17. VI. yüzyılda Doğu Ermenistan. Kurtuluş mücadelesinin sonraki süreci

527-591 yıllarında Ermenistan
527-591 yıllarında Ermenistan

VI. yüzyıl başında Doğu Ermenistan’da durum

Nıvarsak Barış Antlaşması sonrasında Doğu Ermenistan, barışçıl gelişme imkânı elde eder. Başkent Dıvin ve ülkenin diğer şehirlerinde zanaatlar ve ticaret gelişir.

Lakin büyük çabalar sonucunda yarı-özerk bir durum elde eden Ermenistan, kısa sürede yeni problemlerle karşılaşarak, iç özerkliğini korumak amacıyla sürekli mücadele etmeye mecbur olur.

Ermeniler, gerekli olduğu zamanlarda Pers egemenliğine karşı silahlı mücadele yürütür. Böylelikle, V. yüzyıl sonlarında, Persler tarafından Nıvarsak Antlaşması ihlal edilmeye çalışılınca, Ermeniler tekrar ayaklanır.

Ermenistan yönetimi, İran’da hâsıl olan karışık durumdan yararlanarak, Sasani egemenliğini tanımayı reddeder.

Ermenistan’da bulunan azergâhlar, Ermeniler tarafından yıkılır ve rahipler öldürülür.

Pers kralı tarafından yollanan ordular hezimete uğratılır.

Ermenilerin büyük ümitler beslemiş olmasına rağmen, Bizans yeniden yardım etmeyi reddeder ve asiler yenilir. Her halükârda, Ermenilerin isyanları sonuçsuz kalmaz. Pers kralının özel bir fermanı sonucunda Ermeni Kilisesi VI. yüzyılda resmen bağımsız ve özerk olarak tanınır.

554 Dıvin Kilise Konseyi

Bizans ve İran, Ermenistan’daki mevzilerini sağlamlaştırmak niyetiyle, Ermeni Kilisesi’ne büyük önem vermekteydi.

Bizans imparatorları, Ermenilere duofizliği veya Kağketonculuğu dayatmayı sürdürür.

Bu sebeple, Ermeni Kilisesi, özerkliğini ve haklarını savunmak amacıyla ciddi bir mücadele sürdürmeye mecbur olur.

Sasani İran, kendi devlet çıkarlarına istinaden ve Hıristiyan kiliselerinin parçalanmışlığından istifade ederek, Bizans Kilisesi’nin baskılarına maruz kalan Ermeni ruhanileri kendi tarafında çekmeye çalışır.

554 Dıvin Kilise Konseyi, Ermeni din adamlarının tutarlı duruşuna sadık kalır. Konsey, Ermeni takvimini resmen kabul eder ve aldığı kararlarla, Ermeni Kilisesi’nin özerkliğini tasdik eder.

Bu şekilde, Ermeni Kilisesi’nin milli kiliseye dönüştürülmesi konusunda önemli bir adım atılır.

Konsey, Bizans karşıtı yönelime sahip olduğundan dolayı, İranlılar tarafından hemen desteklenir.

Pers yönetimi, ruhanilerin teveccühünü kazanmak için, vergi toplama konusunda Ermeni asilzadelerin mirasla devredilen hakkını, onlardan alarak kiliseye devreder.

Pers yönetiminin siyaseti

Sasani İran’ın nispeten yumuşak siyaseti, ülkelerindeki ağır krizle ilgiliydi.

Egemenlikleri altında bulunan halklar ayaklanmış ve Pers orduları ülke sınırlarında çetin savunma mücadelesi sürdürmekteydi.

Kral I. Khosrov Anuşirvan (531-578) zamanında İran iç ve dış siyasetinde önemli başarılara imza atar ve bu durum İran’a, yeniden Ermenileri asimile ederek, Ermenistan’ın yarı-özerk durumunu ortadan kaldırmaya yönelik imkân sağlar.

İdari değişiklikler, vergi siyaseti ve Zerdüştlüğü yaymaya yönelik planlar bu amaca yönelikti.

