GİRESUN Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi Bölüm başkanı Prof. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver Trabzon Barosu’nun davetli olanrak geldiği Trabzon’da Kadın Hakları konulu konferans verdi. Tanrıöver, osmanlı döneminde kadın hakları Ermeni kadınlarının savunduğunu ve Türk kadının onlardan öğrendiğini iddia etti.
TRABZON Barosu bünyesinde Kadın Hakları Komisyonunca düzenlenen “Toplumsal Cinsiyet ve Türkiye’de Kadın Haklarının Gelişimi” konulu Panel Giresun Üniversitesi Tirebolu İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver’in katılımlarıyla dün Av. Cengiz Çebi Konferans Salonunda yapıldı. Tanrıöver, kadın hakları mücadelesinin Türkiye’de cumhuriyet döneminde değil, Osmanlı döneminde ermeni kadınların mücadeleleri ile başladığını söyledi.
Tanrıöver “Dünya genelinde kadın hakları sanayi devrimi ile başlamıştır. Bu mücadele ile kadınlar kendi benliklerini bulmuşlardır. Bunu birinci dalga olarak da algılayabiliriz. Daha sonra kadının evde oturması gerektiğini filmlerle dizilerle öğrettiler. Kadını bir meta haline getirdiler. Kendi tarihimizden baktığımızda bunu da görebiliriz. Kocam bunu yapıyor ben neden bunu yapamıyorum. Dolayısı ile kamu alanına kadar itaatkâr olmayı öğretiyor. Kadın kendi hakkını savunamıyor. Bunu bize küçük yaştan itibaren öğretiyorlar. Kadın şiddet görebilir taciz edilebilir ve susturulabilir. Bizler cumhuriyet döneminden önce hak aramaya başladık Bu yeni yapılan bir şey değil. Özellikle Osmanlı dönemindeki kadınlar çok fazla mücadele etmişlerdir. Osmanlı dönemindeki özellikle Ermeni kadınlar bu hak mücadelesinde önemli bir rol üstlenmişlerdir.” dedi.
Kadının daha aktif olması gerektiğini belirten Tanrıöver “Modern anlamda ise biz cumhuriyet döneminde mücadele gerçekleştirdik. Bize öğretilen bazı şeyler vardır. Kemalistler kadınlara haklar verdiğini söylüyor. Belki Cumhuriyet’in kuruluşunda kadınlara bazı haklar kolay bir şekilde verildi. Fakat bu haklardan sonra özellikle 1960 yılından itibaren Türkiye’de inanılmaz derecede bir mücadele gerçekleştirilmiştir. Kâğıt üzerindeki haklar verilmiştir. Örneğin bizlere seçme seçilme hakkı verilmiştir. Ama biz kadınlar ne kadar mecliste yönetimlerde ne kadar yer alıyoruz. Merkezde kadınlar biraz daha fazla yer alırken yerle de bu oran tamamen değişiyor. Daha ataerkil, daha duygusal yaklaşıyorlar. Kadını iş hayatından uzaklaştırma çabası içerine giriyorlar.” şeklinde konuştu.
ERBAKAN, KADIN KELİMESİNİ CİNSELLİK OLARAK GÖRDÜ
Bayan kelimesinin Erbakan döneminde kullanıldığını söyleyen Tanrıöver “Dünyanın ilk kadın haberi olan JINHA Haber gazetesi kapatıldı. Bu kadınlar açısından kötü bir durumdur. Olaya siyasi yaklaşılamamalıdır. Burada kadınların kendi mücadelesini anlatmaya çalışıyorum. Kadın bir cinsel obje olarak bizlere yansıtılmıştır. İnsanlar kadın derken bile olaya farklı yaklaşıyor. Buna alternatif olarak ‘bayan’ kelimesini kullanmaya başlamışlardır. Bayan kelimesi bizde 90’lı yıllarda çok fazla kullanılmaya başlandı. Bunun nedeni ise Erbakan’ın o dönemde kadın kelimesinin cinselliği çağrıştırdığını söylemesi olmuştur. Yani kadınlar tarih boyunca erkek egemenliği etrafında yaşamaya yaşattırılmaya çalışılmıştır.” ifadelerini kullandı.
http://www.gunebakis.com.tr/haber/110776/kadin-haklarini-ermeni-kadinindan-ogrenmisiz.html
Leave a Reply