını gerçekten ben de beklemiyordum. Altı ay sonra Ermenistan’da sessiz bir devrim yaptılar ve yoksulların, ezilenlerin sesini sokaklardan demokratik bir değişim rüzgarı ile iktidara taşıdılar. Ben kendilerine başarılar diliyorum. Ve her türlü desteği vermeye hazır olduğuma dair kendisi (Nikol Paşinyan ile görüştüm) görüştüm. Yakın zamanda da, seçimlerden hemen sonra Ermenistan’a gidip yüz yüze de görüşmeyi planlıyorum.
Akunq.net
Leave a Reply