Zakarya Mildanoğlu, 5 Nisan Avukatlar Günü’nün hatırlattığı Ermeni hukukçuları yazdı.
Berkin Elvan öldürüldüğünde canımız yanmış, “Çocuk ve ekmek kutsaldır!” diye haykırmıştık. Yürekleri taş bağlayanlar anlayamadı ve ardından canımız bir kez daha acıdı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz, Berkin Elvan davası gerekçe gösterilerek öldürüldü.
Bu ilk değil. Toprakları kanla sulanmış coğrafyalar için şaşırtıcı bir durum da değil. Bu toprakların yakın tarihlerine bakıldığında, daha da vahim örneklerinin yaşandığını biliyoruz. Söylemesi kolay geliyor, sadece son otuz yılda kaybedilen 40 bin candan bahsediyoruz.
Televizyonda heberleri dinlerken -çok önemli bir şey yoksa izlemem ama kulağım oradadır- “Bugün hukukçular günü” açıklaması, dikkatimi çekti. İlk kez duyuyordum. Kendime de kızdım.
Araştırınca, bazı kaynaklarda 1923, bazılarındaysa 1958’de, İzmir’de baroların aynı çatı altında toplanmasıyla ilgili önerilerin, zaman içinde Avukatlar Günü olarak biçimlendiğiyle ilgili karmaşık bir hikâyeyle karşılaştım.
Aklıma Krikor Zohrab ve ünlü Dreyfus Davası, Vartkes ve Meclis-i Mebusan’da yer alan Ermeni, Rum, Musevi milletvekillerinin konuşmaları, pek çok konudaki hukuk mücadeleleri, çırpınışları geldi. Ermenilerden belge talep edenlerin, Meclis-i Mebusan tutanaklarını dahi okumadıklarını ya da görmezden geldiklerini hatırladım.
1915 Soykırımı’nın da sözde bir kanunu vardı, Sevk ve İskân Kanunu ya da 1915 Tehcir Kanunu olarak adlandırılan. Hukukçuların değil, bir çetenin hazırladığı bu kanun dayanak gösterilerek, bir milyondan fazla insanın canı alındı.
Bu toprakların en değerli bilim adamları, yazarları, gazetecileri, Kur’an-ı Kerim’i Ermeniceye çevirerek yayımlayan bir dilbilimci dahil pek çok aydını, bir anda yok edildi.
1915 Nisan sabahında yola çıkarılan aydınlar arasında çok sayıda hukukçu da yer alıyordu. İçlerinden bir ikisi hariç tümü katledildi. Teotig’in ünlü eseri ‘11 Nisan Anıtı’ adlı çalışmasından, mezarları dahi olmayan Ermeni hukukçularla ilgili kısa bir derleme hazırladım.
Süreli hukuk yayınları
Dünyanın dört bir yanıyla ticari ve kültürel ilişkisi olan Ermeniler için hukuk bilgisine sahip olmak, vazgeçilmez bir zorunluluktu. Bu nedenle, sadece Osmanlı sınırları içinde değil, Avrupa’nın en batısından Asya’nın en doğusuna kadar pek çok ülkenin yasalarıyla tanıştılar, içli dışlı oldular.
Ermeni hukukçular, Meclis-i Mebusan’daki hukuk tartışmalarında aktif rol aldılar. Ermeni hukukçular, mesleki alanda da pek çok eser bıraktılar, hukuki sorunların çözümünde kılavuzluk yaptılar. Yasa ve yönetmeliklerin hazırlamasında, Krikor Zohrab gibi hukukçuların görüşleri temel alındı.
Hukuk, süreli yayınların da vazgeçilmez köşelerinin başında yer aldı. 1871’de İzmir’de yayımlanmaya başlayan Arevelyan Mamul (Doğu Basını) dergisinde Nazaret Hilmi Nerseyan, hukuk sorunlarını ele alan seri makaleler yayımladı.
1885’te ise Varna’da Takvor Papazyan sorumluluğunda Ermenice-Fransızca olarak, Osmanlı Ermenilerinin sorunlarını ele alan, İravunk (Le Droit, Hukuk) dergisi yayımlandı. Ancak, derginin Memalik-i Şahane’ye girişi yasaklandı.
Ermeniler, hukuk mesleği alanında örgütlenmeler de gerçekleştirdiler. 1915 kırımından kurtulanlar, İstanbul’da Ermeni Hukukçular Birliği’ni kurarark 1919-1920 yılları arasında L. Kuyumcuyan sahipliğinde İravaked (Hukukçu) dergisini yayımladılar. Dergi, 1921’de Orenk (Kanun) başlığıyla yayınını sürdürdü. Dergi, Ermeni Anayasası çerçevesinde düzenlenen mahkeme, dinî ve eğitim kurulları, evlilik ve aile içi sorunların çözümüne yönelik yasaların olmadığı tespitinden yola çıkarak, Ermeni iç yaşamı ve sorunlarının çözümüyle ilgili yasalar dışında, ayrıca bir de hukuk sözlüğü yayımladı.
Mardiros H. Kundakçıyan ve Garabed Taşçıyan
1888’de Kayseri’de doğdu. 1909’da yasal bir parti olan Taşnaksutyun üyesi oldu. İstanbul’a geldi ve 1913’te Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Asbarez Agump’a (Meslek Kulübü) üye oldu ve Kayseri Eğitim Birliği’nin kurucuları arasında yer aldı. Ceride-i Şarkiye gazetesinde, memleketi Kayserili mebusların icraatları hakkında tenkit yazıları yazdı. Bu yazılarından dolayı, tehcir esnasında, İstanbul’dan Kayseri’ye götürülerek, 27 yaşındayken, aynı partiye üye olan yakın arkadaşı avukat Garabed Tasçıyan ile birlikte idam edildi.
Arisdages Kasparyan
1861’de Adana’da doğdu. İstanbul’a yerleşti. Avukatlık mesleğini seçti. 1880-1891 yılları arasında pek çok Ermenice ve Ermeni harfli Türkçe gazetede, Ermeni toplumunun sorunları ve hukuk konularında yazdı. İstanbul Bankalar Caddesi Voyvoda Han’da, mütevazı avukatlık bürosunda ticaret, icra, hukuk ve ceza usulü konularında önemli eserler yazdı. 1894’te, 650 sayfalık ‘Mecma-i Lahika-i Kavanin’, 1895’te 1.200 sayfalık ‘Cüzdan-ı Kavanin-i Osmaniye’, 1897 yılında 408 sayfalık ‘Hukuk Müşaviri’, 1898 yılında ‘İlamat Torbası yahud Tefsir-i Usul-i Muhakeme-I’ isimli kitapları birkaç baskı yaptı. Ankara civarında, toplu olarak öldürülen Ermeni aydınlarının arasındaydı.
Ardaşes Ferahyan
Muş doğumlu. Yeprad (Fırat) Koleji’nde okudu. İstanbul’a gelerek Hukuk Fakültesi’nin derslerine dinleyici olarak katıldı. Hınçak Partisi’nin üyesi oldu ve partinin gazetesi Gaydz’ın (Kıvılcım) muhabirliğini yaptı. 25 yaşında sürüldü.
Aram Şişeyan
Erzincanlı. Erzincan ve Sanasaryan okullarını bitirdi. Meşrutiyet ilan edildikten sonra, İstanbul’a geldi. Ermeni Ramgavar (Demokrat) Partisi’nin yayın organı Veradzınunt (Yeniden Doğuş) dergisinin başyazarı oldu. 1913’te, Hukuk Mektebi’nden mezun olarak memleketine döndü.
Prof. Hovhannes Hagopyan
Ekim1862’de, Muncusun’da doğdu. 1869’da Merzifon Koleji’nden mezun oldu ve orada Türkçe öğretmenliği yaptı. Hukuk öğrenimini İstanbul Devlet Hukuk Okulu’nda yaptı. 1904’te Amerika’da Massachussette Eyalet Üniversitesi’nde ‘master’ yaptı. Püzantiyon ve Nor Ayk (Yeni Şafak) gazetelerinde makaleleri yayımlandı. ‘İngilizce-Türkçe Sözlük’, ‘Karşılaştırılmalı Dil Bilimcilik ve Osmanlı Tarihi’ başlıklı eserleri bulunmaktadır. 1915 Ağustosu’nda Tokat’a yakın, Çiftlik yöresinde öldürüldü.
