Yozgat Ermenileri Tehcir ve Taktil (Sürgün ve Kitlesel Öldürmeler) davası tutanakları

Meline AnumyanMeline Anumyan

Tarih Bilimleri Doktoru

Ermeni katliamları tertipçilerinin sorumluluğu sorunu, İstanbul divan-ı harp mahkemelerinde, Osmanlı İmparatorluğu’nun farklı bölgelerine göre de yürütülmüştür. Ana davalar da dâhil olmak üzere, Ermeni tehciri ve katliamları suçlamasıyla yaklaşık 63 ayrı dava açılmıştır. Ermeni tehciri ve taktili suçlamasıyla görülen yargılamalar arasından özellikle, Ermenilerin sürgün ve yok edilmesinin hükümetten talimat almış yerel yöneticiler tarafından düzenlenip, koordine edilmesiyle ilgili yargılama süresince en çok ifadenin ve kanıtların sunulmuş olduğu, ilk görülen Yozgat ve Trabzon davaları önemlidir.

Yozgat Davası’nda üç asıl sanık vardı: 1. Yozgat yöresinden Boğazlıyan ilçesi kaymakamı Mehmed Kemal, 2. Mehmed Tevfik, jandarma yüzbaşı, sonradan binbaşlığa terfi ettirildi, Ankara vilayetinin Çorum ve Yozgat bölgelerinden sorumluydu, 3. Abdül Feyyaz (Ali), Boğazlıyan kazasının/ilçesinin Evkaf memuru. Ne var ki, çok çeşitli nedenlerle onun dosyası bağımsız yargılanmak üzere mahkemenin en başında ayrılmıştı. Geri kalan iki sanıktan Kemal taamüden cinayetten suçlu bulunarak idam cezasına çarptırıldı. Öteki sanık Tevfik ise on beş yıl kürek cezasına çarptırıldı. Yozgat dava tutanakları, “Takvim-i Vekayi” resmi gazetesinde yayımlanmamış, bu gazetede sadece Yozgat davası Karar Sureti basılmıştır. Fakat 1912-1921 yy. Istanbul’da basılan “Alemdar” Gazetesi, sayılarında bu davayla ilgili ayrıntılı bilgilere yer vermiştir. Aşağıda “Alemdar” gazetesinde yayımlanan Yozgat Ermenileri Tehcir ve Taktil Davası’nın iki tutanağı sunulmaktadır.

 

“Divan-ı Harb’de Tehcir Muhakemesi Başladı

Dün Divân-ı Harb-i Örfi’de saat biri elli beş gecerek Yozgat Tehcir ve Taktili davasına devam edildi. Heyet-i Hakime ber-vech-i âti (aşağıdaki gibi) teşekkül etmişti: Reis Mustafa Nazım Paşa, azalar: Zeki, Mustafa, Ali Nazım Paşalarla Miralay Receb Ferdi Bey ve müddeiumumilik (savcılık) makamında Haralambo Efendi ile muâvini beyden mürekkeb idi (oluşmaktaydı). Heyet-i hâkime mahkeme salonuna dahil olduktan sonra reis paşanın emriyle Tevfik ve Feyyaz Beyler mahkemeden dışarı çıkarak Kemal Bey kaldı ve isticvâba başlanıldı:

Reis Paşa-Tehcir hakkında gerek tahrirî (yazılı) ve gerekse şifahî (sözlü), doğrudan doğruya veya bilvasıta (dolaylı) ne suretle emir aldınız?

Kemal Bey-Tehcir esnasında Boğazlıyan’da kaymakam bulunuyordum. “Ermenileri tehcir ediniz” diye emir aldım ve jandarma kumandanına tebliğ ettim. Merkez-i kazadakiler jandarma kumandanı, hariçtekiler nahiye müdürü vasıtasıyla sevkedildiler.

 -Tehcir kimlere aitti? Hiç müstesnası yok muydu?

 -Tehcir Ermenilere aitti, müstesnaları hakkında birçok emir aldım. Onlar pek muhtelif olduğundan hatırımda değildir. Protestan olanlarla sinn-i (yaş) askerîye dahil olanlar hakkında bir istisna vardı. Tehcir emri 21 Temmuz’da gelmiştir. Fakat intihası hatırımda değildir. 6 Ağustos’ta Yozgat’a gittim. Zannederim, avdetimde hitam bulmuştu.

 -Tehcir kafileleri kaç aile ve azamî kaç nüfustan ibaretti ve bunlar hakkında defter veriyor muydunuz?

 -Kafile kaç kişi olduğu bilmiyorum, defterleri jandarma tanzim ediyordu.

 -Kaç aile sevk olunduğunu bilmeniz lazım.

 -Jandarmadan alıyordum, tahriratta mevcuttur. Bendeniz bilmiyorum.

 -Hangi tarikle sevk ettiriyordunuz? Yani zabıtaya bunları filan tarikle filan yere götür diyor muydunuz?

 -Hükümet bunu temin etmişti ve jandarma buna nezaret ediyordu.

 -Bilâtefrik-i (ayırmaksızın) cins ü mezheb bütün ahalinin ırz, can ve namusu size mevdû’ idi. Binaenaleyh Ermenilerin tehciri esnasında ne gibi takayyüdâtta (dikkatler) bulundunuz?

 -Bunlar herhalde selâmetle isal edilmiştir efendim.

 -Yozgat’taki bazı eşhası tehcire iştirâk ettirdiniz mi, eğer ettirdinizse münferiden mi, yoksa müştereken mi?

 -Evet paşam, bir defa üç kişiyi iştirak ettirdim. Sebebi de kafilenin tecavüze uğratılmaması içindir.

 Müddeiumumi-Abdullah Bey namında birisini tanıyorlar mı?

 Kemal Bey-Buradaki mevkuf olan değil mi? Onu tanıyorum.

 -Kafileye memur edilmiş?

 -Evet.

 Reis Paşa-Münferid mi, yoksa müşterek mi memur edildiler?

 Kemal Bey-Müştereken gönderilmiş efendim.

 Müddeiumumi-Bu ahali işe niçin karıştırılmış? Madem ki hükümet inzibatı temin etmişti?

 Kemal Bey-Bir münasebetsizliğe meydan verilmemek içindir.

 Müddeiumumi-Hükümet memuru varken bunların gönderilmesinde bir maksad-ı mahsus vardır.

 Kemal Bey-Hiçbir maksad-ı mahsus yoktur.

 Reis Paşa-Peki, muhafazayı jandarma kumandanı yaptı demiştiniz.

 Kemal Bey-Zaman geçti. Ne lüzum üzerine olduğu hatırımda değildir.

 Müddeiumumi-Kemal Bey Yozgat’ta iken 16 Ağustos 331 tarihli bir mektup temhir ediyor ve zarfın üzerine “Gayet mühimdir ve işbu mektup Battal kariyesinde Bakırcı Mahmud ve rüfekası tarafından bir mazbata tanzim olunarak saat ve dakikayı yazarak mektubun açılması ve müctemian okunması ve mealinin hamiyet-i vataniyye icrâsına tevfikan hareket olunması” diye yazıyor. İçindeki mektupta Ermenilerin emvâlinin (malların) Osman Paşa tekkesi dahiline konacağı ve kapısının temhir edileceği emrolunuyor.

 Kemal Bey-Bendenizin yazısı değil, böyle birşey de yazmayacağım tabiidir.

 Reis Paşa-Üstündeki mühür?

 Kemal Bey-Benim değil, hangi daireye ait olduğunu da anlayamadım.

 -Bu husustaki müdafaanız nedir?

 -Bendeniz yazdığım tezkerede bilakisn (aksine) bunların muhafazasını emretmiştim.

 -Jandarma çavuşu Şükrü’ye imzanızla bir tezkere göndermiş ve bunda mesul memurlara zahîr (destek) olunmasını yazmışsınız. Buna salahiyettar (yetkili) mısınız?

