Zirve davasında 3 kişiyi katlettiği iddiasıyla yargılanan 5 sanık gece geç saatte tahliye edildi. Aile ve avukatlar, derin devlet davalarının örtüldüğünü belirtti. Gerçek paralel devleti ortaya çıkarma imkanının kaybedildiği vurgulandı.
Zirve davasında 3 kişiyi katlettiği iddiasıyla yargılanan 5 sanık gece geç saatte tahliye edildi. Aile ve avukatlar, derin devlet davalarının örtüldüğünü belirtti. Gerçek paralel devleti ortaya çıkarma imkanının kaybedildiği vurgulandı.
Tutukluluk süresini 5 yıla indiren yasanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onanmasının ardından, Zirve Yayınevi davasının 5 sanığı dün gece tahliye edildi.
Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde 18 Nisan 2007’de Alman uyruklu Tilman Geske’nin yanı sıra Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in boğazlarının kesilerek öldürülmesi olayı ile ilgili yakalanan Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Hamit Çeker ve Salih Gürler, Malatya E Tipi Cezaevi’ne konuldu. Yeni yasal düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile birlikte avukatları aracılığıyla nöbetçi mahkemeye başvuran 5 sanık için önceki tahliye kararı gece geç saatlerde çıktı. Kararın cezaevine ulaştırılması ile birlikte 7 yıldan bu yana tutuklu bulunan 5 sanık tahliye edildi. Aileleri tarafından karşılanan sanıklar, açıklama yapmadan Malatya E Tipi Cezaevi’nden ayrıldı. Tahliyelerin ardından mağdurlar ve avukatları sert sözlerle gelişmeyi eleştirdi. Mağdur avukatları Ergenekon sürecinde bıçak gibi kesilen siyasi cinayetlerin yeniden başlayabileceği uyarısında bulundu. Gerçek paralel devletin açığa çıkarma imkanın kaybedildiğini vurguladı.
TETİKÇİ DEVŞİRİLMESİ KOLAYLAŞACAK
Zirve mağdurlarının avukatı Orhan Kemal Cengiz kararı şöyle değerlendirdi: “Hrant Dink ve Zirve cinayetlerinde tetikçilerin 5-6 senede dışarı çıkması tetikçi devşirilmesini kolaylaştıracaktır. Çünkü tetikçiler şunu görecektir bu tür cinayet ve katliamlardan beş altı sene sonra cezaevinden çıkılabiliyor. Bu Türkiye’nin geleceği için korkunç bir mesaj ve yeni katliamların yolunu açıyor. Korkarım Ergenekon, Balyoz davaları sonrasında bıçak gibi kesilen siyasi cinayetler yeniden başlayacak. Dink ve Malatya cinayetinde katillere ‘Siz bu işleri halledin bırakılacaksınız’ sözü verilmişti. Bugün bu sözler yerine getirildi.
TETİKÇİLERİN ÖTESİNE GEÇİLMİŞTİ
İlk defa derin devlet davalarında bu kadar derinlere inilebilmiş, tetikçilerin ötesine geçilmişti. Bu olaylarda jandarma rolü anlaşılmaya başlamıştı. Bu da sekteye uğramış oldu. Tahliye olan İlker Başbuğ “Bir itirafçı uzman çavuşun sözlerine dayanarak TUSHAD diyorlar” demişti. Başbuğ gibi eski komutanların cevap vermesi gereken bir soru var. İlker Çınar gibi ordudan maaş alan bir isim gidip Tarsus’ta nasıl olup da kilise kurmuştur. Televizyonlara Hıristiyanlar hakkında yalanlar uydurarak anti-propaganda yapmıştır. Bu sırada bu kişi Genelkur-may’dan maaş alıyordu. Maaş bordroları da ortada. Nasıl oldu misyonerlik propagandası bir kaynaktan yani askerden organize edildi. Malatya Jandarma komutanı kendi üstlerini aldatıcı raporlar hazırladı. Malatya’da 50 kilise var diyorlardı. Bu ilişkiler ağı ortaya çıkartılırken, bu dava sekteye uğradı. Gerçek paralel devlet açığa çıkmak üzereydi bu imkan kaybedildi. Yolsuzluk soruşturmasının üzerini örteceğim diye bütün derin devlet davaları Ergenekon’un üzeri örtülüyor.”
43 KCK SANIĞI TAHLİYE OLACAK
Bu arada Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, KCK ana davasından tutuklu bulunan 94 sanıktan 43’ünün 14 Nisan’da 5 yıllık tutukluluk süresinin
dolacağını ve tahliye olacağını belirtti.
Türkiyeli Hıristiyanlar acıyla karşıladı
Protestan Kiliseler Derneği yazılı bir açıklamayla tahliyeleri eleştirdi. Şu ifadeler kullanıldı: “Yasal düzenleme, korkunç bir adaletsizliğe neden oldu. Bu tahliye Hıristiyanlar arasında büyük üzüntü ve adalete inancın yitirilmesi etkisi yaratmıştır. Dava korkunç bir darbe almıştır. Türkiye’nin vicdanı yara almıştır. Katil zanlıları artık elleri kolları serbest şekilde toplumun içindedir. Dehşet verici kararın ahlaki sorumluluğunu kim taşıyacak? Katliam zanlılarının çok muhtemel yeni faaliyetlerinin ağır bedelini kim ödeyecek? Türkiyeli Hıristiyanlar olarak bu tahliye kararını büyük bir acıyla karşıladık. Adaletin yerle bir edilmesine hangi vicdan katlanabilir? Hıristiyan vatandaşlar olarak kendimiz ve ailelerimizin can güvenliği büyük tehdit altındadır. Gelişmeleri büyük bir dehşetle takip etmekteyiz.”
