Geçen Hafta sonunda “Figaro” gazetesi Ararat Dağı’na birkaç sayfa ayırmıştı. Ararat Dağı bu yazıda Ermenistan’ın tarihi bir parçası ve İncil’de adı geçen bir dağ olarak belirtilmekteydi. “Nuh’un gemisi ayın on yedinci gününde Ararat Dağı’na oturur. Tarihi Ermenistan’da, günümüz Türkiye’sinin sınırları içinde bulunan Ararat Dağı’nın yüksekliği 5137 metredir. Bu dağ hâla insanları büyülemekte ve birçok kişi burada Nuh’un gemisinin kalıntılarını aramaktadır”,- yazar Ararat’ın iki sayfalık fotoğrafının açıklamasında. “Ararat’ın paradoksu budur, kendisini görmezsek dahi sadece onu görmekteyiz. Sürekli bulutlarla kaplanmış olduğundan dolayı zirvesini görmek mümkün olmazsa da, bu sönmüş yanardağ bir haftadır tüm güzelliğiyle kendisini sunmaktadır”,- diyor “Figaro”nun muhabiri Jan-Lui Tromble. “Ermeniler bu dağı Masis olarak adlandırmaktadır, Türkler ise ağrıların dağı, İranlılar da Nuh’un dağı”,- diye eklemektedir Tromble. Muhabir, dağın coğrafi konumunu anlatıp Nuh’un gemisiyle ilgili İncil’den pasajlar sunmaktadır. Gazeteci, her yerde Hıristiyanlıkla ilgili semboller görmekte, Urartu krallığından, Ermenilerin Van Gölü’nden ve Ahtamar Adası’ndaki Surb Haç kilisesiyle, bu kilisenin son zamanlarda geçirdiği onarımından bahsetmektedir.
Ararat’a tırmanmak ise “Figaro”ya göre zor olmakla birlikte, birçokları tarafından arzulanan bir hedeftir. Yazıda, zirveye ulaşma ve Nuh’un gemisinin kalıntılarını bulma denemelerinnde bulunan atılganlardan bahsedilmektedir. Gazete, dağın önemini ve tarihi olayları takdim ederken dağa bir milli kimlik ithaf etmekten kaçınır.
Ellada Ğukasyan
Paris
30-07-2011
Leave a Reply