 -Ne lüzum üzerine olduğunu hatırlamıyorum.

 -Emvâl-i metrûke (terkedilmiş mallar) komisyonunda bu adamların alakası var mıdır?

 -İhtimal.

 -Bu eşhasın (şahısların) hüveyetini biliyor musunuz?

 -Hayır efendim.

 -Hüviyetini bilmediğiniz bir adamı nasıl bir işe tayin ettiniz?

 -İhtimal bendenize tavsiye etmişlerdir.

 -Tedkik-i Seyyiat Komisyonu’nda (Kötülükleri İnceleme Komisyonu’nda) verdiğiniz ifâdâtta tehcire ait evrakın bir kısmı okunduktan sonra yakınız diye emir verildiğini söylemişsiniz. Bunlardan maadası nerededir?

 -Hepsi mevcuttur, efendim. Esasen bendeniz Tedkik-i Seyyiat Komisyonuna celbedildiğim gün pek yorgundum. 8 kişi bir vagonda idik. Uykusuz kaldığımdan nasıl ifade verdiğimi bilmiyorum.

Müddeiumumi-Bendeniz Tedkik-i Seyyiat Komisyonunda aza (üye) olduğumdan bunun hilaf-ı hakikat (hakikate aykırı) olduğunu beyan ederim. Kendisi üç dört saat düşündü. Öyle yazdı.

Kemal Bey-Zat-ı âliniz orada yoktunuz. Zaten hükümet tehcir emrini Memâlik-i Osmaniye’nin her kasaba veya vilayetine aynı vermiştir. Eğer böyle birşey varsa diğer kazalardan da tedkikat yapılabilir. Böyle ne bir emir vardır, ne aldım.

 -Yozgat Müftüsü size bazı nesayihde bulunmuş, siz de ona “Sen hükümetten merhametli misin?” demişsiniz.

-O Yozgat değil Boğazlıyan Müftüsü idi. Ahz-ı asker şubesinde beraberdik. Böyle birşey olmadı. Orada benden başka birçok kimseler vardı.

 -Tehcir için ne yaptınız?

 -Hiçbir şey yapmadım.

 Reis (mübaşire)-Kemal Beyi götürünüz, Tevfik Bey gelsin.

Reis Paşa (Tevfik Bey’e) -Tehcir edilen eşhasın suret-i tehcirleri hakkında bir emir aldın mı ve aldınsa tahriren mi yoksa şifahen mi?

Tevfik Bey-Tehcir hakkında hükümet emir verdi. Bana defter verdiler, birisini Sivas’a, diğerini Haleb’e olmak üzere iki kafile sevk ettim ve emirleri tahriren aldım.

 -Tehcir olunanları kafile kafile mi yoksa müctemian (toplu olarak) mı i’zam ettiniz (gönderdiniz) ve ne kadar jandarma muhafazalarına terfik ettiniz, siz beraber bulundunuz mu? Gıdaları için ne yaptınız ve yedlerinde ne kadar eşya bıraktınız?

 -Kafile kafile sevk ettim. Kafilenin kesretine göre muhafazalarına jandarma terfik ettim. Sivas’a giden kafile ile beraberdim. Merkezden 4 saat uzaklaşınca Mutasarrıf Cemal Bey’den avdetim ve yerime mülazim Cevad Bey’i bırakmaklığım hakkında emir aldım. Binaenaleyh bendeniz yarı yolda avdet ettim. Kendilerinin her türlü istirahatlerini temin ettim.

 -Kemal Bey sevk edilmeleri için icab eden tedâbir (önlemler) jandarma kumandanına aittir diyor. Ne dersiniz?

 -Nasıl oluyor? Bir hükümet bir kafile sevk eder de ve hükümet muhassasatlarını (sponsorlu bağlantılar) da vermezse ben ne yapabilirim? Cebimden para mı vereyim? Bunu hükümet düşünmeli idi.

