Çağımızda sağduyu sahibi herkes, herhangi bir millet veya topluluğun, herhangi diğer başka bir millet veya topluluktan üstün ve aşağı olmadığını çok iyi bilmektedir. Eğer sağduyu sahibi, demokrat bir kişi bunun aksini düşünüyor ve bu düşüncesini farklı etnik kimliklere sahip halkları rencide eden söylemlerle alışkanlık halinde kullanıyorsa, bundan kendisi için olumlu bir beklentisi olduğu anlamı çıkar.
“Bana Gürcü dediler, hatta çok daha çirkin şeyler söyleyenler oldu, “Affedersin Ermeni dediler” sözlerinden Ermeni olmanın çok çirkin ve kötü bir kimlik olduğunu mu anlamalıyız?
Bugün bu sözlerin nefret ve kini körüklediğini, linç kültürünü beslediğini, ötekileştirici, dışlayıcı, incitici, derinden yaralayıcı ve hatta bahsi geçen kadim halk ve halkları aşağlayıcı olduğunu herkes biliyor. Bu sözler ”Yaradılanı yaradandan ötürü severiz” söylemine de asla uymuyor.
Çok acı ve dramatik bir geçmiş yaşayan Anadolu’nun (Batı Ermenistan’ın-‘Akunq’ web sayfası yöneticileri) kadim halklarından Ermeniler nerede yaşamışlarsa, orada, o yörenin kültürüne, ananesine, göreneklerine ve diline uymuşlar, ülke ve ülke kanunlarına sadık yaşamışlar, o ülkeyi anavatan olarak bilmişler, o ülkenin acısını, sevincini, çoşkusunu, gururunu beraberce paylaşmışlar, yeri geldiğinde atan görevi için cepheye koşmuşlar, hatta şehit düşmüşlerdir.
Sosyal, bilim, kültür, sanat alanında hizmetlerin ve eserlerin en üstününü vermişler, yaşadıkları ülkenin sosyal, edebiyat, sanat, kültür ve ilim hayatına büyük katkıda bulunmuşlardır.
İşte Türkiye’de ilklere imza atan Ermenilerden birkaçı:
Türkiye’de ilklere imza atan Ermeniler!
Osmanlı Saray Mimarları Balyan’ların bıraktığı mimari kültür zenginliği, Ermenilerin bu topraklarda ürettikleri kültür zenginliğin yanlızca bir küçük parçasıdır. “Türkiye’de İlklere İmza Atan Ermeniler” başlıklığıyla, Türkiye’de ilklere imza atarak yaşadıkları toplumun kültürel, sosyal, sanat ve bilim hayatına büyük katkıları ve hizmetleri olan Mardiros MİNAKYAN, Agop VARTOVYAN – Güllü AGOP, Dikran ÇUHACİYAN, Agop MARTAYAN – DİLAÇAR, Berç Türker KERESTECİYAN, Edgar MANAS, Hamparsum LİMONCİYAN, Prof. Hagop Vahram CERCİYAN’ dan kısaca bahs etmek istiyorum.
Türkçemize katkısıyla Türkçeyi güncelleştiren, Latin Alfabesini Türkçe Alfabe’ye dönüştüren, bugünkü durumuna getiren, “Birinci Türk Dil Konferansına” Türkçe dil uzmanı olarak katılan ve ATATÜRK’ün Agop bundan sonra senin soyadın DİLAÇAR olsun dediği Ermeni Hagop Martayan Dilaçar’dır. Türkiye’de… İlk Opera Tiyatrosu’nu Ermeni Mardiros Mınakyan kurmuştur… O tarihlerde bir tiyatro oyunu için kız bulunamayınca kız kılığına girerek bu rolü oynamıştır…
ATATÜRK’ün Bandırma Vapuruna bindiğinde İngilizler tarafından suikast düzenleneceğini Ermeni Berc Keresteciyan haber vermiş ve üzerine ATATÜRK, senin soyadın bundan sonraTÜRKER olsun diye Türker adını takmıştır. Türk müziğinde, Ermeni müziğinde kullanılan ilk notayı Hamparyum Limonciyan bulmuştur.. ATATÜRK’ün imza örneğini Ermeni Prof.Vahram Çerciyan hazırlamıştır… Selim SARPER, Kasım GÜLEK, Bülent ECEVİT gibi isimler “Robert Kolej”de Çerciyan’ın öğrencileri olmuştur. Bu vesile ile kısaca bu bilgileri paylaşmanın yararlı olacağını düşündüm.
MARDİROS MİNAKYAN – (1837-1920) – Tiyatrocu.
Türk Tiyatrosu’nun ilk temsilcilerinden, ilk defa 1857’de Hasköy’de sahneye çıktı, 1862’de, Beyoğlu’nda, bir oyunda genç kız rolünü üstlenecek kimse bulunmayınca, genc kız “GESİRA” rolünü üstlendi, Moliere’in “Cimri”sinde, “Zoraki Hekim”, inde, Victor Hugo’nun oyunlarında oynadı… Osmanlı Dram Kumpanyasını kurdu…
AGOP VARTOVYAN – GÜLLÜ AGOP – (1840-1891) – Tiyatrocu.
1860 yıllarında Osmanlı Tiyatrosunu kurdu, Osmanlı Tiyatrosunu çok uzun seneler yönetti, sayısız Türk Tiyatro sanatcısı yetiştirdi, Yakup ismi ile saraya girdi. Tiyatroyu İstanbul’un çeşitli semtlerine yaydı, eserlerinde türkçe gösterimlere öncelik verdi… Osmanlı Tiyatrosunun, Batı Tiyatrosuna ve Avrupa Tiyatrosuna açılan bir penceresi oldu…
DİKRAN ÇUHACİYAN – (1837-1898) – Bestekar – Kompozitör.
Müzik eğitimini Milano da yapan, İstanbul doğumlu, Tanzimat dönemi ünlü opera sanatcısı ve bestecisi Dikran Çuhaciyan, OPERAHANE-İ OSMANİYE ‘yi kurmuştur, Müzik tarihinde önemli bir yeri vardır.. 1870 yılında “ARİF’in HİLESİ”, “LEBLEBİCİ HORHOR”, “ZEMİRE”, “KÖSE KAHYA”, “İNDİANA” ve ünlü “ARŞHAK” -2- operetlerini yazmıştır… Piyano parçaları da besteleyen Dikran Çuhaciyan’ın eserleri müzik otoritelerince OPERA, OPERET; İLAHİLER; SOLO ŞARKILAR olarak ele alınmaktadır. Tiyatro için de müzik besteleyen Çuhaciyan, OPERA TİYATROSU’nu kurdu…
AGOP MARTAYAN – DİLAÇAR – (1895-1979) :
Türk Dil Kurumu, ilk genel sekreteri ve ilk Baş Uzmanı, 1932 yılında Dolmabahçe Sarayında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Başkanlığında gerçekleşen. “Birinci Türk Dil Konferansı”na Atatürk’ün daveti üzerine, İstepan Gurdikyan, ve Kevork Simkeşyan’la birlikte dil uzmanı olarak katılan ve tebliğler sunan, dil bilimci Agop Martayan, 1934 yılında Türk Diline yaptığı katkılardan dolayı, Atatürk’ün kendisine önerdigi DİLAÇAR soyadını aldı:
1936-1951 yılları arasında Ankara Üniversitesinde Dil-Tarih, Türkoloji dersleri veren Dilaçar – Martayan, Latin harfleri ile Türk’çe Alfabenin oluşumunda katkıda bulunmuştur. 1942-1960 yıllarında, Türk Ansiklopedi’sinin hazırlanmasında Başdanışmanlık görevinde bulunmuştur…
BERÇ TÜRKER KERESTECİYAN – (1870-1949):
Türk’çenin ilk etimiyolojik sözlüğünü hazırlayan, dil bilimcisi BEDROS KERESTECİYAN’ ın oğludur, Osmanlı Bankası müdürlüğü ve Hilal-i-Ahmet (Kızılay) başkanlığı yapmıştır. Atatürk’ün Bandırma vapuru ile. Samsun’a giderken, İngilizler tarafında Atatürk’ün vapuruna suikast yapılacağının ihbarını yapmış ve Atatürk’ün takdirini kazanarak, kendisine, Atatürk tarafından TÜRKER soyadı verilmiş… Afyon milletvekili olması sağlanmıştır… 1935, 1939, 1943 yılları döneminde milletvekiliği yapmıştır…
EDGAR MANAS – (1875-1964) : Kompozitör.
Venedik Murat Rafaelyan kolejinde okuduktan sonra, Padova Konservatuarından mezun olan, ünlü Bestekar, Maestro, ve Müzik Eğitmeni Edgar Manas , İSTİKLAL MARŞI’nın orkestrasyonunu yapmıştır. Dünyaca tanınmış sayısız eserlerinin yanında Türk’çe, Ermenice Beste ve Şarkıları da vardır…
HAMPARSUM LİMONCİYAN – (1768-1839) : Ünlü Koro Şefi.
Türk Müzüğüne, kendi adı ile anılan “Hamparsum Notası”nı sokarak birçok eserin kaybolmasını önlemiş, Türk müzüğüne paha biçilmez bir hizmette bulunmuştur, Hamparsum Notası ile notalama sistemi, Türk Müzüğünde ve Ermeni Müzüğünde reform yaratmıştır. Edgar Manas’ın kilise ilahilerinden başka bestelediği sayısız eserler vardır. Ermeni kiliselerinde bugün hâlâ Hamparsum Notaları kullanılmaktadır…
Prof. HAGOP VAHRAM CERCİYAN : Kaligraf.
50 yıl süre ile Robert Kolej’de Güzel Yazı Yazma (Kaligraf) öğretmeni olarak görev yapan Prof. Cerciyan, Atatürk’ün imza örneğini hazırlamıştır. Selim Sarper, Kasım Gülek, Bülent Ecevit, Prof. Vahram Cerciyan’ın talebeleri arasındadır..
Her nekadar, sanat, akademi, bilim çevrelerinde, Dolmabahçe Sarayi gibi, Istanbul Bogaz’ının gerdanına dizilmiş inci gerdanlık gibi sıralanan birçok sanat eserlerine imza atarak, topluma ve insanlığa inkar edilmez hizmetler sunan bu mimarların Ermeni Balyan’lar oldğu biliniyorduyusa da, bu doğru bilgi çok uzun sure,çarpıtılarak verildi.
Bu bağlamda , mimarlar ailesi Balyan’ları biraz daha yakından tanımamin yararli olaçağını sanıyorum.
—–
BALYAN’LAR HAKKINDA KISA BİLGİ:
Mimarlar ailesi BALYAN’lar, saraylar, köşkler, camiler, kiliseler, av evleri ,köşkleri, kışlalar, silahhane, Üniversite, yalılar ve daha nice eserlerin inşaasına imzalarını atmışlardır:
Beşiktaş Sarayı, Beylerbeyi Sarayı, Valide Sultan Sarayı, Defterdar Sarayı, Aynalı Kavak Kasrı, Nusretiye Camii, Selimiye Kışlası, Darphane-i Amire, Valide Bendi, Topuzlu Bendi, Yangın Köşku, bunlarin hepsini başmimar Krikor BALYAN’ın imzasını taşır: Evet, Krikor BALYAN, [1764-1831] yillari arasında yaşamış, Osmanli Saray Mimarlarından Kayseri kökenli Ermeni bir inşaat kalfasının oğludur. Babasinin adindan dolayı önce Baliyan ve daha sonrada BALYAN soyadını almıştır. Saray Mimarlarından Minas’ın damadı ve Ohannes Severyan’in da kayinpederidir.
Senekerim BALYAN, [1768-1833] tarihleri arasında yaşamış, birçok projelere kardeşi, Krikor BALYAN’la birlikte imza atmıştır.Çok başarılı ve değerli eserler üretmiştir, ancak ismini öne cıkarmayıp arka planda kalmayı tercşh etmiştir…
Kardeşi Krikor BALYAN’in ahşap olarak inşa ettiği Beyazid Kulesinin bir yanginda yok olması sonucunda, 1826 yılında, kuleyi betondan yeniden inşa etmistir. Ortaköy’de Surp Asdvadzazdin Ermeni Kiliseside onun eseridir…
Garabed Amira BALYAN, [1800-1866] yılları arasında yaşamış, I. Abdulmecit’in mimarlarındandır. Ve en onemli eseri oğlu Nigogos BALYAN’la birlikte yaptıkları, hepimizin bildiği turistlerin ilk olarak ziyaret ettikleri, DOLMABAHÇE SARAYI’dir…
Sarkis BALYAN, [1835-1899] yılları arasında yaşamış, BALYAN’ların en ünlüsüdur. Ve Garabed Amira BALYAN’in oğlusudur… 1843 yılında ağabeyi Nigoğos BALYAN’la birlikte Paris’e gitmiş. Collège Saite-Barbe de Paris’te öğrenim ve eğitime başlamış ve Ecole des Beaux Art’s dan mezun olmustur… Istanbul’a döndükten sonra babası ve ağabeyiyle birlikte çalışmış, babası ve ağabeyi öldükten sonra, kardeşi Hagop BALYAN’la birlikte çalışmalarına devam etmiştir. Daha sonra Padişah II. Abdulhamit tarafından Avrupa’ya sürgüne gönderilmiş ve sürgünden ancak 15 yıl sonra Istanbul’a gelebilmiştir. [Niçin sürgüne gönderilmiş bu konuda bir bilgi yok].
En önemli eserlerine gelince, BEYLERBEYİ SARAYI, babası Garabed Amira BALYAN’la birlikte [1861-1865] Beşiktaş Makruhyan Ermeni Okulu [1866] [Bu okulunun adını eşi Makruhi’ye adamıştır], CIRAĞAN SARAYI [1863-1871], kardeşi Hagop BALYAN’la birlikte [1871] de Valide Camii, 1874 tarihinde Zeytinburnu Barut Fabrikasi ,Beşiktaş-Akaretler 138 daireli evleri… Harbiye Nezareti, bugünkü İstanbul Teknik Universitesi’nin Taşkışla binasi, Mekteb-i Tıbbiye, bugünkü Galatasaray Lisesi’nin binasi, Maçka Silahhanesi, İstanbul Teknik Universitesi’ nin Maden Fakültesi, Gümüşsuyu Kışlası, Malta Köşkü, Baltalimanı Yalısı, Adile Sultan Sarayi [Kandilli], Yıldız Sarayı Büyük Mabeyin Binasi, Cadır Köşkü, Şale Köşkü [2. kısım], Çit Kasrı, Çağlayan Kasri [Kâgithane], Ayazağa Köşkü [Maslak], Kalender Köşkü, Zincirlikuyu Kasrı, okat Köşkü [Beykoz], Alemdağ Av Köşkü, Abdüllaziz Av Köşkleri [Validebağ ve Ayazağa], Sultan Çiftliği [İzmit], Kâgithane Camii, Bahariye Nezareti, Maçka Karakolhanesi, Hamidiye Saat Kulesi’ni ise [Dikran Kalfa Cuberyan ile birlikte] yapmışlardır. .
Bunlara ek olarak da Hagop BALYAN, Simon BALYAN, Levon BALYAN’ lar da birçok eserlere imza atarak İstanbul’un dünya güzeli çehresine güzellikler katmislardir.
Kaynakca; Pars TUGLACI – BALYAN AILESI..
Mehmet ALTAN – Star, 11 Kasim 2007 – [AGOS – 16 Kasim 2007 – Sayi 607 – Sayfa 23]..
Osmanli Mimarliginda Batililasma Donemi ve BALYAN AILESI [Ist. 1981. 2. gozden gecirilmis ve genisletilmis baski 1990].Pars Tuglaci.
Akunq.net
Leave a Reply