Meline Anumyan’ın “Tanıma ve Kınama. İttihatçıların Davaları (1919-1921 ve 1926) kitabı, pratik bir önem de taşımaktadır Doğru kullanılması halinde Türk inkarcılığına karşı sürdürülen mücadelenin verimli bir aracı olabilir

Meline AnumyanHakob Çakıryan

Tarih doktoru

Kimi Ermenistanlı bilimadamlarının, Ermeni Soykırımı’nın tamamen araştırılmış olduğuna ilişkin tahminlerine rağmen, Ermeni Jenosidi’yle ilgili birçok mesele, hala açığa kavuşturulmamıştır.

Araştırılmayan konular arasında Kemalistlerin İttihatçı kökleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Osmanlı’nın soykırımcı siyasetini miras aldığı, Ermeni katliamlarına Türk halk kitlelerinin ve Kürt aşiretlerinin katılımı, Ermeni Soykırımı’nda devlet yapılarıyla ordunun rolü, Mustafa Kemal’in yakın çevresinin Armenosid imajı, Ermeni Jenosidi’nden TC kurucu kadrolarının sorumluluğu, Ermeni Soykırımı’nın Türk inkarcılığı, Ermeni mallarının devlet ve halk tarafından gaspedilmesi, Türklerin Ermeni çocuklarının hayatlarını “kurtarma” teşebbüsleri ve Ermeni sorunuyla Atatürk tabuları arasındaki ilişkiler bulunmaktadır.

Ermenistan’da Ermeni Soykırımı konulu hayli ilginç araştırmalar yayımlanmıştır. Bunlar yukarıda sözü geçen konulara değinmediklerine bakmaksızın Ermeni tarihçiliğinde yeniliktir. Meline Anumyan’ın “Tanıma ve Kınama. İttihatçıların Davaları (1919-1921 ve 1926)” araştırması da bu kitaplardan biridir.

Bu kitaba değinmekten önce belirtmek gerekir ki, daha 2011’de Batı Ermenileri Sorunları Araştırma Merkezi, aynı yazarın “Osmanlı basınına istinaden İttihatçıların 1919-1921 yıllarındaki davalarının belgeleri” başlıklı kitabı yayınlamıştı. M. Anumyan’ın “Tanıma ve Kınama. İttihatçıların Davaları (1919-1921 ve 1926)” kitabı ise Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü tarafından basılmıştır.

Bu kitap 3 bölümden ibarettir. Birinci bölümde 1918’de imzalanmış olan Mondros Mütarekesi akabinde Türkiye’de hüküm süren siyasi ortam ve Ermeni Soykırımı’ndan sorumlu olan şahıslara karşı gerçekleştirilmiş soruşturmalar ele alınmaktadır. İkinci bölümde ise Ermeni Tehcir ve Taktili suçlamasıyla açılan davalar araştırılmaktadır. Üçüncü bölümde de Mustafa Kemal’e (Atatürk) karşı girişilen suikastle suçlanan İttihatçıların yargılanmaları incelenmektedir. Üçüncü bölümde, ayrıca 1919-1921 ve 1926 yıllarında gerçekleştirilmiş olan davalar kıyaslanmaktadır.

Bu kıyaslama, önemlidir. Ermeni Tehcir ve Taktili suçlamasıyla açılmış olan 63 dava sonucunda ancak 20 idam cezası verildi. Bunlardan ise sadece üçü yerine getirildi.

Kemalistlerin İstiklal Mahkemeleri, şimdiye kadar açığa kavuşturulmamış bu suikastten dolayı suçlanan 50 İttihatçıdan 17’sini idam cezasına çarptırdı.

Mahkumlar, aynı tarihte, yani 1926 yılının Temmuz-Ağustos aylarında Atatürk’ün emri üzerine idam edildi. İlginç olan, İstiklal Mahkemesi İttihatçıları idama çarptırdığında yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti’nde Kemalist hükümetinin, Talat, Cemal, Trabzon Valisi Azmi, Bahaettin Şakir, sadrazam Sait Halim gibi katillerin ailelerine 27 Haziran 1926 tarihinde kabul edilen sözde “Emval-i Metruke” vakfından 20 biner lira değerinde çiftlikler tahsis etmiş olmasıdır. Oysa 1919’da Kemalist hareket daha yeni ortaya çıkmışken Mustafa Kemal, Ermeni katliamlarını tertipleyen İttihatçı önderleri şahsen kınamıştı.

Herşeye rağmen Ermeni Tehcir ve Taktili’nden dolayı İttihatçıları kınayan Osmanlı hükümetiyle modern Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Kemal Atatürk, istemeyerek tarihi hakikati itiraf etmişlerdir. İstanbul Divan’ı Harb’i Örfi ise İttihatçılarla ilgili olarak verdiği kararlarla Ermeni Soykırımını hukuken değerlendirmiş oldu.

Meline Anumyan’ın “Tanıma ve Kınama. İttihatçıların Davaları (1919-1921 ve 1926)” başlıklı kitabında bu gerçek vurgulanmaktadır. Bu kitap, doğru kullanılması halinde Türk inkarcılığına karşı sürdürülen mücadelenin verimli bir aracı olabilir, dolayısıyla Ermeni Soykırımının tanınmasını sağlayabilir.

“Azg” gazetesi

Türkçesi: ‘Akunq’ web sayfası

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *