Aurora veya Arşaluys Martikanyan’ın “Irzına geçilmiş Ermenistan” romanından uyarlanmış olan, Sosi Gevoyan’ın, “Canların müzayedesine kadar” çizgi roman kitabı

Meline Anumyan

“Bu kitabı, tüm Arşaluyslara, Varduhilere, Vehinelere, Manuşaklara, Yesterlere, Lusinelere, Rakellere, Haykuhilere, Sirarbilere, Valentinalara ve Türklerin zulmüne uğramışlara ithaf etmekteyim”.

Sosi T. Gevoyan

“Soykırımdan kurtulmuş”… deniyor. Söz konusu durum sadece fiziki kurtuluşla ilgili olduğundan dolayı bu deyişi kabul etmiyorum.

Hâlbuki Soykırım’dan kıl payı kurtulmuş Ermeniler, bu ruhsal travmayı sonuna kadar ruhlarında taşıyacaklardır… “Soykırımdan kıl payı kurtulmuş” veya “Soykırım’dan hayatta kalmış” demek daha yerinde olur.

“Soykırım’dan hayatta kalmış” tabiri, fiziki olarak kurtulmuş olmanın haricinde, Soykırım’dan hayatta kalmış olma durumunun, Soykırım yıllarında vuku bulan olayların anılarının, Batı Ermenilerini sürekli takip etmiş olduğu anlamındadır… 

Lakin Arşaluys veya Aurora Martikanyan, Soykırım’dan kıl payı kurtulan Ermeniler arasında özgün bir yer tutmaktadır. Bu cesur Ermeni kızını, bu Ermeni “Jeanne d’Arc”ı (Amerikalıların kendisini andığı gibi), kader sürekli olarak Ermeni Golgota’sını yeniden yaşamaya mecbur etmiştir, üstelik sadece anılar açısından değil…

Arşaluys Mardikanyan, “Irzına geçilmiş Ermenistan” anı-kitabını yazarken ve “Canların Müzayedesi” filmin başrolünü oynarken (filmin ana karakterinin maalesef kendisi olduğundan dolayı), Soykırım’ın korkunç olaylarının ayrıntılarını tekrar yaşamaya mecbur olmuştur…

Soykırımı bir değil… üç kere tekrar yaşamanın ne büyük bir işkence olduğunu tasavvur etmek dahi korkunç bir şey, fakat ne üçü, sayısız kereler, tekrar ve tekrar…

Sosi Gevonyan’ın “Canların Müzayedesine kadar” başlıklı çizgi romanı, tam da bu Ermeni kızının hikâyesini sunmaktadır.

Sosi Gevonyan’ın kitapta belirtmiş olduğu gibi, on yedi yaşındaki Arşaluys Martikanyan, bir şekilde ölümden kurtularak, bir dizi Kürt ve Türk haremlerinden kaçarak, hayatının bağışlanması uğruna Müslümanlığı seçme konusundaki tüm telkinleri reddederek, 1917 yılında ABD’ye ulaşır.

Arşaluys, amcasını bulabilmek ümidiyle gazetelere ilan verir. Bu ilan toplumun dikkatini çeker.

Özellikle gazetenin muhabirlerinden Henry Gates ve eşi büyük ilgi gösterip, Arşaluys’u himayelerine alarak, hikâyesini yazmasını rica ederler.

Bu kitap “Irzına geçilmiş Ermenistan” olarak anılır.

Sosi Gevoyan’ın anlattığına göre, Arşaluys’un dokunaklı hikâyesi, New York sosyetesinden bazı kadınların dikkatini çeker ve bu kadınlar, Soykırım’dan kurtulmuş olan Ermenilere yardım etmek amacıyla tanınmış kişilerden oluşan bir komite meydana getirir.

Ermenilere ve Süryanilere Destek İçin Amerikan Komitesi’ni (American Committee for Armenian and Syrian Relief) kurarlar. ABD eski başkanı William Howard Taft, savcı Charles Huse, episkopos Grier vb. kişiler bu komitenin üyeleri arasındadır.

Komite üyeleri, Ermenilere ne şekilde yardım iletebileceklerini görüşerek, evsiz-yurtsuz kalmış Ermenileri açlıktan kurtarmak için bağış kampanyası tertiplemeye karar verir.

Özellikle ortada kalmış olan çocuklarla ilgilenerek, bu konuyla ilgili 30 milyon dolar toplamayı planlarlar.

Komite üyeleri, küçük Arşaluys’un çilelerinin gösterileceği bir film de hazırlamayı planlar.

Bu film, bağış kampanyası için önemli bir imkân oluşturacak ve Amerikalılara, Ermeni halkının Osmanlı İmparatorluğu’nda çekmiş olduğu baskıları takdim edecek etkili bir araç olacaktı.

Yetim Arşaluys’un hikâyesi son derece inanılmaz geldiğinden dolayı komite, hikâyenin kahramanı tarafından sunulan verileri tasdik etme konusunda çalışma yürütür. 

Frederick Shabin, senaryoyu yazar.

İlk olarak 19 Ocak 1919’da gösterime giren “Canların Müzayedesi” filmi, rejisör Oscar Apfel’in başyapıtı olarak kabul görür.

“Canların Müzayedesi”, 20 dakikalık 8 film şeridi ve Ermenilerin kendi yurtlarında maruz kaldığı barbarlıkların yer aldığı 531 sahneden oluşmaktaydı.

Günümüzde, filmin sadece onda biri geriye kalmış, kalanı yok olmuştur.

Bu bölüm, sergi salonlarından birinin Arşaluys Martikantyan’a ithaf edilmiş olduğu Ermeni Soykırımı Müze-Enstitüsü’nde korunmaktadır.

 Türkçeye çeviren: Diran Lokmagözyan

Akunq.net

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *