Dil öğrenimi, karşılıklı anlayışı ve kültürel paylaşımları artırabilir.
Ermeni meselesinin Türkiye’de sinirleri gerdiği bir dönemde, İstanbul’da bulunan Kadir Has Üniversitesi, halka açık Ermenice kurslarının ikinci sömestrine bu hafta başladı. Henüz kurslara sadece 12 öğrenci katılsa da, Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyan söz konusu girişim, mevcut tabuları yıkmayı vaat ediyor.
Ermenice kurslarına iş adamları, bölgesel araştırmalarda uzmanlaşmak isteyen üniversite öğrencileri, müzisyenler ve hatta hastalarıyla daha iyi iletişim kurmak isteyen bir doktor bile katılıyor.
Üniversite rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın, bölgesel dilleri öğrendikçe, insanların birbirlerini anlama ve kültürel paylaşımlarda bulunma anlamında yeni bir imkan yakalandığını belirtiyor. “Bu özellikle Ermenistan konusunda son derece önemli; zira Türkiye’nin bu ülkeyle ne bir diplomatik ilişkisi, ne de konsolosluğu var,” diyor Aydın.
Profesör Aydın, birçok Ermeni’nin temel Türkçe bilgisine sahip olmasına karşın, Ermenicenin Türk halkı tarafından yeterince bilinmediğine dikkat çekiyor.
Üniversitenin Yaşam Boyu Eğitim Merkezi direktörü Serdar Dinler’e göre ise, “Türk hükümetinin komşularıyla ‘sıfır sorun’ politikasını göz önünde bulundurarak, Türk halkının Ermenistan da dahil olmak üzere komşularıyla daha fazla diyalog kurması gerekiyor ve bunun için de komşunun dilini bilmek, anahtar rol üstleniyor.”
Ermenice derslerini veren ve kendisi de Ermenistan vatandaşı olan doktora öğrencisi Kevork Galloşyan, öğrencilerinin derse gösterdikleri ilgiden memnun: “Sınıftaki öğrencilerin derse katılma gerekçeleri birbirinden oldukça farklı: bazıları Kafkasya konusunda akademik araştırma yaptıkları için Ermeniceyle alakadar olurken, örneğin bir rehber de Erivan’daki tarihi binaların üzerindeki yazıtları okuyabilmek ve kültürel mirası keşfetmek için bu derse geliyor.”
Derse katılanlardan biri olan Ayşe Göksu Özüdoğru’nun Ermenice öğrenmesinde iki gerekçesi var:
“Öncelikle, ailem ve arkadaşlarımla daha kolay iletişim kurmak istiyorum. Aynı zamanda üniversitede turizm bölümünde okuduğum için, mesleki alanda uzmanlaşmada ilave bir dil bilmenin önemli bir kazanım olduğunu düşünüyorum.”
SES Türkiye’ye konuşan müzisyen Eylül Vuralgil ise, bu kursa sanatsal bir hedef doğrultusunda katılıyor. “Ermenice şarkılar da seslendirmek istiyorum; dolayısıyla müzik dağarcığımı genişletmek anlamında bunun harika bir fırsat olacağını düşündüm,” diyor.
Genel cerrahi uzmanı olan Arif Kahya’nın Ermenice öğrenmedeki gayesi, Ermeni hastalarıyla iletişim kurabilmek. “İstanbul’da bulunan Ermeni Surp Pirgiç Hastanesi’nde çalışıyorum ve burada çok fazla Ermeni hastam oluyor. Ayrıca, İstanbul’daki Ermeni topluluğu ile de iyi bağlantılarım var,” diyor Kahya.
Galloşyan, Erivan’da Türkçe öğreten çok sayıda merkez olduğunu belirtiyor; ancak Türkiye’de komşusunun diline karşı eşit derecede bir ilgi gösterilmediğinden dem vuruyor. “Komşunuzun dilini öğrendiğinizde, İngilizce veya Rusça gibi üçüncü bir dile başvurmaksızın onun derdini kendi dilinde dinlemek istediğinizi söylüyorsunuz aslında,” diyor Galloşyan.
Kadir Has Üniversitesi, Eylül ayından itibaren derslerini Ankara’ya taşımayı planlıyor; böylelikle kursa daha fazla sayıda bürokrat ve diplomatın çekilebileceği düşünülüyor. “Dışişleri Bakanlığı, çalışanlarını, İngilizce veya Fransızca gibi klasik yabancı dillerin yanı sıra, görece olarak zor bir dili öğrenmeye teşvik ediyor,” diye açıklamada bulunuyor rektör Aydın.
http://turkey.setimes.com/tr/articles/ses/articles/features/departments/national/2012/02/09/feature-01





Leave a Reply