Gelişmiş Ortaçağ kentleri

IV. yüzyılda Pers orduları tarafından gerçekleştirilen, şehir nüfusunun tehcirinden sonra şehir hayatı ağır bir darbe alır. Erken Ortaçağ sonrası dönemde sadece Dıvin, büyük bir şehir olarak varlığını sürdürür. Ermenistan’ın bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi sayesinde IX.-XI. yüzyıllarda eski şehirler onarılır, ticaret yollarının önemli kavşaklarında otuza yakın yeni şehir oluşur. Şehir hayatının süratli gelişimi, mesleklerin toplumsal ayırımının hızlı derinleşmesiyle bağlantılı olmuştur. Yukarıda belirtildiği üzere zanaatlar, ziraattan ayrılır, zanaatlar ve ticaret büyük oranda şehirlerde yoğunlaşır.
Gelişmiş Ortaçağ şehirleri, yapılarını korumayı sürdürür. Kraliyet veya beylik şatoları, müştemilatlarıyla birlikte, şehirlerin en korunaklı kısmında, surlarla örülü iç kalede bulunmaktaydı. Diğer yöneticiler ve yüksek rütbeli din adamlarının sarayları da iç kaledeydi. Asıl şehir veya sanayi kısmı, iç kalenin etrafında bulunup, şahastan adını taşımaktaydı. Zanaatkârların atölyeleri, tüccarların dükkânları ve mağazaları, pazarlar, oteller ve diğer yapılar burada yoğunlaşmıştı. Şahastan, genellikle surlarla çevrelenmiş olup şehrin banliyöleri bu surların dışındaydı. Şehrin yoksul kesimi, fakir zanaatkârlar, ırgatlar ve şehrin aşağı tabakası burada yaşayıp, savaş zamanında şahastana sığınmaktaydı.

Uzun süren barış dönemi nedeniyle Ardsın ve daha başka şehirler hiçbir zaman surlarla donatılmaz. Bu şehirleri “açık şehirler” olarak anmak mümkündür.
Şehrin ileri gelenlerinin başında şehremini veya şahap bulunmaktaydı. Muhtasip olarak anılan görevli vergi toplayışını, çarşıları, ticari mekânları ve zanaat atölyelerini denetlemekteydi. Bu görevliler, alt memurlar sayesinde faaliyetlerini gerçekleştirmekteydi. Büyük şehirler, ihtiyar heyetine sahipti.
Özellikle küçük krallıklar ve büyük beylerin merkezleri daha hızlı gelişmekteydi. Ermeni kralları ve beyleri, birbirleriyle yarışarak, merkezlerini şahane saraylar, misafirhaneler ve daha başka yapılarla süslemekteydi. Büyük ve küçük beyler ile yüksek rütbeli din adamları, şehirlerde dükkânlar veya mağazalar, atölyeler, su değirmenleri ve yağhanelere sahip olup, önemli gelir elde etmekteydi.
Ziraatın, zanaattan ayrılmasına rağmen, şehir nüfusunun bir kısmı hem tarım, hem de hayvancılıkla uğraşmaktaydı. Küçük şehirlerde ziraat ürünlerinin üretimi, genelde ağırlıklı rol oynamaktaydı.
Ermenistan’ın ünlü şehirleri

Gelişmiş Ortaçağdaki Ermenistan’ın en ünlü şehri, devletin başkenti olan Ani olmuştur. Şehir, Akhuryan (Arpaçay) Nehri’nin sağ kıyısında bulunmaktaydı. Merkezi, kral sarayı ve farklı diğer yapıların içinde bulunduğu, surlarla çevrili iç kale olmuştur. İç kaleyi çevreleyen düzlükte bulunan şahastan, plato tarafından korunmalı olmadığından dolayı, Ermeni kralları, şehrin güvenliğini sağlamak amacıyla düzgün kesilmiş taşlardan sağlam duvarlar inşa eder. Zanaatkârların atölyeleri, ticaret erbabının mağazaları, çarşı ve oteller, şehrin bu kısmında bulunmaktaydı. Alışveriş, yabancı tüccarların da bulunduğu özel bir meydanda yapılmaktaydı. Şehri halkı, toprak borularla 12 km uzaktan getirilen içme suyuna sahipti.

Ani, dünyevi görkemli yapıları haricinde, çok sayıda kiliseleri ve manastırlarıyla da göze çarpmaktaydı. Şehir tamamen taştan inşa edilmiş ve taş kaplı sokaklara sahipti. Bizans tarihçilerinden birinin sözleriyle “Ani, büyük ve düzenli bir şehirdir”. Gerçekten de Ani, Ermeni kültürü, zanaatı, ticareti ve özellikle de mimarisinin en önemli merkeziydi. Tefecilik şehirde gelişmekte, yöneticiler ve yüksek rütbeli din adamları zenginlik ve refah içinde yaşamaktaydı. Lakin şehir surları dışında, banliyölerde, kulübelerde ve hatta yeraltındaki evlerde yaşayan fakirler büyük bir sayı teşkil etmekteydi.
Ani, şehrin, krala bağlı ihtiyarlar heyeti tarafından yönetilmekteydi.

IX.-XI. yüzyıllarda Dıvin şehri gelişir. Şehir, Ararat Ovası’ndan geçen önemli bir yol üzerinde bulunmakta ve zanaatlar ile ticaretin yüksek gelişiminden dolayı refah düzeyi yükselmekteydi.

Şehrin merkezi, hâkim bir tepede bulunan iç kaleydi. Sağlam surlarla çevreli geniş şehir, iç kalenin tepesinin eteklerinde ve bitişik bazı tepeler üzerinde yayılmaktaydı. Şehrin dışında, banliyöler bulunmaktaydı.
Buradaki nüfusun önemli bir kısmı çiftçilerden oluşmaktaydı.
Şehir geniş bir çarşıya, büyük bir zanaatkâr kitlesi barındıran atölyelere ve tüccarların dükkân ve mağazalarına sahipti.
Dıvin, diğer zanaatların haricinde, özellikle çömlekçilik, camcılık ve boya üretimiyle göze çarpmaktadır.
Arap yazarlar, Dıvin’i övgüyle anlatmaktadır. 893 yılı depremi, büyük zarar ve tahribata yol açmış olmasına rağmen Dıvin, hızla onarılır.

Vanand Krallığı’nın merkezine dönüştürülen Kars şehri X. yüzyılda büyük gelişim yaşar. Önemli bir zanaat ve ticaret merkezi olup, uluslar arası transit ticaretin içinde olan şehir, Akhuryan Nehri’nin sağ kıyısında bulunup, deniz ve kara ticareti sayesinde hızla gelişmekte ve zenginleşmekteydi.
Antik Van şehri, Vaspurakan Krallığı’nın merkezi olup, X.-XI. yüzyıllarda büyük gelişim gösterir. Şehir, özellikle kral Gagik Ardsruni döneminde gelişerek, ülkenin en büyük ve zengin şehirlerinden birine dönüşerek Ani, Dıvin ve Ermenistan’ın diğer şehirleriyle sıkı ilişki içinde olmuştur. Tuzlanmış tarekh (inci kefali) balığı, şehrin en önemli ihraç ürünlerinden biri olmuştur.

Ardsn şehri, X. yüzyıl ortalarından itibaren, Bizans egemenliğine geçer. Bu şehir, Ermenistan’ın, surlara sahip olmayan az sayıda şehirlerinden biri olmuş, ticaret yolları üzerinde bulunduğundan dolayı hızla gelişip, zenginleşmiş, önemli bir zanaat ve ticaret merkezine dönüşmüştür. Bizanslılar tarafından “büyük nüfusa sahip ve zengin bir şehir”, “Pers ülkesi, Hindistan ve diğer Asya ülkelerinden getirilen çok sayıda ve çeşitli mallarla dolu” olarak anılması tesadüf değildir.

Ardsın, surlara sahip olmadığından dolayı XI. yüzyıl ortalarında Selçuklular tarafından tahrip edilmiş, halkı korkunç katliamlara maruz kalmış, hayatta kalanlar ise komşu Karin şehrine taşındığından şehir, Arzn-ar Rum (Arzrum-Erzurum) ismini almıştır.
Khılat (Ahlat), Nakhicevan (Nahcivan), Karin (Erzurum), Bağeş (Bitlis) vb. de, Ermenistan’ın en önemli şehirlerindendir
http://www.findarmenia.com/arm/history/20/254/256
Çeviren: Diran Lokmagözyan
Leave a Reply