“Kül altındaki köz”

Garod SasunyanGarod Sasunyan

Batı Ermenileri, Doğu Ermenileri, Diaspora Ermenileri. Ermenilerin Dünyaya dağılımları bu isimler ile anılır. Şimdi artık istesek te istemesek te anavatanda yıllarca gizli yaşayan “Müslüman Ermeniler” var.

Evet yanlış duymadınız. İsmi ne kadar itici gelse de, ki bu iticilik; itici sıfat hem Müslüman Ermeniler, hem de Hıristiyan Ermeniler arasında da iticidir. İki tarafta bu sıfatı çok itici buluyor. Hatta öz akrabalar arasında hoşnutsuzluk ile karşılanmakta ve kabuledilmemektedir. Zorla ve kendi istekleri ile Müslümanlaştırılmış Hıristiyan Ermeniler, bu gün anavatan olarak bilinen Batı Ermenistantan’da çok büyük bir nüfusa sahip. Türkler tarafından yüz yıllardır işgal altında olan bu Ermenilerin nüfusu kesin olmamamkla beraber 7-8 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir. Azımsanmayacak bu nüfus Doğu Ermenistan olarak belirtilen Ermenistan nüfusun 3 katı kadardır.Bu gün Türkiye coğrafyası olarak anılan coğrafyada 1890-1915 tarihleri arasında Müslümanlaştırılmış Ermenilerin dışında halen kesin olarak ne zaman ve ne sebeple Müslümanlaştırılmış Hemşin Ermenileri vardır ki Karadeniz bölgesinin tamamına dağılmış bir nüfus dağılımları bulunmaktadır. Bu Ermenilerin büyük bir bölümü Rize-Artvin ve Hopa civarında yaşamaktadırlar. Diğer bölgelerde yaşayan “Müslüman Ermenilerin büyük bir bölümü ise Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim zamanında zorla Müslümanlaştırılmış Ermeniler ve Arapların Ermenistan’ı istilası döneminde Müslümanlaştırılmış Ermeniler bulunmaktadırlar. Müslümanlaştırılan bu Ermeniler bu gün asimile olmuş Kürt aşiretler olarak anılmaktadırlar. Bu aşiret mensuplarının büyük bir bölümü Ermeniliği kesinlikle kabullenmemekteler.

1890-1915 tarihleri arasında Müslümanlaştırılmış Ermeniler  biraz daha farklı.Can korkusu ile Müslümanlığı silah zoruyla kabullenmişlerdir. Bu Ermenilerin torunları bunun bilincinde yıllarca gizli olarak anavatan toprakları üzerinde yaşamlarını sürdürebilmişlerdir. Bu kripto Ermeniler  “KÜL ALTINDAKİ KÖZ” gibi bugünlerde harlanmaktadır. Bunun basit örneği Diyarbakır’da buluan Surp Gragos Ermeni kilisesinin restore edilmesinden sonra çok hızlı bir şekilde kendisini göstermiştir. Kilise restore edilmeden önce bu kilise harabelerini turistik amaçla ziyarete gelenlerin dışında yaklaşık sekiz on kişi ziyaret ederdi.Kilise restore edilip kullanıma açıldıktan sonra 15-20 kişilik küçük bir cemaat oluşmaya başladı.Bir süre sonra 40-50 kişilik sayıya ulaştı. Daha sonra 80-100 kişiye yakın sürekli müdavimler oluştu. Surp Zadik Bayramında ise bu sayı 1200’leri aştı.Bu sayıyı nereden bulabiliyoruz? Surp Zadik Bayramında yaklaşık 1200 adet  yumurta ve çörek hazırlandı. Paketler dağıtıldıktan sonra yumurta ve çörek alamayan da oldu. Bu 1200 kişinin yaklaşık 200 kişisi İstanbul’dan gelenler, 200 kişi diasporadan gelenler, geriye kalan 800 kişi ise Diyarbakır, Sasun, Bitlis, Muş, Van ve Mardin gibi bölgeden gelen Müslüman Ermeniler idi. (Her hafta  Pazar günü kiliseye yaptığım ziyaretlerde bu sayının arttığını gözlemledim.) 

Bu sayı şunu ifade ediyor: Ermeniler kendi anavatanlarında küllerinden yeniden doğuyor. Külün altındaki közü üfledikçe bu sayı daha da artacaktır. Bunun içinde sıfatlarına bakılmaksızın kül altındaki bu közleri kucaklamak gerekmektedir. Bir nefeste sizden….

24 Haziran 2014 Dikranagerd

 Saygılarımla..

Garod Sasunian

garodsasunian@gmail.com

Akunq.net

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *