Türkiye’deki tek Ermeni köyü

Orda bir köy var uzakta! O köy Türkiye’nin tek Ermeni Köyü. Hatay’ın Samandağı ilçesine bağlı Vakıflı köyü. Birincisi, kimyasallar olmadan tarım yapılıyor; organik ürünler yetişiyor. 

Hem de bu konuda tek tescilli yer. İkincisi ise tarihi çok eskilere dayanan, içindeki yaşayanları pek değişmemiş Türkiye’nin son Ermeni köyü olması. 

Sünni, Alevi, Arap Alevi, Ortodoks Arapların, Yahudilerin ve Türklerin binlerce yıldır kardeşçe yaşadığı şehir Antakya’da, bir millet daha var ki o da Ermeniler. Yüzyıllık ağaçların gölgesinde, Musa Dağı’nın eteğinde kurulmuş küçük, tertemiz bir köyleri var. Adı Vakıflı. Samandağ ilçesine bağlı. Köyün tarihi ise bir hayli eski. Siz deyin 2000–3000 yıl önce, bilinen kaynaklar söylesin 1800-1900 diye… Köyün içindeki yapılar ise içinde yaşayanların kültürünü, inançlarını yansıtan bir mimariye sahip. Örneğin, 19. yüzyıldan kalma 1997’de restore edilen köy kilisesi buna bir örnek.    Köyün bitiminde yer alan mezarlık ise Vakıflı’da yüzyıllardır sadece Ermenilerin yaşadığını kanıtlar nitelikte. Zira, köyü gezerken soluklanmak için girdiğimiz kilisenin bahçesinde karşılaştığımız Kuhar Hanım, “Bu sefer siz, bize ‘Nereden geldiniz bu köye?’ diye sormadan biz size soralım.” diyor ve kendilerinin bu köye başka yerlerden gelmediğini, ezelden beri bu köylü olduklarını özetliyor. Vakıflı köyü yolculuğumuzun devamında bize katılan muhtar Berç Kartun ise köyde yaşayanlar ve nüfus hakkında kısa kısa bilgiler veriyor. 

 

Vakıflı köyünde 2 bin Ermeni var 

Köy, 1940’larda bölgenin en yüksek nüfusuna sahipmiş. Fakat 1960’larda başlayan Avrupa’ya göç furyasıyla birlikte, bu sayı da bir hayli düşmüş. Büyük şehirlere tahsil görmeye gidenler de cabası… 1964’lerde 300’lere kadar inen nüfus 70–80’e düşmüş. Avrupa ve İstanbul dâhil olmak üzere toplam 2 bin kişi Vakıflı kütüğüne kayıtlıymış. Uzakta olanlar ise her fırsatta soluğu köyde alıyorlarmış. Ağustosun ikinci pazarı kutlanan ‘Meryem Ana Yortusu’ Vakıflılıları bir araya getiriyormuş. Bu tarihlerde köyün nüfusu 1.000’e çıkıyormuş. Vakıflı Ermenileri yıllık izinlerini, tatillerini köyde geçiriyor. Kilisenin hemen karşısında oturan Ohannes Silahlı onlardan biri mesela. Mali müşavir, İskenderun’da çalışıyor. İki haftada bir köye gelip annesini ziyaret ediyor ve hafta sonları vaktini burada dinlenerek değerlendiriyor. Almanya’ya göç etmek zorunda kalmış 70 yaşındaki emekli öğretmen Canik Çapar ve ailesi de her bahar, yıllık tatillerini köyde geçiriyorlar. 

 

Vakıflı, düzeni bozulmamış tek ve son Ermeni köyü 

Antakya’ya 30 km uzaklıktaki Vakıflı köyünün önemi ise ne tarihinden ne de içindeki mimari yapılarından, sadece Ermenistan haricinde, dünya üzerinde kurulu tek Ermeni köyü olmasından geliyor. Aslında 1938’e kadar Musa Dağı çevresine kurulu 6 tane daha Ermeni köyü varmış Vakıflı’ya eşlik eden. Fakat, I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan siyasi gelişmeler ve Fransız işgalindeki Hatay’ın 1938’de Türkiye Cumhuriyeti’ne bırakılması bölgede yaşayan Ermenilerin de tercihinde etkili olmuş. Çoğu Suriye’ye göç edip oralarda kendilerine bir hayat kurmaya karar vermiş. Vakıflı halkı ise ekseriyetle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayı tercih etmiş. Tabii buradan da gidenler olmuş. Her ailede bir ayrı düşmüşlük var akrabadan, eşten dosttan. Kiminin dayısı, kiminin annesi-babası gitmiş. Ama Vakıflı’dan vazgeçemeyen Ermeniler yıllarca yurt belledikleri topraklarda yaşamışlar. Mesela evine akşam çayına misafir olduğumuz 78 yaşındaki Aracsi Teyze onlardan biri. 6 yaşında ayrılmış anne ve babasından. Daha çok küçük olmasına rağmen gitmek istememiş bu köyden. Anne ve babası da onu çocuğu olmayan amcasına evlatlık vermiş. Yıllarca da hiç görüşememişler. Fakat artık telefonla birbirlerini arayıp sorabiliyorlarmış. Aslında köyde kiminle konuşsanız sanki sadece isimler değişiyor, hayatlarından hep benzer hikâyeler çıkıyor… 

Ermeni olmanın iyi yönleri de var kötü yönleri de… 

Söz konusu, Ermeni köyü olunca, onların sorunlarını konuşmadan olmaz. Hafta sonu tatili için annesi Aracsi’nin yanına gelen Ohannes Silahlı, liseyi İstanbul’daki Ermeni Okulu’nda Hrant Dink ile birlikte okumuş. Fakat o liseden sonra Hatay’a dönüp İskenderun’a yerleşmiş, iş hayatına atılmış. ‘İş bulmada sıkıntı yaşandı mı?’ diye soruyoruz, “Bilakis, Ermeni olmam iş bulmamı kolaylaştırdı. İnsanlarda Ermeniler dürüstler, güvenilir adamlardır yargısı var. Bu yüzden nereye gittiysem işimi hallettim.” diyor. Bunun aksi durumlar da yok değil. Örneğin, Avadis Dede’nin damadı Canik Çapar ise hep işine engel konunanlardan. Yaşadıkları yüzünden vatandaşlıktan çıkıp Alman vatandaşı olmuş. 

 zaman.com.tr
14.11.2010
Sevim Şentürk /
s.senturk@zaman.com.tr/

Fotoğraflar Gevorg Petrosyan’a aittir.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *