Anadolu’da 1890’larda başlayan Ermeni halkına yönelik kırımlar 1909 Adana Katliamı ve 1915 Ermeni Soykırımı ile doruk noktasına ulaştı. Bu acılı tarih, sadece tanıklıklarla değil, dönemin gazete ve mizah dergilerindeki çarpıcı karikatürlerle de kayda geçti. 101. yıl vesilesiyle biz de karikatürist-ressam Vrej Kassouny’nin seçtiği bir koleksiyonu okurlarımıza sunuyoruz.
Kitabın yazarı: Vartevar Zeytuntsyan
Kitabın ismi: ‘Huşer, Mahvan Semen’ (Hatıralar, Ölümün Eşiğinde)
Alexander Saroukhan (1898 – 1977): Mısırlı Ermeni karikatürist Saroukhan, Batum’da (Rusya İmparatorluğu) doğdu. 1908’de ailesi ile İstanbul’a göç etti. Mkhitaryan Okulu’nda yatılı olarak okudu. Birinci Dünya Savaşı süresince, Saroukhan abisiyle birlikte okulda kapalı kaldı. Ancak savaşın sonunda dışarıya adım atabildiler. Alexander Saroukhan, 1922’de İstanbul’dan Belçika’ya kaçtı. Orada Viyana’ya gitti, ‘Graphic Lehr und Versuchsansalt’ okulunda grafik eğitimi aldı. 1924’te Mısır’a göç etti ve hayatının sonuna kadar orada yaşadı. Saroukhan, dünyanın en iyi ve en tanınmış çizerleri arasında yer alıyor. Karikatürleri, birçok Arap ve uluslar arası dergilerde ve gazetelerde yayımlanmıştır.
Fotoğrafçılık, basılı yayında kendine yer bulmadan ve foto muhabirliği terimi ortaya çıkmadan önce, ahşap oyma baskı yapılırdı. Ahşap oyma sanatı, illüstrasyon ve karikatür yaratarak doğrudan veya dolaylı yoldan fotoğrafın işlevini görürdü. Bu meslek ve sanat sayesinde insanlık, dünyanın farklı köşelerinde olan bitenlerden, olaylardan, felaketlerden, savaşlardan haberdar olur; aynı zamanda tanımadığı, bilmediği diğer kıtaları, ülkeleri, ulusları ve kültürleri tanırdı.
Görgü tanıkları ve tarihçiler gibi, illüstratörler ve karikatürist-ressamlar da güvenilir kaynaklardan aldıkları bilgileri basılı yayına aktardı. Böylece oryantalistlerin doğuya yaptıkları seyahatleri betimlemeleri gibi, okuyucunun bu özgün çizimlerle konuya daha hâkim olmalarını sağladılar.
Çizgilerle 1915
Osmanlı İmparatorluğu’nun ‘hasta’ olarak tanımlandığı dönemde, Jön Türkler ve ardından da İttihat ve Terakki Partisi döneminde planlanmış ve gerçekleştirilmiş Ermenilerin imhasını betimleyen çizimler ve karikatürlerin yayınlandığı uluslararası basının örnekleri oldukça fazladır. Özellikle günümüzde kitle iletişim araçlarının haber ve her türlü bilgiyi yaygınlaştırma olanakları göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu görsel malzemenin o dönem için belge anlamında taşıdığı önem, daha iyi anlaşılır.
İnkârcı kalemler uluslar arası basında çıkan karikatür ve illüstrasyonları, Ermenilerin lobicilik faaliyetleri ile açıklamaya çalışıyorlar ancak bu çizimlerin basında yer aldığı yıllarda henüz bir ‘Ermeni lobisi’ oluşturulmamıştı. O dönemde, soykırım mağduru Ermeniler, Der Zor çöllerinde ölüm kalım mücadelesi vermekteydi. Ayrıca, Ermenilerin ‘lobi’ faaliyetleri, ancak 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, yani yaşama yeniden tutunmayı başardıkları ve halkın insani, kültürel ve manevi kayıplarını telafi etmeye başladığı dönemlere rastlar.
Yabancı yayınlarda yer alan bu ‘provokatif’ resimlerin bizzat o ülkelerin yönetimlerince Ermenilerin yararına sipariş edildiği de söylenir. Gel gör ki Ermenilerin; Batı’nın İngiltere, Almanya, Fransa, Belçika gibi güçlü ülkelerini yönlendirebilecek imkânının olmayışı bir yana, bu ülkeler 17. yüzyıl Japonyası’nda Tōshō-gū kapısına nakşedilen ‘Mizaru, Kikazaru, Iwazaru’ adıyla bilinen görmeyen, işitmeyen, konuşmayan üç maymun rolündeydiler.
Rüzgârın hafızası
19. yüzyılın ortalarında, gazeteler ve onlara paralel olarak siyasi mizah büyük bir ivme kazanmışken, Avrupa ülkelerinden hemen sonra Ermeni ustalar sayesinde İstanbul’da da resimli gazetecilik ve siyasi mizah, toplumu bilinçlendirmek doğrultusunda çok önemli mesafeler katetmişti. O dönemin resimli gazetecilik, grafik gazeteciliği, siyasi mizah ve karikatürleri, günümüzün fotoğraf gazeteciliğini temsil ediyorlar ve medyanın en önemli yeniliği sayılıyorlardı.
Bu sayfada söz konusu basından yaptığımız küçük bir derlemeyi dikkatinize sunuyoruz. Punch (İngiltere), Simplicissium (Almanya), Chicago Daily News (ABD), Khatapala (Gürcistan) gazetelerinin sayfalarında; Oskar Shmerling, Thomas Theodore Heine, Luther Daniels Bradley, Oliver Herford, Bernard Partridge, Alexander Saroukhan gibi tanınmış ve okurun güvenini kazanmış çizerlerin belge niteliğindeki çizimleri bulunuyor.
İnsanoğlu konuşmayı öğrenmeden, henüz harfleri keşfetmeden ve yazılı ifadelere geçmeden önce mağara duvarlarına yaptığı çizimlerle çevresinde olup bitenleri kayıt altına alarak sonraki nesillere aktardı. Günümüzden kırk bin yıl önce yapılan mağara resimleri, insanlığa, o döneme dair yaşam izleri ile ilgili önemli ipuçları verdi. Yüz yıl önce yaşanan felaketin ortasında ve tam da o yıllarda çizgiyle ifade edilenlerde de hakikat saklı.
Kumun hafızası yoktur denir.
Kuma çizilen çizgi rüzgârla yok olur.
Oysa rüzgârın hafızası vardır.
Der Zor çölünün yakıcı rüzgârı tanık buna.
Mağara döneminden günümüze kadar çizgi, kod olma özelliğini koruyor. Evrensel bir kodlama bu. Hepimizin en iyi anlayabildiği iletişim aracı. Ne de olsa hepimiz, kendimizi ilk olarak çizgilerle ifade etmeye başladık. Gelin çizgilerin arasında örtülmüş, gömülmüş çizgileri arayalım, nesneleri kendi isimleri ile tanıyalım, altını çizelim.
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/15337/tarihi-cizimlere-kayitli-ermeni-soykirimi-hakikati
Leave a Reply