BARUYR KUYUMCUYAN
Kuruluşunun 550. yılı kutlanan Türkiye Ermenileri Patrikliği, beş buçuk asırlık tarihinin bütün ayrıntılarıyla, dönüm noktalarıyla, geçmişte taşıdığı önem ve günümüzdeki konumu üzerine uzun uzun tartışılmayı ve tekrar keşfedilmeyi hak ediyor. Her yıl ‘Hokekalust’ (Kutsal Ruh’un Gelişi Yortusu) öncesinde kutlanan Patrikhane’nin kuruluş yıldönümü, bu yıl 29 Mayıs Pazar günü, birleşik koronun katılımıyla gerçekleştirilecek ayinle kutlanacak. Bu yıldönümü öncesinde, konuyu daha geniş bir alanda gündeme getirmek ve üzerinde tartışmak üzere Patrikhane’nin tarihine kısa bir bakış atıyoruz.
Fatih’in fermanı ve toplum mühendisliği
Kabul görmüş anlatılara göre, İstanbul’un fethinden önce Bursa Ermenileri Episkoposu Hovagim’i ziyaret eden Sultan II. Mehmed, bu ani ziyareti sırasında Hovagim’in elinde bulunan İncil’i açıp içinden rastgele bir sayfayı yorumlamasını ister. Hovagim, Sultan’a geniş topraklar fethedeceğini müjdeler. Sultan’ın “Bu topraklara Konstantinopol dahil mi” diye sorar; Hovagim bunun için İncil’i yorumlamaya gerek olmadığını, bunun açıkça gözüktüğünü söyler. Bunun üzerine “Andım olsun, Konstantinopol’ü fethedersem cemaatini bu şehre yerleştireceğim ve seni de patrik ilan edeceğim” diyen II. Mehmed, İstanbul’u fethetmesinden sekiz yıl sonra, 1461’de bu sözünü tutar ve Episkopos Hovagim’i İstanbul Ermeni Patriği ilan eder. II. Mehmed şehirde, büyük bir nüfusa sahip olan Rum cemaatine alternatif bir cemaat oluşturmayı da hedefliyordu. Öte yandan, o tarihlerde Pers devletinin sınırları içinde yer alan Eçmiadzin’e alternatif bir makam oluşturarak Anadolu’daki Ermeni tebaayı da İstanbul’dan yönetmek mümkün olacaktı.
Ermenilerin ‘Milletbaşı’
Bizans İmparatorluğu döneminde, İstanbul’da oldukça küçük bir Ermeni topluluğu yaşıyordu. Bu topluluktan –sayıları iki elin parmakları kadar olsa da– yönetici konumunda bulunmuş bilim adamları da çıkmıştı. Bursa’da bulunan ve güçlü bir önderlik olan Batı Anadolu Ermenileri Kilise Önderliği’nin İstanbul’a taşınıp Patriklik mertebesine yükseltilmesi üzerine Anadolu, İran, Kırım ve Kafkaslardan birçok Ermeni İstanbul’a göç etti ve şehir, Ermeniler için önemli bir merkez haline geldi. Tebaasını milletler esasına göre yöneten Osmanlı İmparatorluğu, İstanbul Ermeni Patriği’ne ‘milletbaşı’ unvanını vererek bu makamı Ermeniler üzerinde dini ve seküler alanda sorumlu tek makam haline getirdi. Bu özelliğiyle Ahtamar ve Kilikya Katolikosluğu gibi, hiyerarşik olarak daha yüksekte bulunan makamlar üzerinde de etki sahibi olan İstanbul Ermeni Patrikliği, I. Dünya Savaşı’na kadar Bağdat, Kıbrıs, Mısır, Romanya ve Yunanistan da dahil olmak üzere 52 bölge üzerinde otorite sahibiydi.
Cumhuriyet’e sancılı geçiş
1914 yılına kadar 1778 tağ (mahalle), 1634 kilise ve 1.390.000 kayıtlı cemaat üyesine sahip olan İstanbul Ermeni Patrikhanesi, 1922 yılında sayıları İstanbul’da 100 bine gerileyen Ermeni cemaatinden ve ayrıca Girit ve Yunanistan bölgelerinden sorumlu bir makam haline geldi. Jön Türkler döneminde dört kez patrik değiştirmek zorunda kalan İstanbul Ermeni Patrikliği’nde, 1922’den, I. Mesrob Naroyan’ın patrik olduğu 1927’ye kadar bu makam boş kaldı. Cumhuriyet’e geçişte, ülkedeki tüm dini ve seküler kurumların birbirinden ayrılması anlamına gelen laiklik ilkesi Ermeni cemaatine tam anlamıyla yansıyamadı ve cemaatin diğer tüm kurumlarında olduğu gibi Patriklik’te de sancılı bir geçiş dönemi yaşandı. 1935’te resmi gazetede yayımlanan vakıflar kanunuyla, tüm vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bağlandı. Medeni Kanun’da ise, patrik, dini ve sosyal kurumların ruhani gözetmeni sayıldı.
Günümüze kadar görev yapan 84 patrik arasında en uzun süre (29 yıl) tahtta kalan patriklerden biri olan Patrik Şınorhk Kalustyan, oldukça zor bir dönemde patriklik yapmasına rağmen, toplumdaki birlikteliği en üst düzeye taşımış olmasıyla, Cumhuriyet dönemindeki en etkin patrik olarak anılıyor.
550 yıllık Patrikhane tarihinde, tekrar açılması gereken onlarca kitap, bilinmesi gereken yüzlerce olay yer alıyor.
Etkinlik programı
Ermeni Kilisesi’nin muhtelif merkezlerinden birçok din adamı, 550. yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere İstanbul’a gelecek. Etkinliklere, tüm Ermeniler Katolikosluğu’nu temsilen Ermenistan’dan Episkopos Natan Hovahannesyan ve Yerevan Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi din görevlisi Episkopos Anuşavan Jamgoçyan, Antilyas Katolikosluğu’nu temsilen Episkopos Goryün Babyan, Başrahip Krikor Çiftçiyan; Kudüs Ermeni Patrikliği’ni temsilen Başepiskopos Sevan Aribyan katılacak. Almanya Ermenileri Ruhani Önderi Başepiskopos Karekin Bekçiyan da, etkinliklere katılmak üzere, 27 Mayıs Cuma günü İstanbul’a geliyor. Patrikhane’nin hayırseverlerinden Hagop Terzan, Kalust Gülbenkyan Fonu Ermenice Bölümü Başkanı Prof. Dr. Zaven Yegavyan da davetliler arasında.
Konuk din adamları, 28 Mayıs Cumartesi sabahı Kumkapı’daki Patriklik Kilisesi’nde düzenlenecek olan ‘Hraşapar Töreni’yle karşılanacak. Ardından Şişli Mezarlığı ziyaret edilerek eski patrikler anılacak. Ertesi gün, Patriklik Kilisesi’nde Surp Badarak yapılacak. Ayinde Prof. Zaven Yegavyan ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Patrik Golod Nışanı ile ödüllendirilecek. Ayinin ardından Harutyun Amira Salonu’nda bir resepsiyon düzenlenecek.
“Agos”, Sayı:790
Leave a Reply