İttihatçıların 1919-1921 yargılanmalarıyla ilgili bazı kanıtların, günümüz Türk tarih yazımında çarpıtma denemeleri

Meline AnumyanMeline Anumyan

Türkolog, tarih doktoru

İttihatçıların Ermenileri imha etmeye yönelik siyasetinin, Osmanlı İmparatorluğu’nun askeri olağanüstü mahkemelerinde görülen 60’tan fazla yargılama sonucunda alınan kararlarla, Türkler tarafından daha 1919-1920 yıllarında telin edilmiş olma durumu, Ermeni Soykırımı’nın tarih yazımında, son yıllarda giderek daha fazla ilgiye nail olmaktadır. Tüm bu davalar, Birinci Dünya Savaşı döneminde Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermenilerin tehcir edilerek, toplu katledilmesi (Tehcir ve Taktil) suçlamasıyla açılmıştır. İttihat ve Terakki Partisi ve hükümet üyelerinin, Nisan-Temmuz 1919 tarihlerinde görülen yargılanmaları için, Ermenilerin tehcir ve imha edilmesinde önemli rol oynamış olan Teşkilat-ı Mahsusa’yı kurmanın haricinde, sağlam gerekçeler olmadan ülkeyi savaşa sürüklemek, ekonomik yolsuzluk, karaborsada faaliyet göstermek ve ülkenin güvenliğini bozmak suçları esas alınmıştır.

Bu yargılamaların bazı bilim adamları tarafından Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’nı tanımış olduğu şeklinde kabul edildiğinden dolayı, yargılamaların yapılmış olduğu olgusu kendi başına önemlidir. Örneğin, Prof. Nikolay Hovhannesyan’ın, İttihatçıların yargılanmasıyla ilgili belgelerin büyük bir kısmını Ermenice olarak ilk yayınlayan Osmanlıca uzmanlı Avetis Papazyan tarafından hazırlanan “İttihatçıların yargılanması belgelerine istinaden Ermeni Soykırımı” başlıklı değerli çalışmasının önsözünde belirtmiş olduğu gibi, tam da bu yargılamalar sonucunda alınan kararlar sayesinde Türkiye, Osmanlı İmparatorluğu nezdinde Ermeni Soykırımı’nı resmen tanımış olmaktadır[1].

İttihatçıların 1919-1920 yargılanmalarının incelenmesi, Ermeni Soykırımı’nın belgelenmesi açısından da önem arz etmektedir. 1919-1921 yıllarında Ermenilerin tehcir ve katledilmesi suçlamasıyla açılan duruşmalarda, özellikle 1919 yılında İttihat ve Terakki Partisi üyelerinin yargılanması esnasında mahkemeye sunulan iddianameler, şahit ve sanıkların ifadeleri, okunan şifreli telgraflar ve bilhassa de alınan kararlar, Ermeni Soykırımı’nı gerçekleştirmeye yaramış olan mekanizmalar hakkında önemli bilgiler sunmaktadır. İttihat ve Terakki Partisi üyeleri davasının ilk oturumunda (28 Nisan 1919) okunan, 41 resmi ve yarı resmi orijinal belgelerden oluşan suçlama ve 5 Temmuz 1919 tarihinde İttihat ve Terakki Partisi üyeleriyle ilgili alınan ve Ermeni Soykırımı’nın baş sorumlularının ölüm cezasına çarptırıldığı genel karar, dava belgeleri arasında özellikle dikkate şayandır.

Bu yargılamaların yapılmış olması ve belgeler, Ermenilerin kitlesel olarak katledilmesinin İttihat ve Terakki Partisi ve hükümet tarafından önceden düşünülüp, planlanmış olduğunu inkâr edilemeyecek bir şekilde kanıtlamakta olduğundan dolayı, Ermeni Soykırımı olgusunu inatla inkâr eden bazı Türk tarihçileri, bu yargılamalara değinmeye her halükârda mecbur olmuşlardır. Örneğin, Türk Tarih Kurumu dahi, Ferudun Ata’nın davayla ilgili çok sayıda kanıtı saptırmakta veya bunlara farklı yorumlar getirmekte olduğu “İşgal İstanbul’unda Tehcir Yargılamaları”[2] başlıklı çalışması vasıtasıyla, 2005 yılında ayrı bir kitapla bu yargılamalara değinmiştir. Ferudun Ata’nın yukarıda belirtilen çalışmasının başlığı dahi, Türk Tarih Kurumu ile yazarın, bu çalışmayı yayınlayarak hangi niyetleri güttüklerini göstermek için yeterlidir. Başlıkta dahi, bu yargılamaların İtilaf Devletleri, özellikle de İstanbul’u o dönemde kontrolü altında bulunduran Büyük Britanya’nın baskısı altında gerçekleşmiş olduğu vurgulanmaktadır. Bu argüman ilk olarak Türk bilim adamlarından Tarık Zafer Tunaya[3] tarafından işlenmiş, daha sonra da Ferudun Ata ile sadece Yozgat yargılamasına değinmiş olan Nejdet Bilgin[4] tarafından tekrarlanmıştır. Hâlbuki o dönemde Türkiye’nin, büyük devletlerin iradesine bağlı olmasından ayrı olarak, bu yargılamalar, Osmanlı hükümeti ile padişahın kararına istinaden yürütülmüş olup, dava belgelerinin geçerliliğini kesinlikle ortadan kaldırmamaktadır.