Harutyun Şahrigyan (Atom)
1860’da Şebinkarahisar’da doğdu. Mekteb-i Sultânî’yi, yani Galatasaray Lisesi’ni bitirdi. Kısa bir süre memleketinde öğretmenlik yaptı. Pek çok Ermenice gazetede imzasız yazıları yayımlandı. “Osmanlı Bankası Baskını” olarak adlandırılan eylemde yer aldı. Tutuklanıp hapsedildi. Serbest kalınca Tiflis’e gitti ve avukatlık diploması aldı. Meşrutiyet’in ilanıyla İstanbul’a döndü. Meclis-i Mebusan üyesi seçildi. İttihat ve Terakki yöneticilerinden Devlet Şûrası üyeliği için davet aldı, ancak kabul etmedi. ‘Devlet Reformu ve Toprak Sorunu’, ‘İmânımız’, ‘Millî Anayasa’, ‘Reformlar Sorunu’, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun Düşüşünün Tarih’, ‘Evlilik Sorunu’ gibi pek çok eseri bulunmaktadır. Ankara yakınlarında işkence yapılarak öldürüldü.
Harutyun Kalfayan, Arsen Kalfayan kardeşler
Harutyun Kalfayan, 1870’te Talas’ta doğdu. 1886’da İstanbul’a gelerek, Hukuk Fakültesi’nden diplomasını aldı. Taşnaksutyun Partisi üyesi oldu. 1896’da Bulgaristan’a gitti ancak sınırdışı edildi. Uzun yıllar Mısır ve İsviçre’de yaşadı, Meşrutiyet ilan edilince Türkiye’ye döndü. İstanbul’da, belediyede müfettiş olarak çalışmaya başladı ve daha sonra da Bakırköy Belediyesi’nin başına geçti. O felaket gecesine kadar da görevinin başındaydı, Ankara’da öldürüldü. Avukat kardeşi Arsen Kalfyan ise Kayseri’de aynı akıbete uğradı.
Krikor Zohrab
1806’da, İstanbul’da doğdu. Hasköy’deki Şahnazaryan Okulu’nu bitirdikten sonra, Mekteb-i Sultânî’ye devam etti ve hukuk eğitimi aldı. Hukukçu olarak, uluslararası bir üne sahip oldu. Üstlenmiş olduğu davalardan tamamına yakınını kazanarak çıktı. Aynı zamanda, mimar-mühendis diplomasına da vâkıf oldu. Zaman zaman mesleğini yapma engeliyle karşılaşan
Zohrab, başarılı bir avukat ve hak savunucusu olması dışında, üniversitede ders veren, parlamentoda emekçilerin ve kadınların haklarını savunan iyi bir yazar ve gazeteci idi. Basında sadece yazar olarak değil, editör olarak da görev yapmıştı. Fransada’ki ünlü Dreyfus Davası için Fransızca bir savunma hazırladı. Diyarbakır yakınlarında, Vartkes Serengülyan ile birlikte öldürüldü.
Nerses Papazyan
1872’de (Kafkasya) Akulis’te doğdu. Ünlü yazar Vırtanes ve Vahan’ın kardeşidir. Van’a göç etti. Oradan İstanbul’a, ardından Armaş’a geçti ve Ruhban Okulu’ndan mezun oldu. New York Colombia Üniversitesi’nde tahsilini tamamladı ve Taşnaksutyun saflarına katıldı. Kafkasya, Tahran ve tekrar ABD arasında mekik dokudu. Toplumda daha faal olabilmek için, din adamlığından feragat etti. Meşrutiyet’in ilanından sonra, İstanbul’a geldi ve propaganda göreviyle taşraya gitti. Ermenilerin evlilik ve boşanma gibi davalarına bakıp, avukatlık yaptı. Ankara’da öldürüldü.
Boğos Danyelyan ve Boğos Taniyelyan
Mardiros H. Kundakçıyan’ın Yozgatlı arkadaşları. Suçları, Hukuk Fakültesi’nden birlikte mezun olup, yine birlikte aynı partiye üye olmak ve çalışmak olmuştur. 1915’te katledilen Ermeni hukukçular, bu isimlerle de sınırlı değil. Onlarcası ya yollarda, ya çölde, ya da bir yarın dibinde öldürüldü. Anıları önünde saygı ile eğiliyoruz.
http://www.agos.com.tr/tr/yazi/11216/1915in-sozde-kanunu
Leave a Reply