Bazen toplumların kaderleri, bireylerin karar ve eğilimlerinde gizlidir. Bu yazıda tanıtmaya çaılşacağımız iki isim de ülkemizdeki Ermeni cemaatının geleceği için birer kilometre taşı sayılırlar. İlkin, Fatih Sultan Mehmet ile yakınlık kurarak Ermeni cemaatının İstanbul’a, payitahta yerleşmesini sağladığı için ayrıca şöhret sahibi olan I. Hovagim, bu özelliği ile de, ilk İstanbul Ermeni patriğidir. Hayatı hakkında çok az şey bildiğimiz I. Hovagim’in, İstanbul’un fethinden önce Kütahya, Bursa, Filibe ve Konstantinopolis episkoposluğu ve ruhani önderliği yaptığı kayıtlıdır.
Hovagim, fetih öncesinde II. Mehmed’le (Fatih) tanışıyordu. Bir dostluk döneminden sonra, rivayete göre fetih olayı hakkında yaptığı ve gerçekleşen kehanet üzerine Fatih ile daha da samimi oldu. Kimi kaynaklara göre sadece bu samimiyeti yüzünden, daha gerçekçi kabul edebileceğimiz diğer görüşlere göre ise yeni başkentte bulunan yerli Rum çoğunluğu sadık ve güvenilir bir tebaa ile dengelemek için Fatih Bursa’dan Ermeni aileler getirtti ve bunun için I. Hovagim’in gücünden yararlandı.
Fatih, Ermeni halkın ruhani önderliğini temin amacıyla 1461 ‘de Ermeni Patrikliği’ni kurmasına destek oldu. Eski dostu olan Bursa ruhani önderi Episkopos Hovagim’i de İstanbul’a getirterek bu yeni makama atadı. Kendisine “Patrik” sıfatının yanında, zaten İİstanbul’da mevcut bulunan Rum patriğine eşdeğer haklar tanıdı. Daha sonraki tarihlerde Osmanlı İmparatorluğu Doğu ve Batı sınırlarını genişlettikçe, fethedilen bölgelerdeki Ermeni halkı İstanbul’a getirilerek yerleştirildi. 1475’te Kırım Yarımadası’ndaki Kefe şehrinden getirilen Ermeniler, bunların arasında ilk sıradadırlar. Böylece başkentin Ermeni nüfusu, bir hükümet politikası çerçevesinde, artırılır. I. Hovagim, 1474’te, (Kimi kaynaklara göre ise 1477’de) vefat eder. Diğer bazı kaynaklar ise İstanbul Ermeni toplumunun ikinci patriği olan Episkopos I. Nigogayos’un patrikliğe seçiliş tarihini göz önünde bulundurarak 1478 tarihini I. Hovagim’in ölüm tarihi olarak kabul etmeyi doğru bulurlar. I. Hovagim, fetihten sonra İstanbul’da Ermeni Patrikliği’nin kurulmasındaki etkin rolü, yeni kurulan İstanbul Ermeni cemaatinde yapılan ilk düzenleme çalışmalarındaki çabalarıyla tarihe geçmiştir. En az Hovagim kadar önemli olan ve cemaatinin kaderini etkileyen başka bir patrik de IX. Hovhannes’tir. İstanbul Ermeni Patrikliği için yaptıkları, bu Patrikliğin kurulması kadar önemlidir. IX. Hovhannes (Golod), 1678’de Bitlis’te doğmuş, 12 Şubat 1741’de İstanbul’da ölmüştür. Eğitimci, reformcu ve fikir adamıdır. Bitlis’te doğduğu için adına Pagişetzi (Bitlisli), aşırı kısa boylu olduğu için de Golod (kısa boylu) sıfatları eklenen Hovhannes’in din adamı olmadan önceki adına kayıtlarda rastlanmıyor. İlköğrenimini Bitlis ‘teki Amrdol (veya Amlorti Surp Garabed) Manastırı’nda görmüş. Dönemin önemli ilim adamı ve teologu Şirvanlı Krikor’un ögrencisi olmuş. 1700’de Başepiskopos Vartanp Pağışetzi’den din adamlığı rütbesi aldıktan sonra Kudüs’e gidip döner. Kudüs’ün durumunu düzeltmek için harcadığı gayret saygıyla anılır. Bu görevi yapabilmesi için ileri gelenlerin önerisiyle İstanbul’da patrik seçilerek 1715’te IX. Hovhannes adıyla tahta çıkar. Onun çabalarıyla 1717’de Kudüs ve İstanbul patriklikleri birbirinden ayrılır.
Ertesi yıl meydana gelen Kumkapı yangınında (6 Temmuz 1718) kül olan patriklik kilisesi, yalnız 70 gün içerisinde eskisinden on kat daha güzel olarak inşa edildi. Misyonerlerin çabalan sonucu Katolikliğe geçen Ermeniler için birçok kez çağrıda bulunmasına karşın, hiçbir olumlu yanıt alamadı. 18-28 Şubat 1726’da Kumkapı Patriklik Kilisesi’nde Başpatrik Ulnialı (bugün Süleymanlı) Garabed tarafından episkopos takdis edildi. Kısa süre sonra ”başepiskoposluk” sıfatını da aldı.
Hovhannes Golod’un maddi desteği ve çabalarıyla İstanbul’da birçok kitap yazıldı, çevrildi ve yayımlandı. Bunlardan sadece çevirilerin sayısı 20’yi buluyor. Övünülecek insanlar yetiştirmiştir; 20’yi aşkın öğrencisinden 8’i başepikopos, biri de (Hagop Nalyan) İstanbul patriği olmuştur. Patrik Golod döneminde Kumkapı Patriklik, Ortaköy Surp Asdvadzadzin, Üsküdar Surp Garabed ve Surp Haç, Balat Surp Hreşdagabet, Galata Surp Krikor Lusavoriç kiliseleri yeniden inşa edildi. Samatya’daki Surp Kevork ve Hasköy’deki Surp İstepanos kiliseleri de onarılan ibadethaneler arasında gösterilir. Tüm hayatını onarımlara, reformlara, eğitime ve kültüre adayan Hovhannes Golod’un naaşı Karaköy’deki Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi girişine defnedilmiştir. İstimlakle 1958 yılında yıkılan kilisenin tekrar inşası sırasında (1966) kemikleri kilisenin altında yapılan mezarda toplanır. 500 yılı aşkın İstanbul Ermeni patrikliği tarihinde tahta çıkan en önemli patriklerin başında gelen IX. Hovhannes Golod için 1978’de doğumunun 300. yılı dolayısıyla gerek İstanbul, gerekse yurt dışında geniş çaplı anma günleri düzenlenmiştir.
http://www.minidev.com/kulturler/kulturler_ermeni_mimar19.asp