Sanık avukatı: Kamu vicdanında sıkıntı oluşturacak
Sanık avukatlarından Mehmet Katar, mahkemelerin ÖYM’ler kaldırılınca böyle bir karar aldığını belirtti. Katar, “Tahliyeler kamu vicdanında sıkıntı oluşturacak. Mahkemelerin yapacak bir şeyi kalmadı. 5 yıl tutukluluk süresini doldurmuş herkesi salıvermek zorundalar. Pazartesi günü tahliyeler daha da artacak” diye konuştu.
E-KELEPÇE TALEBİMİZ DİKKATE ALINMADI
Mağdur ailelerin avukatı Erdal Doğan ise tahliyeleri ve sonraki gelişmeleri şöyle değerlendirdi: “Yolsuzluk soruşturmaları sonrasında, Başbakan Erdoğan hükümeti ve çevresini derinleşmekte olan soruşturmalardan kurtarabilmek için önce cemaatle girdiği savaşta sonra da savcısı olduğu Ergenekon Balyoz hükümlü sanıklarını kurtarma girişiminde bulundu. Yeni müteffiklik için Ergenekon düşünülüyordu. İlk çıkış Yalçın Akdoğan’ın ‘milli ordumuza kumpas kuruldu’ söylemi ve sonra Erdoğan’ın Barolar Birliği Başkanı ile görüşüp hukuksal yol haritası belirlenmeye çalışıldı. Sonra da Silivri ve Adalet Bakanlığı görüşmeleri.
KAÇMA OLASILIKLARI YÜKSEK
7 yıl önce dikkat çekip talep ettiğimiz hususlar 5 yıl sonra iddianameye konu olabildi. 2012’de son iddianameyi hazırlayan savcılar ve heyet değiştirildi. Dosyanın çok kapsamlı oluşu nedeniyle, yeni savcı ve heyetin davaya vakıf olması zaman aldı. Ağır işleyen yargı bürokrasisi, kurumlardan geç verilen cevaplar, haftalarca süren sanık savunmaları da eklenince dava 7 yıl sürdü.
Yeni tehlike suçüstü yakalanan sanıkların kaçma olasılıklarının çok yüksek olmasıdır. Çünkü haklarında 4’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmektedir. Bir başka tehlike de yeni yasa ile yine savcı ve heyetin değiştirilme olasılığı ile davanın tekrar yıllarca sürecek olmasıdır. Elektronik kelepçe takibi talep etmiştik ama bu tedbir dikkate alınmamış.”
3 kez müebbet istenmişti
Malatya’daki Zirve Yayınevi’nin çalışanları Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel 18 Nisan 2007’de işkence edilip, başları kesilerek öldürüldü. Olay mahallinde 5 şüpheli yakalandı. Sanıklar ‘silahlı terör örgütü kurmak, adam öldürmek suçlamasıyla yargılandı. Ergenekon Terör Örgütü ve Zirve davası arasında bağlantı bulunduğu belirlendi ve sanık sayısı 21’e yükseldi.
Sanıklar arasında emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve emekli Albay Mehmet Ülger ile birlikte 12 askeri personel yargılandı. Askeri personel İlker Çınar davanın gizli tanığı oldu. Tahliyelerle tutuklu sayısı 9’a düştü. 92 duruşmanın geride kaldığı davanın 24 Şubat 2014’teki son celsesinde savcı, esasa ilişkin mütalaasında sanıklar Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Emre Günaydın hakkında 3’er kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemişti. Karar için duruşma10 Nisan’a ertelenmişti.
Yeniden tehditten korkuyoruz
Zirve Yayınevi’nde öldürülen Alman uyruklu Tilman Geske’nin eşi Susanne Geske, 5 sanığın tahliyesinin adalete güveni sarstığını ifade etti. Geske, yeniden tehdit altında olma duygusunu yaşadıklarını kaydederek şöyle devam etti: “Katillerin karar verilmeden serbest kalması güvensizlik oluşturuyor. Adalete ve hukuka güven azaltan bir karar oldu. Cinayetleri işleyen gençlere karşı kin ve nefret duymuyorum. Ancak, Türkiye’deki Hıristiyan cemaati için tedirginlik verici bir karar. ‘Dışarı çıkınca bir şey yaparlar mı’ gibi endişeler oluştu ve kaçabilirler.” Geske, “En vahimi mahkeme heyeti değişecek. Yeni heyet 100 bin sayfa dosyayı baştan okumak zorunda” diye konuştu. Türkiye vatandaşlığına geçmek için Başbakan’a yazdığı mektuba yanıt gelmediğini söyledi.
YUNUS TİRYAKİ – BUGÜN GAZETESİ
http://gundem.bugun.com.tr/gece-yarisi-tahliye-haberi/1006428

Leave a Reply