Özcan Alper: “Filmlerinde yarattığın karakterler senden de bir şey taşırlar”

Hemşinli yönetmen Özcan Alper ve Agos gazetesi Ermenice yazı işleri müdürü Sargis Seropyan, Yerevan’da her sene düzenlenen “Altın Kayısı” film festivaline katılmak amacıyla geçtiğimiz günlerde Ermenistan’da bulunmaktaydı. Batı Ermenileri Sorunları Araştırmaları Merkezi Müdürü Haykazun Alvırtsyan ve çalışanı Meline Anumyan, Özcan Alper ve Sargis Seropyan’la buluşarak , “Gelecek Uzun Sürer” filmi başta olmak üzere Alper tarafından çekilen filmlerden sözettiler. Aşağıda onların ‘Akunq’ web sayfasına verdikleri mülakatı sunmaktayız:

Haykazun Alvırtsyan-“Gelecek Uzun Sürer” filminizdeki olaylar hangi bölgelerde yaşanıyor?

Özcan Alper-Filmim Diyarbakır, Bitlis ve Hakkari’de şekillendi. Hakkari’nin içinde değil, İran sınırındaki köylerinde. Ama İstanbul’da başladı.

Haykazun Alvırtsyan- Hemşin Ermenileri bütün filmlerinizde yer bulmaktadır. Bu suretle nasıl bir fikir ileri sürmek istiyorsunuz?

Özcan Alper-Filmlerinde yarattığın karakterler senden de bir şey taşırlar. Böyle olduğu için bir şekilde bu kimlik, hep yarattığım karakterlerden bir iz taşıyor. “Sonbahar” filminde Yusuf biraz arkadaşlarımdır, biraz da kendimim. Sümre kızdır, ama bu karakteri benim yarattığım için o benden de birşeyler taşıyor, o yüzden. Bir taraftan da Türkiye’de şöyle bir şey vardı: anadilde eğitim yasak olduğu için Türkçe dışındaki diğer diller yok olmak üzereydi. O zaman Kürt biri de Türkçe konuşuyordu, Rum biri de Türkçe konuşuyordu, Ermeni biri de Türkçe konuşuyordu. Oysa herkes dışarıda Türkçe konuşacak ama evde değil… Eğer insanlar kendi aralarında kendi dillerinde konuşuyorsa o zaman daha gerçekçi bir sinema yapacaksan, insan hangi dilde konuşuyorsa, filmde o dilde konuşturmak doğrudur. Eğer sen bir sanatçıysan, bunu yapmak daha doğru bir şey. Bu yüzden de ben hep Hemşinliyse Hemşince, Kürtse Kürtçe, Ermeniyse Ermenice konuşturmak daha doğru buldum.

Haykazun Alvırtsyan-“Gelecek Uzun Sürer” filmden pek ağır bir his kaldı. Bu filmde Türkiye bir baski rejimi ve jandarma devleti olarak tanıtıldı. Bundan dolayı Türkiye’de sizi rahatsız etmediler mi?

Özcan Alper-Zaten biraz mesele o. Bütün bu meseleler yaşanıyor ama bir yerde bu meseleler artık kapalı kalamıyor, konuşulmak zorunda kalıyor. Bu konuşmanın yanısıra o meseleleri biz de filmlerimizde anlatıyoruz. Bu bir taraftan önemli bir şey, bunları artık konuşabiliyoruz. Belki 15 yıl önce ben bu filmi çekmeyi çok cesaret edemezdim. Ama şimdi bu filme Türkiye Kültür Bakanlığı’nın desteği var. O yüzden ben kendi üzerimde baskı hissetmiyorum. Bir taraftan Türkiye de değişiyor çünkü.

Haykazun Alvırtsyan-Bu film Türkiye’de gösterildi mi?

Özcan Alper-Evet, 40 bin kişi izledi.

Haykazun Alvırtsyan-Ne gibi yankılar aldı?

Özcan Alper-Bu bir taraftan bir sanat filmidir. Sizin sorduğunuz gibi sadece politik bir tarafı yok. Bunun artistik tarafı da var. Ben bütün bu ağır politik meselelere rağmen bir sinema dili oluşturmaya çalışıyorum. Bu tarafı da çok konuşuluyor. Yankılar genel olarak olumluydu çünkü Türkiye’de birçok festivalde 4 tane ödül aldı.