 -Siz hükümet memuru değil misiniz?

 -Tabii hükümet memmuruyum.

 -Ahali içinde fukarâ (fakirler) olduğunu bilmez miydiniz?

 -Ne bileyim efendim. Vazife-i insaniyyem (insanlık görevlerimden) olarak karınlarını doyurmaya mecburdum. Nitekim de yaptım.

 -Vazife-i insaniyenizi ifa yerine vazife-i memurenizi yapsanız daha iyi olmaz mıydı?

 -Para istemek aklıma gelmedi.

 -Kafileyi yolda mülazime teslim ederken kâğıt aldınız mı?

 -Hatırıma gelmiyor. İhtimal almışımdır.

 -Taşpınar’a kadar sevk ettiğiniz kafilede bir vukuat oldu mu?

 -Hayır efendim olmadı.

 Sonra Tevfik Bey’i götürdüler, Feyyaz Bey geldi.

 Reis Paşa-(Feyyaz Bey’e) Yozgat’ta evkaf memurluğundan başka bir memuriyetin var mıydı?

 -Feyyaz Bey -Hayır.

 -Tehcir işlerine memur muydunuz?

 -Hayır.

 -Yozgat heyet-i faâle reisinden olduğunu söylüyorlar ne gibi şeyler yaptın?

 -Bendeniz bu cemiyete mensup değilim.

 -Dahil olmadığınıza dair şahit gösterebilir misiniz?

 -Evet efendim. (Birkaç şahidin ismini söyledi)

 -Tehcir de parmağındaki yüzüğü aldığınızı söylüyorlar.

 -2600 kuruşa müzâyede-i aleniyyeden aldım. Bu hususta da şahidim vardır.

 -Emval-i metrûke komisyonunda bulundunuz mu?

 Evet ücretle bulundum.

 Bu esnada Tevfik ve Kemal Beyleri dahi getirdiler.

 Reis Paşa-(Kemal Bey’e) Tehcir jandarma kumandanlığına aitti. Tevfik Bey defter alıyordum dedi.

 -Hayır aldığım emri veriyordum. Onlar ifa ediyorlardı. (Kemal Bey’in yalnız olarak isticvabında sorulan sualler okundu).

Müddeiumumi teşkil-i tarafeyn hakkında mütalaat dermiyan ederek Kanun-ı Cezâ-yı Askerî’nin yedinci maddesi mucibince (gereğince) müddei-i şahsîlerin muhâkemede bulunamayacağını söyledi.

Müddei-i şahsî uzun bir mütalaa dermiyan ederek herhalde kendisinin mevcut bulunması lâzım geleceğini ve eski Divân-ı Harb kararı nakz edilemeyeceğini iddia eyledi.

Bunun üzerine heyet-i hâkime berâ-yı müzâkere salonu terk etti. Bir saat on dakika müzakereden sonra heyet-i hâkime yeniden muhakeme salonuna dahil oldu. Netice-i mukarrerâtın hulâsa-i meâli (özeti): Müddei-i şahsînin Divan-ı Harb’de bulunmamasına ekseriyetle karar verildi ve müddei-i şahsî Leon Remzi Efendi salonu terk etti.

Badehu Ojeni ismindeki şahit tekrar çağıralarak mülga (yürürlükten kalkmış olan) Divan-ı Harb’deki ifadesini tekrar etmesini Reis Paşa ihtar etti. Ojeni beyanatını tekrar ederken: “Bu defa daha mufassal (ayrıntılı) söyliyeceğim, zira öbür mahkemede adalet göremiyordum.” dedi.

Neticede polis bu sabah kendisini berây-ı şehâde mahkemeye celb etmek için aradığı zaman kendisine lisanının güzel olduğundan ve bir İslam’a verilmesinden bahsettiğini söyledi.