Kral Khosrov döneminde İran dört “kustaklara” (kısımlara) ayrılır, bu kısımlar kendi içlerinde “marzpanlıklara” (vilayet) ve bölgelere ayrılmıştı. Doğu Ermenistan, Gürcistan ve Ağvan’la (Alban, günümüz Dağıstan bölgesinde bulunan eski bir devlet) birlikte Kuzey kusakın içindeydi ve kral naibi yöneticiye tabiydi. Bu sayede Ermenistan, daha önce sahip olduğu hayli yüksek mevkisini kaybetmekteydi. Ermenistan marzpanı o döneme kadar doğrudan İran kralına tabiyken, bu durumda, bu öncelikli konumunu yitirmekteydi. Ermenistan, ikincil bir bölgeye dönüşmekle kalmayıp, iç özerkliğini de önemli oranda kaybetmekteydi.

Perslerin yeni vergi siyaseti, Ermenistan için son derece olumsuzdu. Yeni düzenlemeler yapılarak, vergi toplama siteminde değişiklik yapılır. Eskiden ürün olarak, yani köylünün elde ettiği ürünün bir kısmını vergi toplayıcılarına teslim ettiği şekilde toplanan vergi, bu düzenlemeden sonra kısmen nakit olarak ödenmeliydi.

Ticaret yolları ve şehirlerden uzak yaşayan köylüler için nakil elde etmek hayli zor olduğundan, tefecilerden yüksek faizlerle borç para almaya mecbur olurlar.

Perslerin yeni vergi siyaseti, basit halkın haricinde asiller ve ruhanilerin de şikâyetine yol açar.

Bu kesimler kelle vergisinden muaf olmakla birlikte, toprak vergisi ödemeye mecburdu.

Tüm bunlarla birlikte, Persler henüz Zerdüştlüğü yayma ve dini takibat siyasetinden vazgeçmemişlerdi.

Vahan Mamikonyan’ın yerine geçen, kardeşi Vard’ın ölümünden sonra marzpan görevi Pers yönetimi tarafından tekrar Perslilere teslim edilir. Bu görev, ancak özel durumlarda Ermeni yöneticilere teslim edilmekteydi.

Pers görevliler ise sık-sık baskı uygulayıp, gayrikanunî işlemler uygulamaktaydı.

Pers yönetiminin keyfi hareketleri, özellikle Persli Suren’in marzpan olarak tayin edilmesinden sonra çekilmez bir hal alır.

Krallık tarafından geniş yetkilerle donatılan Suren, büyük sayıda elit birlikler eşliğinde Ermenistan’a gönderilir. Ermenistan’da hoşnutsuzluğun yayıldığını gören yeni marzpan, daha baştan Ermenilere korku salmaya karar verir. Manvel Mamikonyan öldürülür ve Hıristiyanlara uygulanan baskı ve saldırılar tekrar çoğalır.

Kral I. Khosrov’un, kendisine tabi halklara uyguladığı siyaset ve Pers yöneticilerinin yolsuzlukları, Ermenilerin sabrını taşırır.

Ülke, isyanın kıyısında bulunup, kararlı bir şekilde faaliyet göstermek için bir işaret beklemekteydi.

571-572 ayaklanması

Ayaklanmanın doğrudan sebebi, Dıvin’de azergâh tesis etme konusuydu. Öldürülen Manvel Mamikonyan’ın kardeşi Vardan Mamikonyan (küçük Vardan) ayaklanmanın başına geçer. Ermeni katolikosu II. Hovhannes de harekete katılır. 10 bin kişilik bir ordu teşkil edip, müttefikler elde etmeyi başarırlar. Pers siyasetinden şikâyetçi Gürcüler ve Ağvanlar bu kez de Ermenilere katılır.

İran’ın asırlık rakibi Bizans’ın duruşu da ümit vericiydi.

İki imparatorluk arasındaki ilişkiler son derece gergin olup, Bizans, İran’a karşı savaşa girmek için uygun bir an kollamaktaydı.

Perslere karşı büyük çapta operasyonlara girişecek sayıda güçlere sahip olmayan Bizans, Ermenilerin, Ağvanların ve Gürcülerin askeri gücünü kullanmaya çalışır.

Bu yüzden, Ermenilerin heyeti bu sefer Konstantinopel’de sıcak bir karşılamaya nail olur.

Ermeniler, Bizans’la yaptıkları antlaşmayla, Bizans’ın egemenliğini kabul eder.

Bizanslılar ise bunun karşılığında, ayaklanmanın başarısızlıkla sonuçlanması halinde, Bizans’a kaçan Ermenilere sığınma yermeyi taahhüt eder.

