
Büyük Tigran’ı, oğlu II. Artavazd (M.Ö. 55-34) takip eder. II. Artavazd’ın yönetim yıllarında Büyük Hayk, Part-Roma arasında seyreden ağır savaşlar arasında kalır. II. Artavazd, ülkenin bağımsızlığını ve güvenliğini korumak amacıyla, savaşan devletler arasında manevra yapma siyasetini benimser ve duruma göre bazen birine, bazen de diğerine yanaşır.
Ermenistan, Roma için olduğu kadar, Part devleti için de askeri ve ekonomik öneme haizdi. Ermeni Yüksek Platosu, yüksek konumu sayesinde, stratejik açıdan son derece önemliydi. Doğu-batı ve kuzey-güney eksenindeki askeri ve ekonomik yollar buradan geçmekteydi.
Ermenistan, askeri ve ekonomik açıdan Part devleti ve Roma’dan sonra, bölgenin üçüncü gücü olup, bu ülkelerin zaferi veya yenilgisi Ermenistan’la olan ittifaklarına bağlıydı.
Roma’da, M.Ö. 60 yılında ilk üçlü yönetim kurulur. Üç ünlü ordu komutanı, Julius Sezar, Gneos Pompeos ve Markos Krasos, Roma’nın geniş eyaletlerinin yönetimini aralarında paylaşır.

Roma’nın doğu bölgelerinin yönetimi Krasos’a kalır. Markos Krasos, başlıca rakibi olan Part devletine karşı M.Ö. 53 yılında büyük bir saldırı düzenler ve müttefik Ermenistan’dan destek orduları talep eder.
Part kralı Orodes bu durumu öğrenerek, ordusunu iki kısma ayırır ve kendisi Ermenistan’a yönelir, ordu komutanı Suren’i ise Romalılara karşı Mezopotamya’ya gönderir.
II. Artavazd, Krasos’a seferi Ermenistan’ın güneyindeki dağlık bölgeden gerçekleştirmesini önerir ve 10 000 süvari ve 30 000 piyade vermeye söz verir. Bu taktik sayesinde Roma lejyonları Part ordusunun temel vurucu gücünü oluşturan süvari birliklerinin, açık ovalardaki ani saldırılarından korunmuş olacak, Ermenistan ise Partların saldırı tehlikesinden uzak kalacaktı.
Krasos, Ermeni kralının önerisini reddeder ve Mezopotamya düzlüklerinden saldırmaya karar verir.

Artavazd, bu şartlarda en doğru karar vererek, Orodes’le ittifak yapar ve bu birlik Artavazd’ın kız kardeşinin, Part veliahdı Bakur’la evliliğiyle perçinleştirilir.
M.Ö. 6 Mayıs 53 tarihinde Kharan’daki (Harran) meydan savaşında Part ordu komutanı Suren, Roma ordusunu bozguna uğratır ve öldürülen Krasos’un başını, Artaşat’ta bulunan Orodes’e gönderir.
Haberci, II. Artavazd ve Orodes’in Artaşat şehrinde, Yunan dramaturg Yevripides’in “Baküs’ün kızları” trajedisini izlerken ulaşır ve Krasos’un başını kralların ayaklarının dibine fırlatır.

Doğu ülkelerini işgal ederek Lukullus gibi zenginliğe ve Pompeos gibi üne ulaşmak isteyen Krasos, böyle sefil bir sona layık olur.
Ermeni-Part ortak güçleri, Romalıları Asorik, Pünikia ve Pağestin’den (Filistin) kovar. Roma’nın zalim yönetiminden şikâyetçi ve Büyük Tigran zamanında sahip olduğu ayrıcalıkları unutmamış olan yerel halk onları kurtarıcı olarak karşılar.
Krasos’un ölümünden sonra Roma’daki üçlü yönetimin dağılması ve Sezar ile Pompeos arasında iç savaş çıkması, Ermeni-Part ordularının başarılarını kolaylaştırır.
M.Ö. 43 yılında Roma’da, Markos Antonios, Ogostos Oktavianos ve Markos Lepidos arasında ikinci üçlü yönetim kurulur.

Antonios, doğu ülkelerini elde eder ve Mısır kraliçesi Kleopatra ile evlenir. Markos Antonios, M.Ö. 36 yılında Part devletine karşı büyük bir sefer düzenler. Krasos’un acı tecrübesini hesaba katarak, Ermenistan bölgesinden saldırmaya karar verir ve II. Artavazd’dan kendisine destek olmasını talep eder.
M.Ö. 37 yılında Orodes ve Bakur hayatta değillerdi ve kanlı bir mücadele sonucunda Part devletinde IV. Hrahat tahta çıkmıştı.

Ermeni-Part ilişkileri gergindi ve Antonios bu durumu hesaba katarak Ermenistan kralından yardımcı birlikler rica eder.
II. Artavazd, Romalılara mecburen yardım etmeyi kabul eder, fakat sadece az sayıda birlik verir.
Antonios, 100 000 kişilik bir orduyla önce Partların müttefiki olan Atırpatakan (günümüzde güney Azerbaycan olarak anılan bölge) Krallığı’na saldırır. Lakin Part süvari birlikleri tarafından Romalıların kuşatma gereçleri yok edilince sefer başarısızlıkla sonuçlanır.
Antonios, daha Part ülkesine girmeden büyük zayiat verir ve ordusunun kalanı Ermenistan’a girip, Artavazd’dan destek alarak kurtulur.

