Herhangi bir devlet veya uluslar arası teşkilat tarafından Ermeni Soykırımı’nı telin eden herhangi bir kanun tasarısı görüşüldüğü veya kabul edildiği zaman, Türkiye yönetiminin onlara tehditler savurup ilişkileri kesmeye yönelik açıklamalar yapması artık normal sayılmaktadır. 22 Aralıkta, Milli meclisinde Ermeni Soykırımı’nın inkâr edilmesini suç sayan kanun tasarısının görüşüleceği Fransa’ya yönelik tehditler bu sefer komik bir nitelik kazandı.
Türkiye dışişleri bakanı Davutoğlu, bu münasebetle yememiş-içmemiş, “Bu, ortaçağ zihniyetidir; bu ortaçağ zihniyetinin Fransa‘da yaşanması Avrupa için en büyük tehlikedir. Fransa kendisini Avrupa Birliğinin aydınlanmasının merkezi addeder. Eğer böyle bir kanun yasalaşırsa, Avrupa‘da ortaçağ zihniyetinin gelişinin öncüsü de Fransa olacaktır. Özgür tartışma ortamını bertaraf etmeye, düşünce ve ifade özgürlüğüne set vurmaya, dogmatik bir yasa yoluyla tarihi susturmaya yönelik bu girişimlerle, Fransa‘nın temsil ettiği değerler çiğnenmektedir”, – demektedir. Dahası, Volter’in söz hürriyeti konusundaki ünlü sözünü hatırlatmış Fransızlara.
Davutoğlu, Türkiye’nin bir Avrupa devleti, Türklerin de Avrupalı olduğu masalına o kadar inanmış olacak ki, aynı Volter’den çok sonra kendi ataları tarafından tarih öncesi insanlara has barbarlıkla, bütün bir milleti kendi öz vatanında nasıl yok ettiklerini “unutmuş” olmalı. Farklı düşünmelerinden değil, sadece öteki olduklarından dolayı. Kendileri ise, atalarının liyakatli torunları olarak 301 kanun maddesiyle ötekileri ve farklı düşünenleri öldürmeye, takibata uğratmaya, sürgün etmeye veya hapislerde görülmemiş işkencelere maruz bırakmaya devam etmektedir.
Fransa’ya, işte böylesi söz ve vicdan hürriyet dersleri.
akunq.net/tr
Leave a Reply