Bizanslılar, elde ettikleri bu anlaşmadan Persleri haberdar edip, asi Ermenilere yardım etmekle tehdit eder.

Bizans’ın vaatleri, Ermenistan’da genel bir coşku uyandırır.

Olayların gelişmesinden son derece rahatsız olan marzpan Suren, 571 yılında acilen Tizbon’a giderek, hasıl olan durumu krala rapor eder.

Kral Khosrov, marzpana 15 bin kişilik bir ordu tahsis ederek, asilere amansız davranmasını emreder.

Lakin ayaklanma sürecini önlemek, Pers yönetiminin gücünü aşmaktaydı.

Ermeni savaşçılarının sayısı 20 bini geçmiş ve asiler, önemli bir güç haline gelmişti.

Asiler, 572 yılında Vardan Mamikonyan önderliğinde saldırıya geçerek, marzpanın ordusunu Dıvin’de hezimete uğratır.

Öldürülen marzpanın başı, Bizans orduları komutanına gönderilir.

Bizans, Ermenilerin silahlı faaliyeti sonucunda harekete geçer. İmparatorluk, İran’a karşı savaş başlatır ve Ermenistan’a ordularını yollar. Ermeniler, Perslere karşı ayaklanmış olan komşu halklar ve Bizanslıların yardımıyla Perslerin yeni ordu komutanı Mihran’ı mağlup eder. Pers egemenliğine karşı başlayan ayaklanma, kısa sürede İran-Bizans savaşına dönüşür.

Yirmi yıllık İran-Bizans savaşı ve Ermenistan’ın 591 yılındaki bölünmesi

Askeri operasyonların büyük oranda Ermenistan topraklarında sürmesinden dolayı ülke yıkıma uğrar ve iki ülke arasında başlayan savaş, Ermeni halkı için tam bir felaket olur.

Savaş, değişken başarılarla 20 yıl sürer.

Nihayetinde, Bizans ve İran 591 yılında barış imzalar ve Ermenistan ikinci kez aralarında paylaşılır.

Bizans İmparatorluğu, sınırlarını önemli oranda genişletir ve Turuberan, Tayk ve Ayrarat bölgelerinin büyük bir kısmı Bizans’a geçer. Ermenistan’ın siyasi parçalanması daha derinleşir ve ülkenin farklı bölgeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişmesi zorlaşır.

Ermenilerin vermiş olduğu büyük destek, Bizans tarafından takdir edilmez. Bizans imparatorları, Ermeni silahlı kuvvetlerini yok etme siyasetini sürdürür. Ermeni orduları, imparator Morik’in emriyle uzak ülkelere nakledilerek imparatorluğun düşmanlarına karşı savaştırılır.

Bizans, bu şekilde Ermenilerin hürriyetperver hareketlerini önlemek niyetindeydi. İmparator, aynı zamanda Pers yöneticilerine de, İran’a tabi Ermenilerle aynı şekilde davranmasını önerir.

Ermeni askerler ise çoğu kez imparatorun emirlerine uymayarak, Ermenistan’da kalıp, savaşmayı yeğler.

Ermeni beylerinden Sımbat Bagratuni, Bizanslılara tabi olmadığından dolayı tutuklanır. Lakin büyük bir cesaret göstererek, sirkte karşısına çıkarılan ayı, boğa ve aslanı öldürür. Şaşkın ve hayran seyircilerin talebiyle, Bizans imparatoru tarafından affedilir.

Gürcü Kilisesi’nin, Ermeni Kilisesi’nden ayrılması

Ermenistan topraklarında sürdürülen İran-Bizans savaşları VII. yüzyıl başlarında da devam eder, fakat yeni sınır değişikliklerine mahal vermez. Lakin Bizans yönetiminin kilise siyasetindeki başarısı, Gürcü Kilisesi’nin 607 yılında Ermeni Kilisesi’nden ayrılarak Kağketonculuğu kabul etmesi olur. Ermeni ve Gürcülerin doktrinsel birliği böylece çözülerek, ilerde menfi sonuçların doğmasına yol açar.

Lakin İran ve Bizans arasında yıllarca süregelen savaşlar, iki tarafı da güçsüz bıraktığından dolayı, Araplar siyasi arenaya çıktığında, hem İran, hem de Bizans’ın artık karşı koyacak gücü kalmamıştı.

Çeviren: Diran Lokmagözyan

http://www.findarmenia.com/arm/

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

September 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930