İzmit’in eski evleri nasıl yok oluyor?

İzmitİzmit’de geçen cuma akşamı çıkan yangında Çukurbağ Mahallesi’ndeki 150 yıllık Portakal Hafız Konağı’nın küle dönmesinin ardından gözler, ilçedeki diğer tarihi yapıların durumuna çevrildi. Geçtiğimiz günlerde Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin restorasyonu için ihale açsa da kundaklama nedeniyle yandığı iddia edilen konağın kaderini bölgedeki Ermeni eserleri de yaşıyor.

‘KASR-I HÜMAYUN’
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Ermeni mimarların önemli eserler bıraktıkları İzmit’in en öne çıkan yapısı Sultan Abdülaziz için yaptırılan Mimar Garabet Amira Balyan’a ait Kasr-ı Hümayun. İstanbul dışında günümüze kadar gelebilen tek saray olması açısından da önemli olan yapı, bugün müze olarak kullanılıyor. Ancak tüm eserler bu kadar şanslı değil. Şehrin simgelerinden olan Pembe Köşk de ayakta kalan Ermeni eserlerinden. Fakat müze olarak değil. Köşk bugün “yeni sahipleri” tarafından Türk ve Osmanlı mutfağını sunan bir restoran olarak kullanılıyor.

BAKANLIĞIN SANSÜRÜ
Köşk’ün “el değiştirme” süreci internet sitesinde şu ifadelerle anlatılıyor: “Ermeni milletinden Ardeçeş zevcesi Losika’dan hazineye nakil Manastır muhavirlerinden Mehmet Efendi’nin oğlu avukat Tevfik Bey’e tahsis edilmiştir. Bu durum 08.06.1933 tarihli kayıtlardan anlaşılmaktadır.” Kültür ve Turizm Bakanlığının resmi sitesinde ise köşkün tarihindeki Ermeni mirasına vurgu yapılmıyor, sadece tarih verilerek geçiştiriliyor: “20. yy’ın başında yapılmıştır. İzmit Yukarı Pazar’da; üç katlı, kagir, giyotin pencereli konak, valilik tarafından onarılmıştır.”
Şehrin bir zamanlar Ermeni Mahallesi olarak bilinen Kozluk’ta geçmişten kalan izleri bulmak neredeyse imkânsız. Yıkılan köşklerin yerine, yıllar önce apartmanlar dikilmiş durumda. Mahallenin girişinde konak olarak korunan tek bina eskiden “Eski Valilik Binası” olarak biliniyor. Bu bina Kocaeli Dokümantasyon Merkezi, Türk Müziği Korosu ve Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü tarafından kullanılıyor.

‘PAPAZIN EVİ’
Diğer binalar ise son yıllarda pek çok ailenin asayiş sorunu nedeniyle taşındığı mahallede sessizce yıkılmayı bekliyor. Tıpkı bölgenin yakın zamana kadar ayakta kalan, mahalleliye göre şüpheli bir yangında küle dönen en ihtişamlı yapısı ‘Papazın Evi’ gibi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1979’da tescil edilen yapı “kültür envanterinde” şu sözlerle tanımlanıyor: “Giriş ve ön cephe Şerifiye Sokağa bakmaktadır. Zemin düz, üst kadar kademeli çıkmalı, çıkmalardan birinin çatısı daha yüksek tutulmuştur. Konutan köşesi sokak eğimine uydurularak yuvarlatılmış olup, kulemsi bir görünümdedir. Sol yan cephe kışla caddesine bakmaktadır. Zemin düz, birinci ve İkinci katlar tam ortada çıkmalı, alttan düz ahşap konsollarla destekli çıkma hizasında üstte çatı katı mevcuttur. Arka cephe bitişik nizamdır.”
Sitede köşkün ne zaman inşa edildiği ve kime ait olduğuna dair bir bilgi de bulunmuyor. Hâlâ yıkılmamış gibi anlatılsa da bugün yerinde İzmit Belediyesi tarafından etrafı çevrili geniş bir bahçe kalmış.
Arka sokakta yer alan, bahçesine çöplerin atıldığı, ara katları uzun zaman önce çökmüş olan bir ev de yerle bir olmayı beklerken, “Papazın Evi’nin tam karşısında bulunan bir bina, bölgenin yeni geleceğini haber veriyor. Mahallelinin eski bir konağın yanması sonrasında inşa edildiğini söylediği bu bina, geçmişin mimarisini koruma iddiasında olsa da kullanılan farklı malzemelerle bambaşka bir yapı olarak ortaya çıkmış durumda. Gözlerse “Papazın Evi”nin yerine ne zaman böyle bir inşaatın yapılacağında.

http://www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/izmitin-eski-evleri-nasil-yok-oluyor-161778.html

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *