Sünnet işkencesi

MALATYA’DA üç yıl önce Zirve Yayınevi’nde öldürülen üç kişiye yapılan işkence, fotoğraflarda tüm çıplaklığıyla yer alıyor.

Türkiye 18 Nisan 2007’de Malatya’dan gelen bir haberle sarsıldı. Malatya’da faaliyet gösteren Zirve Yayınevi’ni basan beş genç, ՙmisyonerlikle suçladıkları՚ Alman uyruklu Tilman Geske ile Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i işkence yaparak öldürmüştü. Olayla ilgili olarak yaşları 19 ile 20 arasında değişen Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir, Salih Gürler ve Hamit Çeker yakalanmıştı. Tutuklanarak Malatya E Tipi Cezaevi’ne konan sanıklar, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde müebbet hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Taraf, katliamı haber alır almaz olay yerine giden polisin ilk inceleme sırasında çektiği fotoğraflara ulaştı. Olay Yeri İnceleme ekibinin çektiği fotoğraflarda, yaşanan vahşetin tüm ayrıntıları yer alıyor.

Domuz bağı

Fotoğraflar, zanlıların el ve ayaklarını bağladıkları üç kurbana yaptığı ağır işkenceyi de gözler önüne seriyor. Katliamda kullanılan bıçakların görüntülerinin de yer aldığı fotoğraflarda, katledilen Tilman Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel’i defalarca bıçakladıkları, boğdukları, bazı kurbanların domuz bağıyla bağlandığı, boğulduğu ve cinsel organlarının kesildiği görülüyor.

Kan tutuyormuş

Kan donduran görüntüler nedeniyle fotoğrafların büyük çoğunluğunu yayımlayamıyoruz. Fotoğraflardaki şiddetin boyutu, kameralar önünde ՙTavuk kesmiş insan değilim՚ diyen Emre Günaydın’ı yalanlıyor. Yine zanlılardan Abuzer Yıldırım ifadesinde, Uğur Yüksel’e vurduğunu, elinde kanı görünce midesinin bulandığını, lavaboya gittiğini anlatıyor. Sonra odaya döndüğünde Necati Aydın’ı yerde kanlar içinde görünce ağladığını, başka bir odaya kaçtığını söylüyor. Fakat fotoğraflar sanıkları ՙkan tutması՚nın dahi, ellerini ve ayaklarını bağladıkları ՙHıristiyanlar՚ a ağır işkence yapmalarına engel olmadığını gösteriyor.

Öğretilmiş ifadeler

Davanın müdahil avukatlarından Erdal Doğan, sanıkların ifadelerinin ՙöğretilmiş՚ olduğunu, yaratılan psikolojik ortam ve destek sonucu sanıkların bu ifadeleri yinelediklerini söyledi. Gelen ihbar mektuplarında olayın Jandarma bölüğünde organize edildiği ve sanıkları azmettirenlerden birinin Ergenekon şüphelisi olarak gözaltına alınan Albay Mehmet Ülger olduğu iddialarının yer aldığını hatırlatan Doğan, gerçek sorumluların açığa çıkmasının önlendiği iddialarının da dava dosyasına eklendiğini söyledi.

Davanın bir diğer müdahil avukatı Orhan Kemal Cengiz ise, katliamın arkasında çok büyük bir örgüt olduğuna inandıklarını ifade etti. Katliam için sekiz ay hazırlık yapıldığını, jandarma ve polisin kurbanları misyonerlik yaptıkları gerekçesiyle takip ettiğini söyleyen Avukat Cengiz şöyle konuştu: ՙBu cinayet de, tıpkı Hrant Dink cinayetinde olduğu gibi güvenlik görevlilerinin göz yummalarından dolayı işlendi.՚

29. duruşmanın geride kaldığı üç yıllık süreçte dava karar aşamasına geldi. Bir taraftan katliamın ՙErgenekon՚ ve ՙKafes Eylem Planı՚ ile bağlantılı olup olmadığı araştırılırken, sanıkların verdiği çelişkili ifadeleri tatmin edici bulmayan kamuoyu, cinayetin perde arkasının aydınlatılmasını istiyor.

Kaynak: taraf.com.tr
Tarih: 20.10.2010

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *