Ermenistan’ın bağımsızlığının yeniden tesisi, zanaatın gelişmesine büyük oranda etki eder. Tarım, hayvancılık ve zengin yer altı kaynakları, zanaat için önemli çapta malzeme sunmaktaydı. Koyun yünü, pamuk, keten, ipek ve hayvan derisi üretimi, dokumacılık ve dericilik zanaatlarının gelişmesine önemli derece katkı sağlamıştır. Ülkenin gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için, ipek üretimi gelişir. Nüfusun hızlı çoğalmasıyla birlikte, tarımın ani patlaması, tarım aletleri üretimini büyük oranda etkilemiştir.
Pazar ilişkileri giderek gelişir, ülkenin iç pazarı şekillenir ve dış ticaret hareketlenir. Zanaatkârlar, artan pazar taleplerini karşılayabilmek amacıyla, tarım faaliyetlerini bırakırlar. Bunun sonucunda zanaatlar, nihai olarak ziraattan ayrılır. Zanaatkârlar, şehirlere ve ana yolların kesiştiği yerlere yerleşir ve zamanla bu yerlerde yeni şehirler ve ticaret yerleşimleri oluşur.
Temel zanaatlar
Maden işleme zanaatı, geçmişin zengin geleneklerini sürdürerek, önemli bir gelişim gösterir. Demircilik, bakırcılık, kuyumculuk ve silah yapımcılığı gelişir. Maden işleyen ustalar tarım aletleri, bakır kap-kacak, kilise eşyaları, süs eşyaları ve silah hazırlamaktaydı. Özellikle sanat değeri yüksek kuyum eşyası hazırlamakta Van ve Yezınka (Erzincan) şehirleri ünlenmişti.
Nüfusun artması ve şehirlerde yoğunlaşması, inşaat sektörüyle ilgili zanaatların gelişmesini sağlar. Ermeni mimarlar, taş işçileri ve duvarcılar ünlenmişti. Ülkenin her tarafında şehirler kurulur, yeni kaleler, kervansaraylar, dünyevi ve dini yapılar ile köprüler inşa edilir. Kiliseler ve dünyevi yapılar, narin işlemelerle bezenmekteydi.
Marangozluk gelişir. Ziraat aletleri, kullanım eşyaları, binaların tahta kısımları vs. hazırlanır. Tahta oymacılığı gelişir.
Hayvancılığın gelişimi, dericilik zanaatının yükselmesini sağlar. Kunduracılık, şapkacılık ve parşömen üretimi yaygınlık kazanır. Özellikle elyazmalarının hazırlanması konusunda, parşömen ihtiyacı büyüktü.
Dokumacı ustaları, Doğu ülkelerinde çok tutulan yün, pamuk ve kadife kumaşlar hazırlamaktaydı. Ülke içinde de bu kumaşlara yönelik talep büyüktü. Arap yazar Masudi’nin sözleriyle “Ermeni dokumaları o denli güzel ki, benzerlerini dünyanın bir ucundan diğerine bulmak mümkün değildir”.
Uzak Volga Bulgarları ve Slav ülkelerinde dahi satışa sunulan Ermeni halıları, uluslar arası pazarlarda büyük üne sahip olup, talep edilmekteydi. Dokumacılığın ve halıcılığın yükselişi, boya üretimini de teşvik eder. Merkezi, Ararat Ovası’ndaki Dıvin şehri olmak üzere, “Vordan kırmızısı” rengi üretimi özellikle ünlüydü. Bu boyanın önemli bir bölümü ihraç edilmekteydi.
Kullanım eşyaları ve ekonomi talebini karşılamak için çömlekçilik güçlü bir ivme kazanır. Hazırladıkları toprak kap, testi ve küplerin yüksek kalitesiyle göze çarpan Dıvin ve Ani çömlekçileri ünlüydü. Farklı şişeler ve eşyalar, rengârenk işlemeli kaplar da hazırlanmaktaydı. Camcılık da özgün bir zanaat dalı oluşturmuştu.
Meslek alanlarının ayırımı giderek derinleşir. Zanaatların uzmanlaşması, yeni zanaatların oluşmasını getirir. Örneğin, demircilik, bakırcılık, çilingirlik, kuyumculuk, silahçılık vs. maden işlemeciliğinden ayrılarak özgün zanaat dalları oluşturur. Dokumacılık, dericilik, çömlekçilik ve diğer meslek alanlarında da aynı durum gerçekleşir. Zanaat teknikleri de giderek mükemmelleşir.
İç ticaretin gelişimi
Zanaatların gelişimi, önemli oranda, iç ve dış ticaretin ani gelişmesine bağlı olmuştur. Şehir nüfusu tarım ürünlerine ihtiyaç duymakta, zanaatkârlar ise, ziraat hammaddesine gerek duymaktaydı. Şehirlerde de tarımla uğraşılmasına rağmen, şehir nüfusunun, günden güne artan tarım ürünü ve hammadde talebi genelde köylüler tarafından karşılanmaktaydı. Köylüler, ürettikleri ürünleri ve tarım hammaddelerini pazara getirip, gerekli aletler, kullanım eşyaları ve benzeri mallar almaktaydı. Manastırların ve zanaatkârların şehirlerde sahip olduğu satış noktalarında, halktan ve kendi mülklerinden elde ettikleri ürünler satılmaktaydı.
Şehirlerde ve yol kavşaklarında Pazar günlerinde açılan çarşılar giderek oluşmaya başlar. Sürekli kurulan pazarların haricinde, önceden belirlenen bir tarihte, yılda bir kere düzenlenen yıllık pazarlar da kurulmaktaydı.
Dış ticaret. Ermenistan’ın, uluslar arası transit ticaretine katılımı.
Dış ticaret IX.-XI. yüzyıllarda yükseliş yaşar. Ermenistan, tarafsız duruşu sayesinde, sürekli birbirleriyle savaşan Arap halifeliği ve Bizans arasında önemli bir transit ticaret merkezine dönüşür. Ermenistan’ı doğudan batıya ve güneyden kuzeye kesen önemli ticaret yolları buna büyük ölçüde katkı sağlamıştır. Uzaktaki Çin ve Hindistan dahi transit ticarete dâhil edilir.
Ermenistan sadece mal ithal etmekle kalmayıp, üretimini de geniş çapta dış pazara çıkarmaktaydı. Tahıl, at, katır, demir ve renkli madenler, tarım ürünleri, tuz, boya vs. ihraç edilmekteydi. Zanaat ürünlerinden madeni aletler, altın ve gümüş eşyalar, yünlü, pamuklu ve ipekli dokumalar, bakır kap-kacak vs. ihraç malları içinde önemli bir yer tutmaktaydı. İthal edilen mallar arasında Hindistan’dan gelen baharat ve değerli taşlar, Çin ipeğinden dokumalar ve porselen, Rus derisi ve kürkü vs. göze çarpmaktaydı.
Takas işleminin de paralel olarak yürütülmesine rağmen ticareti, paranın devinimi de teşvik etmiştir.
Ticari-ekonomik ilişkilerde, paranın rolü önem kazanır. Lakin Bagratuni kralları tarafından para basılmadığından dolayı ticaret, Arap ve Bizans paralarıyla yapılmaktaydı.
Transit ticaret, uluslar arası ticaret yolları üzerinde bulunan Ermenistan şehirlerinin gelişimi ve zenginleşmesi için çok uygun şartlar yaratmıştır.
Tarımın gelişimi
Ülke refahının temel kaynağı, tarım ve hayvancık, zanaatlar ve ticaret olmuştur. Ermenistan Platosu, tarım için uygun şartlara sahipti. Ararat, Şirak, Taron (Muş), Bagrevand (Alaşkert/Eleşkirt), Basen (Pasinler) vb. büyük nehirlerin vadileri, tarımın gelişmesi için en uygun merkezlerdi.
Tarım ve ziraat ile tarım teknikleri bu bölgelerde önemli ölçüde gelişir. Üç alanlı toprak işleme sistemi geniş yayılım bulur. Sürülecek olan tarla üç kısma ayrılmakta ve bir kısmı nadasa terk edilmekteydi. Toprak işlenmekte ve ekilmeden bırakılmaktaydı. Tarlanın ikinci bölümünde sonbahar, üçüncü bölümde ise ilkbahar ekimi yapılmaktaydı. Üç alanlı sistem sayesinde toprak, dinlendirilerek, verimi arttırılmaktaydı.
Tarımda, demir ağızlı ağır kutanın yaygın kullanımı, devrim niteliğinde olmuştur. Özellikle büyük çiftliklerde kullanılıp, el sürülmemiş topraklar dahi kolaylıkla işlenmekteydi. Toprağa, ahır gübresi verilmekteydi.
Toprağın sulanması, tarımın gelişmesini sağlar. Bu dönemde sulama ağı geliştirilir. Eski kanallar kullanılıp, yenileri inşa edilir. Sulama meyvecilik, bağcılık ve sebze-bostancılık kültürünün gelişmesini sağlar. Toprağın işlenmesi ve ziraat tekniklerinin iyileştirilmesine paralel olarak, tarım ürünlerinin işlenmesi de gelişmekteydi. Şarap presleri, su değirmenleri ve yağhaneler giderek daha fazla yayılmaktaydı.
Nehir vadilerinde ve düzlüklerde meyve ağaçları yetiştiriliyordu. Kayısı, şeftali, armut, elma, erik, ceviz vs. yaygındı. Ararat Ovası’nda, Van Gölü havzasında, Ermenistan’ın güneyindeki, sıcak iklime sahip alanlarda yaygın bir şekilde üzüm yetiştirilmekteydi. Bağcılık, Ermenistan’ın en eski iştigal alanlarından biri olup, fasulye, salatalık, lahana, havuç ve karpuz ekimi daha yeni çeşitlerdi. Tahıllardan, buğday, arpa, yulaf ve pirinç yaygın bir şekilde ekilmekteydi.
IX.-XI. yüzyıllarda, o döneme kadar el sürülmemiş toprakların işlenen alanları “nork” (yeniler) olarak anılmaktaydı.
Hayvancılık
Ülkenin dağlık kesimlerindeki geniş otlaklar, hayvancılığın gelişmesi için uygun şartlar oluşturmaktaydı. Aragads’ın yamaçları, Sünik, Sevan havzası, Taşir-Dzoraget, Vaspurakan, Taron, Sasun vb. bölgeler otlaklar açısından zengin alanlara sahipti.
Çok sayıda, inek, camız, at, koyun, keçi vb. büyük ve küçükbaş hayvan besleniyordu. Tarihçilerin belirttiğine göre kral I. Aşot, Katolikosa (Ermeni Kilisesi’nin dini önderi-çev. notu) “at, inek ve koyun sürüleri vermekteydi”. Bir Arap tarihçi, “Armenia’dan daha zengin ve hayvanların sayısı açısından daha önemli bir ülke görmediğini”,- belirtmekteydi.
Hayvancılık, ekonomide büyük ve önemli bir rol oynamaktaydı. Hayvanların süt ürünleri, eti ve derisi yoğun bir şekilde kullanılmaktaydı. Koyunun yünü halı, elbise ve diğer kumaşların hazırlanmasında kullanılmaktaydı. Bunun haricinde, hayvancılık, ülkeye çekiş ve yük hayvanı sağlamaktaydı. Toprak, büyükbaş hayvanlar sayesinde işlenmekteydi. Atlar, eşekler ve büyükbaş hayvanlar, temel nakil araçlarıydı.
Avcılık, arıcılık ve balıkçılık da ekonomide önemli ağırlığa sahipti.
http://www.findarmenia.com/arm/history/20/249/253
http://www.findarmenia.com/arm/history/20/246/248
Çeviren: Diran Lokmagözyan
Leave a Reply