Bu yenilgi, Antonios’un prestiji için ağır bir darbeydi ve seferinin başarısızlıkla sonuçlanması konusunda başlıca suçlu olarak Artavazd’ı gösterip, kendisini kandırarak tutuklamak ister.
Bu denemeler başarısızlıkla sonuçlanınca, nedenlerinden birinin de Ermeni-Roma işbirliği olan, Ermeni-Part ilişkilerinin kötüleşmesinden faydalanan Antonios, M.Ö. 34 yılının baharında büyük güçlerle Büyük Hayk’a saldırır. Ermenistan kralı, ülkeyi yıkımdan kurtarmak niyetiyle Antonios’la görüşmeler yapmaya karar verir, fakat Antonios, Artavazd’ı esir alır ve Aleksandria’ya, (İskenderiye), karısı olan, Mısır kraliçesi Kleopatra’ya götürür.
Zafer geçidi esnasında Kleopatra’nın karşısında eğilmeleri durumunda Artavazd’ı ve ailesini serbest bırakma vaadinde bulunurlar, fakat Artavazd, bir hükümdar gibi davranarak, başını dik tutarak geçer kraliçenin önünden. Bu davranışı, orda bulunanlar üzerinde büyük etki yaratır. Daha sonra ailece öldürülürler.

Oktavianos, M.Ö. 31 yılında Aktium deniz savaşında Antonios ve Kleopatra’yı mağlup eder ve ikisi birlikte intihar ederler.
II. Artavazd’ın oğlu Artaşes, fırsattan istifade ederek, Partların desteğiyle Büyük Hayk’ı kurtarır ve kral ilan edilir.
II. Artaşes (M.Ö. 30-20), Romalılarla işbirliği yapan Atırpatakan kralı Artavazd Medatsi’yi bozguna uğratıp Atırpatakan’ı, Ermeni krallığına bağlar. II. Artaşes, “krallar kralı” unvanı taşıyarak bağımsız ve Roma karşıtı siyaset gütmekteydi.
Roma, Krasos ve Antonios’un yenilgilerinin acı tecrübesini hesaba katarak, 10 yıl boyunca Ermeni-Pars ortak ordularına karşı savaşmaya cesaret etmez.
M.Ö. 27 yılında Roma’nın ilk sezarı olarak ilan edilen Ogostos Okatavianos, vaatler, rüşvetler ve komplolar sayesinde Büyük Hayk’ı geleneksel müttefiklerinden tecrit etme, düşman komşularla çevreleme ve Ermeni ileri gelenleri arasında nifak sokma siyaseti güder.

Başında Artavazd Medatsi’nin bulunduğu Küçük Hayk’ı, Kapadovkia’yı (Kapadokya), Pontos’u, İberia’yı ve Ağvan boylarını Büyük Hayk’ı düşman eder.
Sezar Ogostos, M.Ö. 20 yılında büyük bir güçle Asorik’e gelip, taht kavgası nedeniyle zayıf düşen Partları antlaşma imzalamaya mecbur eder ve bu sayede Roma’nın elleri Büyük Hayk krallığına karşı serbest olur.
Roma orduları, aynı yıl Büyük Hayk’a saldırır.
Umutsuz ve Roma’nın hilelerine kanan bazı ileri gelenler, güçlü düşmana karşı savaşmaktan kaçınmak ve ülkenin bağımsızlığını elden çıkarmamak ümidiyle II. Artaşes’i bir komplo sonucunda öldürerek, tahtı kardeşi, uzun yıllar Roma’da rehin olan III. Tigran’a (M.Ö. 20-9) teslim etmeye razı olurlar. Bununla birlikte Atırpatakan da Büyük Hayk’tan ayrılır.
III. Tigran, hükümdarlığının son yıllarında Roma’nın müdahalelerinden sıyrılarak, Part devletiyle yakınlaşır ve paralarını Pehlevice yazıyla bastırmaya başlar.
III. Tigran’ı, oğlu IV. Tigran (M.Ö. 9-1) takip eder.

M.Ö. 5-3 tarihlerinde, Roma’nın müdahalesi sayesinde III. Tigran’ın kardeşi III. Artavazd Ermenistan tahtını ele geçirir, fakat kısa zamanda aşağı alınarak IV. Tigran tekrar tahta geçer, fakat 1 yılında, Kafkas dağlılarına karşı sürdürmüş olduğu savaş esnasında hayatını kaybeder.
IV. Tigran’ın vefatıyla, Artaşesyan hanedanlığı (M.Ö. 189-1) ortadan kalkar.
Bu hanedanlık döneminde Ermenistan, tarihindeki en güçlü dönemine ulaşmış, hatta kısa bir süre için güçlü bir imparatorluğa dönüşmüştür. Artaşesyanlar döneminde ülkenin resmi kuruluşları büyük oranda sağlam temeller üzerine oturmuş, bu sayede de Ermeni Krallığı’nı ortadan kaldırmak için Roma tarafından ortaya konan tüm çabalar inatçı bir mukavemetle karşılaşarak başarısızlığa mahkûm olmuştur.
Türkçeye çeviren: Diran Lokmagözyan
http://hayenq.do.am/index/artavazd_ii/0-15
Leave a Reply