Müddeiumumi mezkûr polisin numarasını bilip bilmediğini sordu ve 2021 numaralı olduğu anlaşıldı. Feyyaz Bey Ojeni’nin ifadesinin sırf bühtandan (iftiradan) ibaret olduğunu zikr ile eski ifadesinin okunmasını talep etti ve okundu.

Reis Paşa (Tevfik Bey’e) -Sevk edilenlerin ellerini bağladınız mı?

Tevfik Bey-Evet Cemal Bey zamanında selameti temin için kasabadan çıkıncaya kadar bağlamıştık.

Müddeiumumi-Cemal Bey gibi namuslu bir hükümet memuruna isnâd edilen bu cürmü reddetmek mecburiyetindeyim.

Badehu Mari namındaki kadının Kayseri müddeiumumiliğinden istinâbe suretiyle gelen ifadesi okundu. Maznunların aleyhinde idi. Hitamında Kemal, Tevfik ve Feyyaz Beyler mektubun meali tamamiyle bühtandır diyerek reddettiler. Saat beş buçuğa gelmiş olduğundan mahkemeye önümüzdeki Çarşamba günü saat 10’da devam edilmek üzere heyet-i hâkime salonu terk etti.”

 Alemdar Gazetesi, 25 Mart 1919

 

“Tehcir ve Taktil Muhakemesi

Yozgat Tehcir ve Taktil Muhakemesine dün yine badezzevâl (öğle sonu) saat 2.25’te Reis Nazım Paşa’nın riyâseti altında devam edilmiştir.

Müddeiumumilik mevkiinde muâvin (yardımcı) Kudretullah Bey bulunuyordu. Heyet salona dahil olduktan sonra kemâfissabık (eskisi gibi) Feyyaz ve Tevfik Beyler dışarı çıkarılarak Kemal Bey ile yalnız olarak isticvâba (soruşturmaya) başlanılmıştır.

 Reis Paşa-Yozgat şubesi reisi kimdi?

 Kemal Bey-Bendeniz iki reis tanırım, Mustafa ve Selami Beyler.

-Ermenileri itlaf (telef) ettirmek ağrâz-ı şahsiyyene (şahsî maksatlar) mebni mi yoksa başka bir sebebden dolayı mı doğrusunu söyle?

 -Hâşâ, paşam, Ermenilerin itlafına aslâ delâlet etmedim.

 -Yozgat dâr’ül harekât dahilinde midir?

 -Hayır efendim.

 -Bir kısım muhacirîn arabasız, sefaletle niçin tehcir edildi?

 -Efendim vesait (vasıtalar) mefkuddu. Hükümetten telakki ettiğim emri ifa ettim. Hatta müslüman mülteciler bile aynı hal karşısında bulunmuştur.

 -Sizin itaatinizce hiçbir fenalık olmamış mıdır?

 -Hayır, bendenizin itikadımca katiyen olmamıştır.

 -Bu kadar şahitlerin söyledikleri, hatta mutasarrıf Cemal Bey’in hakkınızdaki şehâdeti yalan mıdır?

-Efendim, şahitlerin söylediği hep yalandır, mutasarrıf Cemal Bey de zannedersem gördüm değil işittim, diyor.

-Cemal Bey’le aranız dilgîr miydi?

-Evet, efendim. Bir mazbata meselesinden dolayı biraz aramız dilgîr oldu. O birşey teklif etmişti. Bendeniz Şura-yı Devlet’in kararına muhalif gördüm, mazbatayı imzalamadım.

Kemal Bey çıktı, Tevfik Bey geldi ve kendisinin mülga Divan-ı Harb’e verdiği bir rapor tekrar okundu rapor Ermeni eşkiyasının birçok fecâyiini tasvir ediyordu.

Reis Paşa-(Tevfik Bey’e) Size Ermenilerin kökünü kazıtmak için emir verildi mi? Verdiğiniz raporda bundan bahsediyorsunuz.

Tevfik Bey-Hayır efendim. Bu Ermenilerin kökünü kazımak değil, icrâ-yı şekavet eden eşkiyanın tenkili içindir.

