Eskı Yazılar Müzesi
Matenadaran bilim elemanı
Ermenilerin yönetim yetenekleri, özellikle Dışişleri Bakanlığı’nda kendisini göstermiştir. Diplomatik alanda göze çarpan ilk Ermeni Mirzayan Manuk Bey (1769-1817) olmuştur. Manuk Bey, Osmanlı’nın Tuna ordusu komutanı, daha sonra ise vezir-i azam Mustafa Paşa Bayraktar’ın danışmanı olmuştur.
1806-1812 Rus-Osmanlı savaşında Bayraktar tarafından, Ruslarla barış görüşmelerinde bulunmakla görevlendirilmişti. Rus-Osmanlı barış görüşmeleri bu büyük diplomatın çabalarıyla gerçekleştirilmiş ve sonuç olarak Bükreş’te 1812 barış anlaşması imzalanmıştır. Bu sayede, Napolyon Bonapart’ın, bu iki ülkeyi savaşın içine çekme planı suya düşmüştür. Osmanlı devletine sağladığı yararlılıklardan dolayı Manuk Bey’e padişah tarafından Moldova prensi unvanı bahşedilmiş ve saray dragomanı (dışişleri bakanı yardımcısı düzeyinde diplomatik tercüman) görevine tayin edilmiştir.
Ermeniler, Müslüman Osmanlı diplomatlarına danışman olarak destek vermişlerdir. Örneğin, XIX. yüzyılın önemli Osmanlı devlet adamlarından biri ve Tanzimat Fermanı’nı hazırlayanlardan olan Reşit Paşa’ya, tüm diplomatik hayatı boyunca Hagop Gırcikyan (1806-1865), danışman olarak kendisine eşlik etmiştir. Gırcikyan, eğitimine devam etmek amacıyla 1835 yılında Reşit Paşa’yla birlikte Paris’e giderek, Sorbon Üniversitesi’nde eğitim görmüş, aynı süre içinde paşanın tercümanlığı görevini de üstlenmiştir. Hagop Gırcikyan daha sonra Paris’teki Osmanlı elçiliği ikinci tercümanı görevine tayin edilerek, diplomatik misyonu süresince Reşit Paşa’ya destek vermiştir.
Reşit Paşa 1839 yılında Londra’daki Osmanlı elçisi görevine tayin edildiğinde, Hagop Gırcikyan’ı da birinci elçilik tercümanı olarak beraberinde götürmüştür. Reşit Paşa vezir-i azam görevine atanıp, Konstantinopel’e çağrıldığında, Gırcikyan elçilik görevlerini yerine getirmek için ataşe olarak kalır. Reşit Paşa’nın dışişleri bakanı olduğu yıllarda Hagop Gırcikyan tekrar danışmanı ve tercümanı olmuştur. Paşa, 1841 yılında tekrar Paris elçisi tayin edildiğinde de kendisine eşlik etmiştir. Reşit Paşa, Osmanlı devletinin idaresini eline aldığında Gırcikyan tekrar onun danışmanı ve tercümanı olmuş, paşanın reform faaliyetlerinde rol oynamıştır. Arşak Alboyacıyan, Hagop Gırcikyan’ın Avrupa eğitimi almış ilk Osmanlı devlet memuru olduğunu belirtmektedir. Tanzimat’ın hazırlayıcısı olarak Reşit Paşa tanınıyor olmasına rağmen, Hagop Gırcikyan’ın bu çalışmaya katılımı önemli derecede olmuştur. Gırcikyan, Reşit Paşa’nın oğlu Mehmet Cemil Bey’in elçi olduğu dönemde de Paris Osmanlı elçiliği danışmanı görevini sürdürmüştür.
Hagop Gırcikyan, yoğun çalışmalarına rağmen cemaat işlerine de katılımda bulunmuş, ileri görüşlü gençlerden Serovbe Viçenyan, Nahapet Rusinyan, Nikoğos Balyan ve diğerleriyle birlikte Konstantinopel amiralarının keyfiyetlerine karşı mücadele etmiştir. 1847 yılında Ruhani ve Yüksek meclislerin onayı için padişahtan izin elde etmiş. 1847, 1849 ve 1851 yıllarında Yüksek Meclis üyesi ve milli mebus seçilmiştir.
Bir diğer tanınmış Osmanlı devlet adamı olan Mithat Paşa’nın danışmanı Krikor Odyan (1816-1873), Tanzimat Fermanı’nın meydana getirilmesi ve diplomatik işlerde kendisine destek olmuştur. Krikor Odyan, 1860 yılından itibaren Dışişleri Bakanlığı sekreteri görevini sürdürmüş, akabinde ise aynı bakanlığın yabancı muhabere bölümü çalışmalarını yürütmüş, 1869’dan sonra ise dışişleri bakanlığı diplomatik şefliğini üstlenmiştir.
Osmanlı diplomasisinde rol oynamış şahıslardan biri de Garabet Artin Paşa Davutyan (1816-1873) olmuş, Berlin ve Viyana’da elçilik görevlerinde bulunmuştur. Beş büyük Avrupa devletleri ve Osmanlı devleti tarafından kurulan komisyon tarafından Davutyan 1861 yılında Lübnan yöneticisi tayin edilir. Yönetim süresi boyunca Davutyan, Lübnan’ın özerkliğinin korunması, dini çatışmaların yatıştırılması, bölgenin ticari, ekonomik ve eğitim-kültür hayatının gelişmesi siyaseti gütmüştür.
Lübnan’ın diğer Ermeni yöneticisi Hovhannes Paşa Kuyumcuyan (1858-1933) olmuş, diplomatik yetenekleriyle dışişleri bakanlığında ve İtalya’daki Osmanlı orduları yetkilisi görevinde göze çarpmıştır. Görevi boyunca Lübnan halkına önemli hizmetlerde bulunmuştur. Hovhannes Kuyumcuyan, Devlet Konseyi üyesi olmuştur.
Dışişleri bakanlığının teşkil edilmesinde Sahak Abro (1823-1900) önemli rol oynamıştır. Tercüman, sekreter, dış muhaberat şefi ve diplomat olarak uzun yıllar dışişlerinde önemli hizmetlerde bulunmuş, farklı diplomatik heyetler ve komisyonlara üye olmuştur.
Harutyun Dadyan(1830-1901)
Devlet adamı, başarılı diplomat ve cemaat işlerinin yorulmaz çalışanı, XIX. yüzyıl Ermeni tarihinde ayrıcalıklı bir kişiliktir. Harutyun Paşa Dadyan, Osmanlı devlet görevlerinde 50 küsur yıl boyunca önemli görevlerde bulunmuştur. Tanınmış Ermeni hayırsever ve Osmanlı İmparatorluğu’nun barutçu başı Hovhannes Bey Dadyan’ın oğludur. İlk eğitimini özel dersler alarak elde etmiş, ardından eğitimine Paris Saint Parp lisesi, Lourde La Gran ve Sorbon üniversitelerinde sürdürmüştür. Konstantinopel’e dönerek, dışişleri bakanlığının yabancı muhaberat bölümünde çalışmaya başlamış, sekreter olarak farklı diplomatik heyetlerle birlikte birçok defa yurt dışına ve taşraya yollanmıştır.
1857 yılında Molto-Valakya prensliğinin düzenlenmesi konusundaki uluslar arası heyetin üyesi olmuştur. 1862 yılında özel heyet bünyesinde Odessa’ya, Rus çarı II. Aleksander’a temenniler iletmeye gider. 1865 yılında Paris’teki Osmanlı elçiliği sekreteri ve elçilik işleri yöneticisi tayin edilir. 1868’de Devlet Konseyi’ne üye tayin edilir. 1871 yılında devlet tahvilleri yönetim başkanı, orman ve madenlerin müfettişi tayin edilir. 1873’te maliye bakanı yardımcısı görevine getirilir. Harutyun Dadyan 1875 yılında, vefatına kadar sürdüreceği Dışişleri bakanı yardımcısı görevini devralır. Bu görev, onun devlet katındaki en verimli dönemi olur. 1882 yılında, Yunanistan sınırları sorununu düzenleyen elçilik toplantısına katılır. Uzun yıllar Dışişleri bakan yardımcılığı görevinde bulunmasına rağmen, gerçekte bakanlık işlerini Harutyun Paşa Dadyan yürütmüştür. Hıristiyan bakan yardımcısı kısa süreliğine görevinden alındığında, bakanlık tarafından gönderilen tüm diplomatik yazışmalar karmaşık ve anlaşılmaz olduğundan dolayı geri gelmekteydi, çünkü uluslar arası antlaşmalar, diplomatik heyetler ve görüşmelerle ilgili tüm belgeler uzun yıllar boyunca Harutyun Paşa Dadyan tarafından düzenlenmekteydi.
Dadyan Paşa, dışişlerinde ve yurt dışında hizmet veren çok sayıda diplomatın hocası olmuştur. 32 ülke hükümetleri tarafından kendisine verilmiş olan madalyalar, Dadyan Paşa’nın Avrupa diplomatik çevrelerindeki saygınlığının bir ifadesidir. İştigal ettiği tüm makamlarda Harutyun Paşa kendisini iyi yönetici ve diplomat olarak ispatlamıştır. Aidiyetinden gururlu ve vakur duruşuyla tüm devlet görevlileri arasında saygı uyandırmıştır. Çevresi Harutyun Dadyan’a saygı duymakta, yetenekleri karşısında kendisine hürmet duymaktaydı.
Devlet memuru, başarılı diplomat ve itibar sahibi bir kişilik olarak, sahip olduğu yüksek makamı sayesinde cemaat ve hükümet arasında hâsıl olan sorunları uzak görüş ve temkinlilikle düzenlemiştir.
Osmanlı İmparatorluğu Dışişleri bakan yardımcısı görevine gelerek, elçilik görevlerinde diplomatik yetenekleriyle göze çarpmış olan diğer Ermeniler Hovhannes Paşa Kuyumcuyan ve Manuk Azaryan olmuştur.
