Sasun

Sasun, Sanasana, Sanasina, Sanasnaye, Sanasun, Sanasunk, Sansan, Sansanna, Sanson, Sansun, Sasun Sancağı, Sasun ülkesi, Sasun Vadisi, Sasun hanesi, Sasunlular bölgesi, Sasunlular ülkesi, Sason, Sasunk, Yukarı Ova: Büyük Hayk’ın Ağdznik Eyaleti’nde bulunan bölge. Kuzeybatıda Haştyank, kuzeydoğuda Taron, Khut, doğuda Salnadzor, Gızekh ve Nıpırkert sancaklarıyla sınırdaştı.

Sasun, Ermenistan’ın en dağlık bölgelerinden biridir. Coğrafyası derin vadiler, geçit vermez uçurumlar, karanlık ormanlar, buz gibi maden suyu pınarları, azgın nehir ve derelerden oluşan nadir ve güzel bir bölgedir. Bölgenin en önemli dağ silsileleri Sim ve Andok, Dsovasar, Kepin, Maratuk gibi yüksek zirveleri olan Sasun Dağları’dır. Tigris havzasına ait olan Batman, Khulp, Sasuni ve daha birçok dere ve çay Sasun bölgesinden kaynağını almaktadır.

Bölgede ekilecek alanlar çok azdır ve olanlar da nehir havzalarında ve alçak dağ kesimlerinde bulunmaktadır. Yaylalar ve otlaklar daha çok yer tutmaktadır. Bölge genelde sık ve karanlık ormanlarla örtülüdür ve bazı ağaç türlerinin yaprakları üzerinde yaz aylarında bal tatlısı gazben (kazben, manana) oluşmaktadır. Sasunlular, gazbenden gıda olarak faydalanmakta ve farklı besin maddeleri hazırlamaktaydı. Bölge iklimi serttir. Kışı soğuk, bol kar yağışlı, fırtınalıdır ve 7 ay sürer.

Sasun bölgesi daha sonraları sadece coğrafi bir bölge olarak ele alınarak genelde Diarbekir (Diyarbakır) ve Bitlis, kısmen de Kharberd (Harput) vilayetleri arasında bölüşülmüştü. Sasun bölgesinin eski zamanlardaki iç idari bölünmeleri hakkında fazla bir bilgi yoktur. XIX.-XX. yüzyılda da bölünmeler kalıcı olmayıp kazaları veya nahiyeleri devamlı olarak değişime uğramıştır. Bırnaşen, Asıl Sasun, Kharzan, Khut-Bırnaşen, Khulp, Hazzo-Khabılcoz, Motkan, Şatakh, Talvorik ve Pısank, Sasun’un en tanınmış kazalarıydı.

Sasun’un yerleşim yerleri ve etnik bileşimiyle ilgili istatistikî veriler XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başına ait olmasına rağmen güvenilir ve bilimsel değildir. 1915 arifesindeki Sasun, çok sık yerleşime sahip bir bölgeydi ve Sasun’da 539 yerleşim yerinin var olduğu bilgisi büyük ihtimalle doğrudur. Bu yerleşim yerlerinin yarısında sırf Ermeniler, kalanında ise Ermeniler ve Kürtler karışık olarak yaşamaktaydı.

 Halkın temel uğraşı tarım ve hayvancılıktı. Nehir havzalarında ve ön dağlık bölgelerde Ermeniler zanaatlar (silah imalatı), bağcılık, meyvecilik ve ipekböceği yetiştirmekle uğraşıyorlardı. En çok ekilen tahıllar yulaf, darı ve arpaydı. Hayvancılıkta ağırlık küçük ve büyük baş hayvanlar ve at yetiştiriciliğindeydi. Sert iklim koşulları ve ekilecek toprakların kıtlığı Sasun Ermenilerine yüzyıllar içinde irade ve çalışkanlık aşılamıştır. Sasunlular inatçı, zorlukların üstesinden gelebilen ve ağır sosyal-siyasi şartlara göğüs geren insanlar olmuşlardır.

Sasunlularda, insan sevgisinin haricinde canını ve malını savunma amaçlı, nesilden nesle sağlam irade ve cesaret şekillenmiştir. Hürriyetperver Sasunlular devamlı olarak kötülüğe ve zorbalığa karşı eşit olmayan şartlarda mücadele etmiş, büyük kayıplar vermiştir. 1894 Ermeni katliamları esnasında Osmanlılar, Sasun’da 40 köyü yıkıp talan etmiş, 15000 kişi katletmişlerdir.

 XIX. yüzyıl sonu ve XX. yüzyıl başlarında Sasun Ermenilerinin öz savunma mücadelesi sırasında Arabo, Hırayr, Damatyan, Boyacıyan, Andranik (Ozanyan), Gevorg Çavuş, Gırgo, Koloz, Ağbür Serop ve daha nice Ermeni halkının cesur evlâtları kendilerini ispat etmişlerdir. Ermenilerin, Osmanlı katliamcılarına ve Kürt aşiret reislerine karşı yürüttükleri eşit olmayan var olma mücadelesi, büyük bir trajedi olarak son bulmuş, 1915–16 yıllarında Sasun’da 60 binin üzerinde Ermeni katledilmiştir. Hayatta kalanların çoğu büyük zorluklar altında Doğu Ermenistan’a ulaşıp günümüz Ermenistan Cumhuriyeti’nin Aştarak ve Talin bölgelerindeki köylerine yerleşmişlerdir.

Sasun yer isminin bilimsel açıklaması yoktur. Halk ananelerinden birine göre Talvorikli Mırgo ve Peto’nun evinin çatısının kalaslarından biri ağırlık altında aşağıya sarkar. Diğerler yeni bir kalas getirene kadar, orda bulunanlardan biri, bel vermiş kalasa eliyle dayanak olur ve “sa msa sun”, -bu sana direk- der, bundan da bölgenin ismi Sasun olur. Sasun isminin en eski kaydına “Sassu” olarak Asur kralı III. Tiglatpalasar’ın M.Ö. VIII. yüzyıldaki çivi yazıtlarında rastlamaktayız.

Ermeni kayıtlarında ise ilk defa olarak Anania Şirakatsi (VII. yüzyıl) tarafından Ağdznik Eyaleti’nin 10 bölgelerinden biri olarak belirtilmektedir.

850’li yıllardaki Arap işgalleri esnasında Sasun, kurtuluş savaşının en önemli merkezlerinden biri olmuş, Ermenilerin “Sasna Dsırer” destanı burada şekillenmeye başlamıştır. XI.-XII. yüzyıllardaki Bizans-Selçuklu işgalleri esnasında Sasun bağımsızlığını korumuş, XI. yüzyılda, Muşeğ ve Tornik beyler, Sasun bölgesini daha da genişletmişlerdir. XVI. yüzyılda Sasun, Osmanlılar tarafından işgal edilmiştir. Sasun, Osmanlı hâkimiyeti esnasında dahi çoğu kez yarı-özerk durumunu koruyabilmiş ve baskılara karşı isyan etmiştir. Bu süre içinde Kürt aşiretleri giderek daha çok Sasun’a dolmaya başlamışlardır. 1915 soykırımından sonra Sasun tamamen Ermenilerden boşalmıştır. Bir zamanların sık yerleşimine sahip bu bölge, günümüzde Türkiye’nin en seyrek yerleşimli bölgesidir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930