-Bu eşkiya kaç kişi vardı, kimlerden teşekkül etmişti ve sizin kuvvetiniz ne kadardı?

-Bu eşkiya 300, 800 kadar muhtelif mikdarda vilayet Ermenilerinden teşekkül etmiş ve 330 (1914) senesinden beri bu şekavet hâlâ devam etmekte bulunmuştur. Bizim kuvvetimiz çokça idi. Zira diğer kazalardan kuvvet almıştık.

-Raporunuzda icrâ-yı şekavet eden eşkiyanın topu olduğundan bahsetmişsiniz. Siz gördünüz mü top ne cesamettedir?

-Efendim rapordaki top mitralyözden galat olsa gerektir. Top meselesi tehcirden evvel Terzili’de vâki olmuştur.

Tevfik Bey’e bazı esile daha sorulduktan sonra Kemal ve Feyyaz Beyler dahi salona getirilerek izhar-ı hak için berâ-yı şehâde İngiliz teb’asından Miralay Mehmed Bey celbedildi. Hüviyeti badettahkik Yozgat Tehcir ve Taktili hakkındaki malumatına müracaat edildi. Mumaileyh netice-i ifadesinde balta ve bıçak ile Ermenilerin kesildiğini bizzat gördüğünü, fakat o esnada maznûnînin orada olmadığını beyan etti. Bunun üzerine Kemal Bey Mehmet Bey’in ifadâtına karşı bazı itirazat serd etti. Bilhassa tehcirin Şubat’ta vukua geldiğini söylemesi mahz-ı hata olduğunu beyan etti; ondan sonra Üsküdar Mutasarrıfı Mehmed Ali Bey ilk defa maznunînin müdafaa şahidi olarak celb edildi ve kendisinin badettahlif malumatına müracaat edildi. Mumaileyh tehcirden birbuçuk sene sonra İstinak riyasetiyle Yozgat’a gitmiş ise de Feyyaz Bey’in tehcir meselesiyle alakadar olduğuna dair birşey işitmediğini kanaat-ı vicdaniyyesi itibariyle Feyyaz Bey’in bu gibi birşeyi yapamayacağını, asla işret etmediğini, İttihat ve Terakki’ye intisabı olmadığını beyan ettikten sonra Reis Paşa tarafından Kemal Bey’le tehcirin suret-i icrâsına dair muttali olduğu şeyleri söylemesi ihtar edildi. Mehmed Ali Bey hakikaten Güller denilen mevkide tehcir edilenlerden pek azının imha edildiğini işittiğini, fakat bunda memurîn ile ahali-i mahalliyenin bir dahli olamayacağını olsa olsa bu hükümetin bir emr-i hafisi (gizli) olacağını söyledikten sonra dışarı çıktı ve şahit Antranik getirildi. Merkum maznûnîn aleyhinde bazı ifadâtta bulundu. Bunun üzerine Kemal Bey kıyam ederek: “Paşa hazretleri bendeniz şimdiye kadar berâ-yı şehâde gelen Ermenilerin hep müretteb ve iftirâ-âmiz sözler söylediğini size istizah suretiyle isbat ederim.” dedi ve bazı sualler sordu. Antranik mütebâyin cevaplar verdi. Müteakiben vekil-i müdafi Salahaddin Bey katle dair bazı sualler sordu. Bundan sonra şühûddan Aznif Bey celbedildi. Bunun da ifadesi tamamiyle ve daha şedid olmak üzere maznûnînin aleyhinde idi. İfadesinin hitamında maznûnîn şahitlerin sözlerini kemafissabık bazı beyanatla redd ve cerhe çalıştılar. Badehu istima edilmiş olan şahide Aznif’le Vehbi Bey muvâcehe edildi.

Vaktin adem-i müsaadesine mebni Yozgat muhakemesine Cumartesi günü saat birde devam edilmek üzere hitam verildi.”

Alemdar, 28 Mart 1919

Akunq.net

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930