Ermeni diplomatlar arasında en yüksek mevkie erişen, Dışişleri Bakanlığı yapmış tek Ermeni olan Kapriel Noradunkyan (1852-1936) ilköğrenimini Konstantinopel’deki Üsküdar Cemaran okulunda gördükten sonra Paris’te hukuk eğitimi alıp, 1875 yılında Konstantinopel’e dönerek dışişleri bakanı Reşit Paşa’nın talimatıyla, Dışişleri Bakanlığı’nda hukuk işleri düzenleme çalışmalarında sekreter olarak göreve başlar. Kapriel Noradunkyan, kısa sürede hukuk bilgisi ve diplomatik yeteneklerini gösterir. Bakanlık bünyesinde farklı zamanlarda sorumlu görevlere atanır ve çeşitli karmaşık sorunları başarıyla çözüme ulaştırır. 1877-1878 yıllarında, Rus-Osmanlı Savaşı sonrasında birinci sekreter olarak Rusya ve Osmanlı imparatorlukları arasındaki sınırı tespit eden uluslar arası heyetin çalışmalarına katılır.
1883’te Babıali’nin hukuk danışmanı görevine getirilir. 1908 Tanzimat Fermanı’ndan sonra kamu yapıları bakanı olur ve bu görevinde önemli yararlılıklar gösterir. Osmanlı temsilcisi olarak Lahey (Haaga) uluslar arası konferansına katılır. Kapriel Noradunkyan, Balkan Savaşı arifesinde, 1912 yılında Dışişleri Bakanı olur. O yıllarda Osmanlı devleti çok ağır krizlerden geçmekteydi. Noradunkyan, diplomatik beceri göstererek ülkeyi tehdit eden tehlikelerden kurtarmak için büyük çaba sarf eder.
Hukukçu olarak uluslar arası alanda ün sahibiydi. Osmanlı devletinin başlangıcından itibaren yabancı devletlerle imzalamış olduğu uluslar arası antlaşmalar hakkında Fransızca olarak “Recueil d’actes internationaux de l’Empire Ottoman” başlığıyla dört ciltlik bir eser yayınlar. Bu anıtsal eser Kapriel Noradunkyan’a, Avrupa bilim çevrelerinde tanınır ve kendisine Fransa ve Almanya’da bir dizi bilim kuruluşları üyeliği getirir.
Yüksek devlet görevlisi, bakan ve mebus olmasına rağmen cemaat işlerinde de faal olmuştur. Farklı cemaat organlarında üye veya başkan olmuştur. Ermeni cemaatinin Milli Meclisi’nde başkanlık görevi yürütmüştür.
Lozan Konferansı’nda (1922-1923) Boğos Nubar’la birlikte Milli Heyet’in başında bulunur, fakat Türkiye’de bir “Ermeni ocağı” yaratılmasına çalışan bu heyet resmi katılım hakkına haiz olmaz.
Osmanlı devletinde Dışişleri Bakanlığı’nın modernleşmesi ve Avrupalaşması çalışmalarında Ermeniler önemli rol oynamışlardır. Bakanlığın kuruluşunun ilk günlerinden itibaren Ermeniler muhaberat ve tercüme bölümlerinde önemli bir sayı teşkil etmiştir. Bu bölümlerin ilk başkanları Sahak Abro ve Krikor Margosyan olmuştur.
Osmanlı diplomasisinde rol almış Ermenilere değinirken muhakkak farklı ülkelerde elçilik ve konsolosluk görevlerinde bulunmuş olan kişileri belirtmek gerekir. Sargis Hamamcıyan, İtalya’da, Tigran Aleksanyan ise Belçika’da Osmanlı elçisi olmuştur. Manuk Azaryan Tulon’da, Hovsep Misak Haaga’da, Mihran Karakaşyan Nis’te, Hrant Bey Düz Mesina’da, Mihran Yeram Napoli’de, Hovsep Azaryan Malta’da, Tigran Hünkârbeğendiyan Odessa’da Osmanlı konsolosu olmuşlardır.
Ermeniler, Avrupa ve Amerika’daki Osmanlı elçiliklerinde danışman ve sekreter görevlerinde göze çarpmıştır. Benzer görevlerde bulunan Ermeniler büyük bir sayı oluşturduğundan dolayı hepsinin ismini saymak büyük yer tutacaktır.
Ermeniler gerçekten de zaman içinde Osmanlı dışişlerinde belirleyici bir role kavuşmuşlardır. Fransız “La Monde” gazetesi 1903 yılında yayınladığı bir yazıda bu konuya değinerek, imparatorluk bünyesinde en düzenli çalışan makamın dışişleri bakanlığı olduğu, bu kurumun ise hemen tamamen Ermenilerin elinde bulunduğunu belirtmektedir.
Türkçesi: Diran Lokmagözyan
Devamı Cuma günü
Akunq.net
Leave a Reply