Ferudun Ata, yukarıda belirtilen çalışmasında bu davaların salt Ermeni tehcirinden değil, aynı zamanda toplu katliamlar (Taktil) nedeniyle de açılmış olduğu olgusunu bilinçli olarak göz ardı etmektedir. Bunun haricinde, Ferudun Ata bu yargılamalara sadece resmi tarihe el verecek açıdan yaklaşıp, çok sayıda kanıtı çarpıtmaktadır. Örneğin, dava sürecinde sanıklara karşı, sadece intikam hisleriyle yönlendirilmiş Ermeni milletine mensup kişilerin ifade vermiş olduğunu iddia etmektedir.

Belirtmek gerekir ki, Ferudun Ata’dan önce, tanınmış Türk diplomat ve tarihçi Bilal Şimşir[5] de “Malta Sürgünleri” başlıklı çalışmasında benzer iddialar öne sürmüştür. Hâlbuki bizim çalışmalarımızda[6] kanıtlar ortaya koyup, belirttiğimiz gibi, Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı bölgelerindeki Ermenilerin tehcir ve katledilmesi yargılanmaları oturumlarında Ermenilerin haricinde çok sayıda Türk ve yabancı, hatta bakan ve vali seviyesinde bir dizi üst düzey Türk devlet memuru da ifade vermiştir. Özellikle Trabzon Ermenilerinin tehcir ve katledilmesiyle ilgili dava, Türk ve yabancı tanıkların bolluğuyla göze çarpmıştır.

Her bir belgenin, Osmanlı İmparatorluğu’nun Adalet ve İçişleri bakanlıklarına bağlı görevli memurlar tarafından incelenip, onaylanmış olduğu göz önüne alındığında, bu dava belgelerinin son derece değerli oldukları barizdir. Bunun haricinde, pek çok durumda sanıklara belgelerin altındaki imzaları gösterilmiş ve sanıklar, bu imzaların kendilerine ait olduğunu kabul etmiştir. Tam da bu prosedür sayesinde bu yargılamalar sadece tarih bilimi açısından değil, hukuk açısından[7] da paha biçilmez bir kaynak teşkil etmektedir. Vahagn Dadrian’ın yerinde tespitiyle “Divan-ı Harb tarafından bilgimize sunulan belgeler topluluğu  inkârcılığa karşı en önemli panzehirdi”.[8]

Bu inkâr edilemez kanıtı göz önünde bulunduran Türk tarihçiler ve siyasetçiler, Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümünde de yargılamalar konusunu es geçmemişlerdir. Böylece, 2015 Martında İstanbul’da, Uluç Gürkan’ın “Ermeni Katliamı Suçlaması, Yargılama ve Karar. Malta 1919-1921” başlıklı kitap yayınlanmıştır[9].

Belirtilen kitabın yazarı Uluç Gürkan’ın, Ankara’dan seçilmiş bir milletvekili olarak 1991-2002 yıllarında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunmuş ve TBMM başkan yardımcılığı yapmış olduğunu belirtmek gerekir. Bu süre içinde Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı parlamento asamblesinde Türk heyetinin başkan yardımcılığında da bulunmuştur. Gürkan, tarihçi olmayıp, siyaset adamı olarak belirtilen kitabı siyasi çıkarlar ve dürtülerle yazmıştır. Bu kitabın, en azından İttihatçıların yargılanmaları konusu açısından bilimsel olarak herhangi bir yenilik içermemesi ve sadece Ermenilerin tehcir ve katledilmesiyle ilgili Türk resmi tarihinin temel tezlerini tekrarlaması da bundan kaynaklanmaktadır.

Örneğin Uluç Gürkan kitabında, Yozgat davasının baş sanıklarından Boğazlıyan kaymakamı ve bu yargılamalar dizisinde ilk idama mahkûm olan Kemal Bey’in, Ermenilerin tehciri esnasında cinayetlere sebep vermiş olmak suçlamasıyla daha 1915 yılında, Yozgat istinat mahkemesinde yargılanıp, suçsuz bulunarak, serbest bırakılmış olduğunu vurgulamaktadır[10].

