“Azg” Gazetesi
Berlin, 15 Mart 1921. Hardenberg sokağının 17 numaralı eviönünde Ermeni Soykırımı baş organizatörü Talat Paşa öldürüldü. Bu eylem, 25 yaşında olan ve Talat’ın ölüm cezasını yerine getirmek amacıyla Berlin’e gelen Ermeni intikamcı Soghomon Tehliryan gerçekleştirilmiştir. Şahan Natali’nin başkanlığındaki Ermeni istihbaratçılar, eylemden önce büyük bir çalışma yaparak, Talat’ın evini bulmuştu. Büyük bir katil olan Talat, Ali Salih Bey namı altında Hardenberg Caddesinin 4 Nolu evinde yaşıyordu.
Arkadaşları, takibatları kolaylaştırmak maksadıyla Soghomon için Hardenberg Caddesinin 37 Nolu evinde bir oda tutmuştu. Şahan Natali, Soghomon’a silahı verip “İşte istediğin silahı sana vermekteyim. Bu silah kontrolden geçmiştir. Sadece parmağın emrini bekliyor. 1 numaralı ulus katilini öldürdükten sonra kaçmaya kalkma, yerinde durarak, polise teslim ol. Polis gelip, seni tutuklayacaktır” der.
Şahan’ın amacı, S. Tehliryan’ın yargılanmasını Ermeni Soykırımından sorumlu olanların aleni bir muhakemesine dönüştürmekti.
15 Mart’ın sabahında Soghomon, sokakta Talat’ı öldürerek, misyonunu gerçekleştirdi. Aynı günün akşamında Soghomon’un soruşturmasına başlandı.
Ermeni diasporası büyük bir sevinç içindeydi. Gazeteler, olayla ilgili ayrıntılı haberler vererek, bu olayı Ermeni halkının adil bir intikamı olarak değerlendirmekteydi.
Soghomon Tehliryan’ın davasına hazırlanan Ermeni toplumu, Berlin’in üç tanınmış avukatını davet etmişti. Bunlar doktor von Gordon, doktor Werthauer ve doktor Neimeir idi.
Yargılama, 2 Haziran 1921 tarihinde Berlin’in eyalet mahkemesinde başlayıp, sadece 2 gün sürdü. Devlet görevlilerinin yanısıra, 12 mahkeme yeminli üyesi, 3 avukat, 2 çevirmen ve 27 tanık katılıyordu.
Yargılama esnasında İttihatçı önderlerin işlediği suçlar açığa çıkarıldı. Alman doktoru Johannes Lepsius, bir dizi tarihi olaylardan sözederek, büyük bir hizmet sunmuş oldu. Lepsius, Türk suçluların asıl amaçlarını açıkladı. Lepsius’un konuşması, sadece habersiz toplumu değil, duruşmaya katılan herkesi pek çok etkiledi. Lepsius’un konuşmasının ardından öyle bir durum ortaya çıktı ki, sanki yargılanan Soghomon değil de, Talat’tır gibi geldi.
Yargılamanın ilk günü Talat’ın eşi de mahkemede hazır bulunmaktaydı.
Mahkeme katibi tarafından iddianamenin okunmasından sonra mahkeme reisi doktor Lemberg, sanığa kendisini suçlu kabul edip etmediğini sordu. Soghomon “Hayır! Ben bir insan öldürdüm, ama katil değilim! Vicdanım rahattır” dedi.
Yargılamanın ikinci günü müddeiumumi, söz alarak Soghomon’u Talat’ı kasten öldürmekten suçlu tanımayı talep etti.
Müddeiumumi, aynı zamanda bu yargılamanın siyasi bir nitelik almaması için elinden gelenini yaparak, bu işte kısmen başarılı oldu. Ondan sonra konuşma yapan avukatlar ve özellikle doktor von Gordon, Soghomon’un Talat’ı öldürdüğünden dolayı suçlu olmadığını delillerle ispat ettiler. Münakaşa son buldu. Bu tartışmaların ardından mahkeme reisi, mahkeme üyelerine gerekli açıklamalar yaptı. Bundan sona mahkeme resisiyle yeminli üyeler, bir saat kapalı görüşmede bulunduktan sonra tekrar mahkeme salonuna döndüler.
Mahkeme reisi “Onur ve vicdanla mahkeme yeminli üyelerinin kararını söylemekteyim: Soghomon Tehliryan, 15 Mart 1921 tarihinde kasten bir insanı (Talat Paşayı) öldürmekten suçlu mudur? Değildir!” diye beyan etti.
Mahkeme salonunda alkış yağmuru yağdı. Mahkeme reisi, kararı imzalayarak, sanığın serbest bırakıldığını ilan etti. Soghomon, sokağa çıktığında kalabalık onu arabaya kadar omuzlarda götürdü.
Bu suretle Soghomon Tehliryan’ın davası, İttihatçı suçluların aleni bir davasına dönüşmüş oldu. Bu olay, Ermeni Soykırımının uluslararası tanınma çabalarına başlatan tarihi bir olaydır. İşte Soghomon Tehliryan’ın intikam eyleminin tarihsel önemi budur!
Tanınmış intikamcı, 1951 yılına kadar Belgrat’ta yaşadı. 1957’de ABD’e göç etti ve 1960’ta San Francisco’da hayata gözlerini yumdu.
Türkçeye çeviren Meline Anumyan
Akunq.net
Leave a Reply