“Anneannem kitabının yazarı Fethiye Çetin şu an karşınızda olsa ona ne söylemek isterdiniz?”, “Anneannen için özür dilerim.” “Peki anneanne karşınızda olsa?”
(Bir süre sustuktan sonra gözleri yaşararak) “Konuşamam.”
Fethiye Çetin’in anneannesi Heranuş (sonraki adıyla Seher’in) doğumunun yüzüncü, ailesini kaybedişinin doksanıncı yıldönümü olan 2005 yılında İzmirli, orta yaşlı, kendisini Kemalist olarak tanımlayan bir kadın okurun yazar Fethiye Çetin ve anneannesi ile yaşadığı bu hayali karşılaşma, önümüze pek çok soru açıyor: Bu tür karşılaşmaları bugüne kadar kim, kimlerle yaşadı? Heranuş/Seher’in yaşadıkları bugüne kadar kimler tarafından biliniyordu? Neden milli tarih anlatılarında aile hikâyelerinde, yaşadığımız yerlerin resmi ve resmi olmayan tarihlerinde Heranuş/Seher’lerden hiç bahis yok? Bu kadınlar ve (daha az olsa da) bu erkekler neredeler? Onların çocukları, torunları, yeğenleri neredeler?
Bu kitaptaki 25 kişi bu sorulara oldukça çarpıcı yanıtlar veriyorlar. Türkiye’nin farklı yörelerinden, kesimlerinden gelen bu çocuklar ve torunlar hep birlikte “Biz buradayız, biz her yerdeyiz,” diyorlar. Onlara okul, meclis veya hastane koridorlarında, fabrikalarda, tarlalarda, vali odalarında veya camilerde rastlayabilirsiniz. Bindiğinizin otobüsün şoförü, hastanede kanınızı alan hemşire, beğendiğiniz bir gazetenin yazarı, bilgisayarınızı kuran teknisyen, çocuğunuzun öğretmeni, üniversitedeki yeğeninizin dekanı, dindar komşunuz, küresel ısınma mitinginde veya 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yanında yürüdüğünüz aktivist arkadaşınız, muhasebeciniz, nüfus cüzdanınızı çıkaran memur, pazardaki meyveciniz, en beğendiğiniz tiyatro sanatçısı, çalıştığınız şirketin temizlik işçisi veya yakınınızdaki caminin imamı olabilirler. Hatta belki bugüne kadar sormaya çekindiğiniz soruları sormaya başlarsanız, kendinizi onlar arasında bulabilirsiniz.
Eğer bu kitaptaki hikâyelerin de gösterdiği gibi, 1915 felaketinde Müslümanlaş(tırıl)arak hayatta kalan Ermenilerin çocukları ve torunları “her yerde” ise, neden onların hikâyelerinden bu kadar geç haberdar olabildik ve onlara dair bildiklerimiz neden hâlâ bu kadar sınırlı?
Bu kitaptaki 25 hikâye, bu konuyu çevreleyen farklı suskunluk katmanlarına dikkat çekiyor ve bizleri bu suskunlukların farklı hayatlarda nasıl farklı ifade buldukları, nasıl karşılandıkları ev ne tür bedelleri olduğunu düşünmeye davet ediyorlar. Bu davetin açtığı alanda ben de suskunluk katmanlarının tarih ve sosyal bilim anlatılarına yansımalarını ele almak ve olası sebeplerin tartışmak istiyorum. (…)
Ayşe Gül Altınay
Tarih: 9 OCAK PAZAR (2011)
Saat: 18.00
Mekân: LİVANE (Osmanağa Mahallesi, Osmancık Sokak,
No: 11, Kadıköy/İstanbul) (0216 414 40 96)
(info@livanepub.com <mailto:info@livanepub.com> ) (http://nehirmuhabbetler.blogcu.com <http://nehirmuhabbetler.blogcu.com%20/ahmet-telli/8915337> )
Sezai Sarioglu [sarioglusezai@gmail.com]

Leave a Reply