Daha Soykırım süresinde yapılan benzer yargılamalar konusuna, uluslar arası çapta tanınmış soykırım bilimcisi, Prof. Vahagn Dadıryan ve Ermeni Soykırımı olgusunu kabul eden Türk tarihçi, “Clark” üniversitesindeki “Soykırımları araştırma merkezi” Profesörü Taner Akçam değinmiş ve birlikte hazırlamış ve 2008 yılında İstanbul’da yayınlamış oldukları ““Tehcir ve Taktil”, Divan-ı Harb-i Örfî Zabıtları, İttihad ve Terakki’nin Yargılanması 1919-1922” başlıklı değerli derlemede değinmişlerdir. Bu kitabın 203-221 sayfalarında yer bulan “1915 olaylarını organize eden ve uygulayan bazı fail ve suç ortakları hakkında soruşturmalar ve akıbetleri” başlıklı bölümde Dadıryan ve Akçam, Türk resmi tarihinin, henüz Birinci Dünya Savaşı yıllarında, tehcir edilmiş Ermenilerin öldürülmelerini düzenlemiş veya bunlara suç ortaklığı yapmış olan devlet memurlarına karşı soruşturma açılmış olup, içlerinden bazılarının ölüm cezasına[11] dahi çarptırılmış olduğu tezini kanıtlarla yalanlamaktadır. Yazarların belirtmiş olduğu gibi, Türk Tarih Kurumu’nun eski başkanı Yusuf Halaçoğlu tarafından, bu iddiasını kanıtlamak amacıyla belirtmiş olduğu 12 ayrı belgenin içeriğine bakıldığında, belgelerin hiçbirinde, suçlarla ilgili soruşturma başlandığına dair herhangi bir veri bulunmadığı anlaşılmaktadır[12]. Tersine, Halaçoğlu tarafından ortaya konan bu belgelere göre, bazı devlet görevlileri Ermeni katliamlarından dolayı devletin övgüsüne nail olmuşlardır. Örnek olarak da Cemal Paşa tarafından görevinden azledilen bir kaymakamın, Talat Paşa tarafından görevine iade edilmiş olduğu belirtilmektedir. Konuyla ilgili ilginç bir gözlem yapan yazarlar, gerçekte Ermeni Soykırımı yıllarında, sadece devletin onayı olmadan Ermenilerin mal varlıklarına sahip olmaya çalışan memurların Osmanlı İmparatorluğu tarafından cezalandırılmış olduğu ve benzer denetleme heyetlerinin, soygunu kontrol etme amacıyla oluşturulmuş olduğunu ortaya çıkartmışlardır.

Uluç Gürkan yukarıda belirtilmiş olan kitabında, 1919 yargılamaları esnasında İttihat ve Terakki Partisi ve hükümet üyelerinin avukat tutma hakkından yoksun olduklarını iddia etmeye çalışmaktadır. Hâlbuki İttihatçıların avukatları olmuş ve hatta bazıları birkaç avukat tutmuşlardır[13]. Belirtmek gerekir ki, İttihatçılar bu haktan 1919 yargılanmalarında değil, 1926 yargılanması zamanında yoksun olmuşlardır.

Böylelikle, günümüz Türk resmi tarihçiliği, Ermeni Soykırımı açısından 1919-1920 yıllarında İstanbul olağanüstü mahkemelerinde Ermenilerin tehciri ve katliamları suçlamasıyla ele alınan davaların büyük öneme sahip olduğunun bilincinde olarak, bugün de İttihatçıların yargılanmalarının bazı hususlarını çarpıtmak ve kanıtları tahrif etme konusundaki mesnetsiz denemelerini sürdürmektedir.

Türkçeye çeviren: Diran Lokmagözyan

Akunq.net

[1] Փափազեան Ա.Հ., Հայերի ցեղասպանութիւնը ըստ երիտթուրքերի դատավարութեան փաստաթղթերի, Լոս Անճելես, 2005, էջ 2-3:

[2] Ferudun Ata, İşgal İstanbulu’nda Tehcir Yargılamaları, Ankara, 2005.

[3] Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt 3, İttihat ve Terakki, Bir Çağın, Bir Kuşağın, Bir Partinin Tarihi, İstanbul, 2000.

[4] Nejdet Bilgi, Ermeni Tehciri ve Boğazlıyan Kaymakamı Mehmed Kemal Bey’in Yargılanması, Ankara, 1999.

[5] Bilâl Şimşir, Malta Sürgünleri, Bilgi Yayınevi, İstanbul, 1985.

[6] Անումյան Մ.Վ., Երիտթուրքերի 1919-1921 թթ. դատավարությունների վավերագրերը ըստ օսմանյան մամուլի, Երևան, 2011; Անումյան Մ.Վ., Ճանաչում և դատապարտում. երիտթուրքերի դատավարությունները (1919-1921 թթ. և 1926 թ.), Երևան, 2013:

[7] Vahakn N. Dadrian, Taner Akçam, “Tehcir ve Taktil”, Divan-ı Harb-i Örfî Zabıtları, İttihad ve Terakki’nin Yargılanması 1919-1922, İstanbul, 2008, s. 5.

[8] Age, s. 6.

[9] Uluç Gürkan, Ermeni Katilamı Suçlaması. Yargılama ve Karar. Malta (1919-1921), İstanbul, 2015.

[10] Age, s 62.

[11] Vahakn N. Dadrian, Taner Akçam, “Tehcir ve Taktil”, Divan-ı Harb-i Örfî Zabıtları, İttihad ve Terakki’nin Yargılanması 1919-1922, s. 204.

[12] Age

[13] Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt 3, İttihat ve Terakki, Bir Çağın, Bir Kuşağın, Bir Partinin Tarihi, s. 562, dipnot 88.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

November 2025
M T W T F S S
 12
3456789
10111213141516
17181920212223
24252627282930