Yerkir.am, Ermenistan’da büyük ilgi uyandıran “Türk olmanın dayanılmaz utancı” başlıklı makalenin yazarı Serkan Engin’le özel röportaj gerçekleştirmiştir.
-Serkan Engin, Türk vatandaşı olduğunuzu biliyorum, fakat etnik olarak Türk müsünüz? Anneniz babanız Türk mü?
-Annem Türk’tür, babam ise Laz. Ben kendimi Laz olarak kabul ediyorum.
-Ailenizde Ermeni yok mu?
-Hayır, yok. Beni Ermeni kabul et, zenci kabul et, Filistinli kabul et. Tüm göz ardı edilen, aşağılanan ve kullanılan insanların yanındayım.
-Türkiye’de yaşayan ve Ermeni Soykırımı’nı kabul eden biri olarak, bu konuda yüksek sesle konuşmayı, makaleler yazmayı tehlikeli bulmuyor musunuz?
-Tabii, bu tehlikenin var olduğunun farkındayım, fakat öldürülmekten veya hapse atılmaktan dahi korkmuyorum. Aydın bir sanatçı olmak bunu gerektirir. Gerçeğin ortaya çıkması için hayatını feda etmeye hazır olan insanlardanım. Ben ateistim, mücadele eden ateist. İslam’a karşı yazılmış makalelerim var. Bu ülkede namuslu bir aydın olmak maalesef tehlikelidir. Lakin ölümden korkmuyorum, her an ölüme hazırım.
–Türk yazarlardan Orhan Pamuk ve Taner Akçam’la tanışıyor musunuz. Onlarla Ermeni Soykırımı konusunu hiç konuştunuz mu?
-Onlarla şahsen tanışma fırsatım olmadı, fakat tabii ki onların eserlerine vakıfım. Özellikle de onların Ermeni Soykırımı’nın tanınmasıyla ilgili yaklaşımlarını biliyorum.
–Türkiye’de Ermeni Soykırımı’yla ilgili konuşmak tabudur. Siz, bu konuda konuşmanın haricinde, kabul edip, yazıp, dile getiriyorsunuz. Neden? Benzer yaklaşım vatana ihanet olarak kabul edilmiyor mu? Tüm bunları aydın ismi kazanmak için mi yapıyorsunuz, yoksa gerçek tarihi bilen insan olarak vicdanın sesini duyarak mı?
-Vicdan sahibi bir insan ve aydın olmak, ölüm tehlikesinin bilincinde dahi tüm bunları yazmaya zorluyor. Bugün beni vatan haini olarak adlandırabilirler, fakat tarihin er veya geç her şeyi yerli yerine koyacağını ve benim bugünkü duruşumun genç yazarlara örnek olacağını biliyorum. Dünya, vicdan sahibi olanları kurtaracaktır, para, silah ve büyük ideoloji sahiplerini değil.
–Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce Hrant neden öldürüldü.
-Hrant Dink, devletin derinliklerinde süren mücadelenin kurbanı oldu, fakat tek sebep bu değil tabii. “İttihat ve Terakki” günlerinden bugüne kadar süren faşist yapı, maalesef faaliyet göstermeye devam etmektedir. Bu yapı, ulusal devlet kurmak amacıyla, Sünni İslam kalıpları dışında olan halkları yok etmeye karar verdi.
-Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler, Pontus Rumları soykırıma maruz kaldı, mal varlıklarına el konuldu. Türkiye cumhurbaşkanının konutu dahi bir Ermeni’ye ait olmuştur.
-Sevan Nışanyan’ın hapsedilmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz. Sevan’ın mühür sahtekârlığı ve gayrihukuki yapılar inşa etmiş olduğundan mı, yoksa Ermeni olup, devlete karşı yayınladığı çalışmalardan dolayı mı hapsedildiğini düşünüyorsunuz?
-Sevan Nışanyan, hayranlık duyduğum enden aydınlardan biridir. Cesareti ve prensiplerinden dolayı daha da çok hayranlık duyuyorum. İslam’la ilgili çalışmalarını çok beğeniyorum. Dinle ilgili çalışmalarımdan birini bir keresinde twitter sayfasında yayınladı. Tabii ki onların amacı, İslam’a karşı makaleler yazdığından dolayı Sevan’ı cezalandırmaktır, fakat Sevan hapsedilmekten birkaç gün önce “Adalet ve Kalkınma Partisi” çalışmalarıyla ilgili ve partinin olumsuz yanlarını belirttiği bir makale dahi yayınlamıştır. Dürüst, düşündüğünü insanların yüzüne söyleyen ve prensip sahibi insana hayran olmamak mümkün mü?
–İki yıl sonra Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümü tamamlanmaktadır. Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’nı tanıması hususunu mümkün görüyor musunuz?
-Maalesef böyle bir olasılığı görmüyorum, fakat tanınma durumunda Türkiye insanlık tarihi karşısında şereflenir. Bu ülkenin cumhurbaşkanı veya başbakanı ben olsaydım, Almanya cumhurbaşkanı Willy Brandt’ın, 7 Aralık 1970’te yapmış olduğu jesti tekrarlar, Ermenistan’daki Soykırım kurbanları anıtında, Ermeni Soykırımı kurbanlarının hatırası önünde diz çöker, onların tüm akrabalarından şahsen özür diler ve bu hareketim ne beni, ne de ülkemi aşağılamaz, aksine şereflendirirdi.
Röportajı gerçekleştiren Araz Kaymakamyam
Not – Bu arada, Türk gazeteci, röportajı gerçekleştirenin ismiylel ilgili (Araz Kaymakamyan), Araz yani Araks (Aras-çev. notu) Nehri’ni bildiği ve Araz’la ilgili şarkıyı söylemeyi de sevdiğini söyledi ve ardından “Bu topraklar size, Ermenilere ait. Sizin vatanınız ve tabii ki tekrar sizin olacaktır” diye ekledi.
http://www.yerkir.am/am/news/64015.htm
Türkçeye çeviren: Diran Lokmagözyan
Akunq.net
Leave a Reply