Haykazun Alvırtsyan-Filminiz Hemşin’de gösterildi mi?

Özcan Alper-Hopa ve Artvin’de gösterildi. Birkaç hafta önce de Trabzon’da gösterildi.

Haykazun Alvırtsyan-Bu Ermeni, Hemşin Ermenisi fikrini nereye kadar ulaştırmak istiyorsunuz?

Özcan Alper-Çok bilemiyorum. Sonuçta bu film, sadece politik bir şey değil, gerçeği yakalamak için yapıyorum. Çünkü ben o karakterin nasıl konuştuğunu, nasıl düşündüğünü daha iyi biliyorum. Ama bir başka filmde belki olacak, belki olmayacak, bilmiyorum yani. Çünkü ben bu filmi sadece Hemşinliler için çekmiyorum, bir taraftan Türkiye için, bir taraftan da dünya için çekiyorum. Mesela Sargis amcanın karakteri için ille çok büyük cümleler kurmak istemedim. Tam tersine o şehrin, o toprakların tarihinin, kültürünün etkisinde bulunmuş bir adam tek başına kaldığında nasıl oluyor? Çünkü ben politikacı değil, sanatçıyım. Ben bu soruları sorarım.

Haykazun Alvırtsyan-Sargis amca, ilk kez olarak Türkiye’de çekilmiş olan bir filmde Batı Ermenicesiyle konuşuyor. Tabii ki “Momi” ve “Sonbahar” filmlerinde de Ermenice konuşuluyor ama bu Hemşin Ermenicesidir. Ancak Sargis amca ilk kez Batı Ermenicesiyle konuşuyor. Bu olay, Türkiye Ermenileri arasında ilgi uyandırdı mı?

Özcan Alper-Bence onlar o kadar şey yaşamış ki, onlar da ilk kez Türkiye’de bir filmde kendi dillerinin konuşulduğunu farkında değillerdi. Bu soruyu Sargis amca bence daha iyi cevaplandırır.

Sargis Serobyan-Acaba farkında mı, yoksa Gülhane Parkı’nda mı? diye bir soru soracağım.

Haykazun Alvırtsyan-Sargis amca, bu filmde oynadığınızda ne gibi duygularınız oldu?

Sargis Serobyan-Arkadaşım Özcan Alper, gelip yüzüme baktı, baktı, baktı böyle… Ondan sonra yanındaki kıza “Uygun, değil mi?” dedi. “Tamam” dedi “Bizim filmimizde oynayacaksın”. “Ne filmi, ne iş, nereye uygun? Bana sordunuz mu?” “Yok, tamam. Bir film çekiyoruz. Orda oynayacaksın. Sen bize yardımcı olacaksın” dedi. “Ben oynayamam” dedim. “Ben okulda bile tiyatroda oynayamazdım. Dekor taşırdım falan, yapmayın” dedim. “Oynarsın, oynarsın” dedi. “Hayır” dedim. Gittiler. Ama o kafasına koymuş. Sonra “Ben oynamıyorum” dediğim için başka artistleri aramıştı. Sonunda gelip “Sen oynayacaksın” dedi. “Ben oynayamam, ezberleyemem” dediğim zaman da bana şunu söyledi: “Biz seni serbest bırakacağız. Sen bildiğin, hissediğin gibi konuşacaksın. Aklına ne gelirse, onu söyleyeceksin”. Ben de “Benim karşımdaki artist ne yapacak peki? Bana cevap veremeyecek” diye sorum. “O verir” dedi “Sen merak etme”. Böylece beni bir şekilde ikna etti ve sonra oynattı. Gerçekten de öyle oldu. Bir yerde unuttum. Kürtçe konuşmam gereken yerde Ermenice söyledim. Özcan “Ha, iyi oldu. Böyle daha iyi oldu” dedi. Bir yerde de “Bir şarkı söyle” dedi. Ben de kilise içinde olduğum için “Der Voghormya” söyledim. O kısım, filmden yerli yersiz çıktı ama bu kadar da serbest bıraktı beni. Buna rağmen benim hiç ümidim yoktu. “Benim oynadığım rol iyi olmuş” diyorlar.

Akunq.net

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *