29. Abbas ile III. Aşot’un yönetimi döneminde Ermenistan

Araplara karşı kazanılan zaferle, Ermenistan’ın bağımsızlığı nihai olarak kesinleşir. Dış saldırı tehlikesi hemen-hemen ortadan kalkar ve ülke, uzun süreli bir barış ve gelişim sürecine girer. Kral II. Aşot’un yönetiminin son yılları barış içinde geçer. Varis bırakmayan II. Aşot’tan sonra, kardeşi, Kars yöneticisi Abbas (928-953) tahta geçer. Abbas, Bagratunilerin sarayını Kars’a taşır ve bu şehri, krallığının başkentine dönüştürür. Kars, kısa sürede gelişir, imar edilir ve Ermenistan’ın ünlü başkentlerinden biri haline gelir. Halk, ülkenin uzun süreli ve yıkıcı savaşlardan sonra bozulmuş olan ekonomisini yeniden tesis etmeye girişir.

Kars Kalesi
Kars Kalesi

Ermeni Kilisesi de, merkezi yönetimin güçlenmesine çabalamaktaydı. Bu olguyu göz önünde bulunduran Abbas, 948 yılında katolikosluk (Ermeni Kilisesi’nin en üst makamı) makamını Ağtamar Adası’ndan devletin başkentine taşır. Katolikos (Ermeni Kilisesi’nin başı) Anania Mokatsi, Kars’a yerleşir. Katolikosluk makamı, daha sonra Şirak Eyaleti’nde bulunan Argina Manastırı’na, oradan da Ani şehrine taşınır.

Abbas’ı, oğlu III. Aşot (953-977) takip eder. III. Aşot, ülkenin güçlenmesi ve merkezileşmesi için daha kararlı adımlar atar. Ülke güvenliğini sağlayacak olan sürekli orduyu daha da büyütür. Ermeni ordusu, Kafkas dağlılarını yenilgiye uğratarak, onların sürekli saldırılarına bir son verir.

İmar hareketi ülkede büyük boyutlara ulaşır. Ülkenin başlıca merkezlerinde manastırlar, okullar ve hastaneler kurulur. Kraliçe Khosrovanuyş, Dzoraget Vadisi’nde Sanahin ve Hağpat manastırlarını kurar. Bu manastırlar, Ortaçağ Ermenistan’ının en büyük kültür merkezlerine dönüşür. III. Aşot, fakirler, körler ve topallara karşı şefkatli olmuş, onlar için hastaneler ve daha başka hayır kurumları açmış, bu yüzden de “Voğormads” (merhametli) namına sahip olmuştur. Lakin Aşot Voğormads, gerekli olduğu durumda da savaş alanında bulunmuştur. Örneğin Ermeni ordusu, 974 yılında Aşot’un önderliğinde, Hovhan Çımışkik yönetimindeki Bizans ordusuna karşı durup, Ermenistan’a girmesini engellemiştir.

Ani başkent

Ani’nin duvarları
Ani’nin duvarları

Ermeni Krallığı, uzun süre, sürekli bir başkente sahip olmamıştır. Dıvin, Arap emirliğinin merkezi olarak kalmaya devam etmekte olup, bu şehri Araplardan temizleme mücadelesi henüz başarıya ulaşmamıştı. Bunun haricinde Dıvin, Bagratunilerin esas ekonomik merkezi olan Şirak Eyaleti’nin dışındaydı. Kraliyet makamının bulunduğu Kars şehrini dahi, ekonomik açıdan sürekli başkente dönüştürmeye uygun görmezler. Ülkenin ekonomik gelişimi, benzer bir merkezi kendiliğinden oluşturur. Şirak’ta, antik Ani Kalesi etrafında doğan yeni şehir, Bagratuniler tarafından 961 yılında başkent ilan edilir. Ani, coğrafi ve stratejik açıdan uygun konuma sahip olup, işlek ticaret yolları kavşağında bulunmaktaydı. Ani, başkente dönüştükten sonra hızla gelişir ve görkemli yapılarla imar edilip, surlarla çevrilir.

Yeni başkentin kurulması, Bagratuni krallığının güçlenmesinin haricinde, bölgesel bir güç olduğunu da sembolize etmekteydi. Ani’nin başkente dönüştürülmesi töreni, III. Aşot’un taç giyme merasimiyle birleştirilir.  Ermenistan ile komşu Gürcistan ve Ağvan’ın (Albanya, günümüz Dağıstan bölgesinde var olan eski bir devlet) önemli isimleri Ani’ye davetliydi. Bu törenler, dönemin insanları üzerinde, Ermeni Arşakuni Krallığı’nın yeniden tesis edildiği intibasını uyandırır.

Ani. Kiliselerin harabeleri
Ani. Kiliselerin harabeleri

III. Aşot ve halefleri, yeni başkenti mamur etmek ve güçlendirmek için hiçbir şeyden kaçınmaz. 963-964 yıllarında, hızla gelişen şehri içine alan, kulelerle tahkim edilmiş surların ilk sırası inşa edilir. Ani, ileriki dönemde o denli hızlı gelişir ki, II. Sımbat döneminde, 989 yılında, şehir surlarının ikinci sırasını inşa etme zorunluluğu doğar.

Ünlü mimar Toramanyan, “Şehrin etrafında Sımbat tarafından, tamamen, iki yandan işlenmiş volkanik kumtaşı ve akıcı kireç harcıyla hazırlanmış 2500 metreden fazla uzunluğa, 8-10 metre yüksekliğe ve bir metre kalınlığa sahip surlar yapılmış olduğunu söylersem, yanılmış olmam”,- diye yazmaktadır.

Daha sonraki on yıllarda da, heybetli mimari yapılarla başkentin yapılaşması sürdürülür. Şehir, geniş bir çarşıya ve kervansaraylara sahipti. Onarca kilise, mabet, saray, gösterişli kervansaraylar ve çok sayıda farklı dünyevi yapılar inşa edilir. Ani, Ortaçağ Ermenistan’ının en büyük ve ünlü şehriydi. Halk söyleyişine göre Ani, bin bir kiliseye sahipti.

Kral II. Sımbat, fatih

II. Aşot’un halefi II. Sımbat (977-990) döneminde, ülkenin gelişimi ve geniş imar faaliyetleri daha büyük bir hızla devam eder. Her yerde kiliseler, mabetler, okullar, saylar, kaleler, kervansaraylar, köprüler ve kanallar yapılır.

Arap emirlikleri Ermenistan’da hâlâ varlıklarını sürdürmekteydi. Özellikle Dıvin’de bir Arap emirliği var olmaya devam etmekteydi. Dıvin emiri, II. Sımbat’ın krallığı döneminde aniden Şirak’a saldırmaya cüret eder, hatta belli bir başarı da elde etmeye muvaffak olur. Lakin Sımbat, düşmanı hezimete uğratır ve Arapların son dayanak noktası olan Dıvin emirliğini 987 yılında krallığına katar.

http://www.findarmenia.com/arm/history/20/194/197

Çeviren: Diran Lokmagözyan

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930