Peki ya bizim asimilasyon politikalarımız?

EYÜP CAN

Bir ülkenin siyasetçileri ve parlamentolar, politik kaygılarla başka ülkelerin tarihini yargılamadan önce kendi geçmişleriyle yüzleşmeli.

Gözden kaçmış olabilir.
Kaçmasın!
Bulgaristan parlamentosu, bu hafta Türklere karşı uygulanan ‘asimilasyon’ politikalarını kınayan bir bildiri yayımladı.
Böylece farklı bir etnik ve dini gruba karşı uygulanan ‘asimilasyon politikası’ Bulgar hükümeti tarafından ilk kez resmen tanınmış oldu.
Bulgaristan parlamentosunda 115 milletvekilinden 112’sinin onayını alan bildiri için sadece 3 milletvekili çekimser kalmış. 

***

Bizim Dışişleri Bakanlığı karardan çok memnun.
Nasıl olmasın?
Avrupa’da birçok parlamento vicdani olmaktan çok politik sebeplerle Ermeni soykırımı tasarıları geçirirken Bulgaristan parlamentosu kolaya kaçıp başka ülkelerin karanlık geçmişiyle uğraşmak yerine kendi geçmişiyle yüzleşen çok önemli bir karara imza atmış.
Hem de son anda gündeme sokulmaya çalışılan Ermeni soykırımı tasarısı yerine bu bildiriyi gündemine alarak.
Bildiriyi hazırlayan eski Başbakan ve Güçlü Bulgaristan İçin Demokratlar (DSB) Partisi lideri İvan Kostov’un yaptığı konuşmada bir cümle özellikle dikkatimi çekti:
“Yakın tarihimizin önemli bir sayfasını bir kez daha okuyup kapatmak zorundayız.”
Neden?
“Çünkü; komünistlerin yürüttüğü bu kampanya sırasında 360 bini aşkın Türk kökenli vatandaşımız göçe zorlandı. Etnik temizlik girişimi olarak gördüğümüz bu eylemi şiddetle kınıyoruz. Cumhuriyet Başsavcısı Boris Velçev’i bir an önce isim değiştirme kampanyasıyla ilgili başlatılan ve ilerleme kaydetmemiş olan davayı yeniden ele almaya çağırıyoruz. Bu davayı ‘zamanaşımına uğratma’ girişimlerini, asimilasyonu tüm Bulgaristan halkının ortak suçu şeklinde gösterme girişimi olarak kabul ediyoruz” diyor Kostov. 

***

Sizin de dikkatinizi çekti mi?
“Bu davayı zamanaşımına uğratma girişimleri asimilasyonu tüm Bulgaristan halkının ortak suçu şeklinde gösteriyor” diyor Kostov…
Yani geçmişiyle yüzleşmeyi, suça ortak olmadığını göstermek için de istiyor.
“Yüzleşmezsek tüm Bulgaristan halkı suçlu ilan edilecek” diyor.
Yüzleşmeyi şu ya da bu sebeple engelleyenleri tüm halkı suçlu göstermekle suçluyor.
Hiçbir komplekse kapılmadan, yakın tarihin en karanlık sayfalarını parlamentoda açabiliyor.
Buraya kadar her şey güzel…
Bir ülkenin siyasetçileri ve parlamentolar, politik kaygılarla başka ülkelerin tarihini yargılamadan önce kendi geçmişleriyle yüzleşmeli.
Tıpkı Bulgaristan gibi.
Peki ya bizim geçmişimiz?
1915 Ermeni Tehciri soykırım mı değil mi? bırakalım tarihçiler tartışsın.
İyi ama 1 milyonun üzerinde Ermeni vatandaşımız çoluk-çocuk, kadın-yaşlı ayrımı yapılmadan o zor şartlarda sürgüne gönderilmedi mi?
Yok mu bunun vicdani bir yası, siyasi bir kınaması?
İstiklal Mahkemeleri, Dersim, Maraş, Sivas, faili meçhuller, köy boşaltmalar…
Hangisi Bulgaristan’da Türklere yapılandan daha masum?
Bulgaristan, parlamentosunda Ermeni soykırımı tasarısı yerine kendi yaptığı etnik temizlikle yüzleşiyorsa biz neden parlamentomuzda geçmişte yaşanan her türlü asimilasyon politikasını açık açık zikrederek kınamıyoruz?
Yoksa kınama meselesini de mi tarihçilere bıraktık?

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1075546&Yazar=EYUP_CAN&CategoryID=98

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Hoş Geldiniz

Batı Ermenistan ve Batı Ermenileri’yle ilgili bilgi alış verişi gerçekleştirme merkezinin internet sitesi.
Bu adresten bize ulaşabilirsiniz:

Son gönderiler

Sosyal Medya

Takvim

December 2025
M T W T F S S
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
293031