İZMİR (DİHA) – İzmir’de Eğitim-Sen tarafından düzenlenen “Yüzleşme” başlıklı panelde Ermeni ve Dersim katliamları konuşuldu. Panelin konuşmacılarından HDP MYK üyesi Garo Paylan, yeni katliamların yaşanmaması için demokrasi cephesinin kurulmasının zorunluluğuna dikkat çekerken, Tarihçi-yazar Mehmet Bayrak ise yıldönümü olan Dersim katliamının bizzat Mustafa Kemal tarafından planlandığını söyledi.
Yıldönümleri olan Dersim ve Ermeni katliamları, Eğitim-Sen İzmir 2 Nolu Şubesi tarafından düzenlenen “Yüzleşme” başlıklı panel ile ele alındı. Çiğli Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen paneli, emek ve demokrasi örgütlerinin yöneticilerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda yurttaş takip etti. Moderatörlüğünü Eğitim-Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik’in yaptığı panele konuşmacı olarak HDP MYK üyesi Garo Paylan ile tarihçi ve yazarlar Erdoğan Aydın ile Mehmet Bayrak katıldı. Panelin düzenlediği salona ise “Yaşasın halkların eşitliği”, “Rojava halkının mücadelesini selamlıyoruz” ve üzerinde katliamlarda yaşamlarını yitirenlerin fotoğraflarının yer aldığı “Bazı yaralar zamanla iyileşmez unutmadık, unutturmayacağız” pankartları asıldı. Katliamda yaşamını yitirenler anısına bulunulan saygı duruşu ardından panel Ermeni ve Dersim katliamlarını konu alan bir sinevizyon gösterimiile başladı.
Panelin açılış konuşmasını yapan Eğitim-Sen İzmir 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, tek tip bir devlet ve millet yaratmak adına tek tip olmayanların katledildiği ve bu travmalarla büyüdüklerini söyledi. Bu travmaların insanlığın travması olduğunu vurgulayan Kılıç, “Bunlar anlatılmalı ve yüzleşilmeli. Devlet, Seyid Rızaların mezar yerlerini açıklamalı ve özür dilemelidir” dedi.
‘Kürtlerin verdiği mücadeleyle halklar katliamlara karşı bilinçlendi’
Ardından söz alan Eğitim-Sen Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, Ermeni, Dersim ve Süryani soykırımlarıyla yok edilmeye çalışılan halkların, günümüzde özellikle Kürt halkının verdiği mücadeleyle bu katliamlar ve kimlikleri hakkında bilinçlendiğini söyledi.
Tarihçi-yazar Erdoğan Aydın da konuşmasında İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin (İTC) Osmanlı devleti kontrolündeki toprakları Türkleştirip ve Müslümanlaştırmak ve bu kimliği “modernleştirmek” için Anadolu’daki halkları tasfiye etmek için arayışlara girdiğini söyledi. Aydın, Osmanlı devleti ve İTC’nin uyguladığı tekçi politikalar nedeniyle kendilerine yaşam şansı kalmadığı gören Ermenilerin kendi geleceğini belirleme çabası içine girdiği için planlı, bilinçli ve sistematik bir katliama maruz kaldığını ifade etti.
‘Tunceli harekatı, Lozan’ın Türkleştirilmesinin bir sonucu’
Lozan Antlaşması imzalanmadan önce TBMM’de, Türkler ve Kürtlerin eşit iki halk olarak görüldüğünü hatırlatan Aydın, anlaşma sonrasında ise tekçi anlayışın egemen olduğunu dile getirdi. 4 Mayıs 1937’de alınan “Tunceli Tenkil Harekatı” kararının da Lozan’dan sonra Anadolu’nun Türkleştirilmesinin bir sonucu olduğunu belirten Aydın, Dersim katliamının amacının Dersim’in Türkleştirilmesi, insansızlaştırılması operasyonu olduğunu vurguladı.
Türkiye’de hala köylerin bombalanmasının ve katliamlar yaşanmasının geçmişle yüzleşme yapılmamasından kaynaklandığının altını çizen Aydın, “Bu tarihle yüzleşmek gerçekten demokratik ve özgürlükçü bir ülkeye kavuşmak için gereklidir” diye kaydetti.
‘Eşitlik perspektifinde kimlik meselesini çözmeden, özgürleşemeyiz’
HDP MYK üyesi Garo Paylan da “Ermeni kimliğiyle doğmuş bir bireyim. Bendeki hikaye bir yandı bitti, kül oldu hikayesi. Ortada artık başka bir sorun var. Artık yokuz. Asimile edildik. Katliamdan kurtulan Ermeniler ise sessiz kalmak zorunda kaldı. Bu ülkede bir kötülük olmuş, bu kötülük üzerine de kötülük sıradanlaşmış. Suçun faalleri cezasız kaldıkça ve biz sesiz kaldıkça suç tekrarlayacak” dedi.
Geçmişte yaşananların açığa çıkarılması ve katliamlar ile kıyımların olmadığı bir gelecek için tek bir kurtuluşları bulunduğu üzerinde duran Paylan, şunları söyledi: “Bu ülkenin büyük çoğunluğuyla demokrasi cephesinde birleşmezsek, bu düzen devam edecek. Ermeni soykırımının kararını veren Talatpaşa’nın ismi, caddelere verildiği sürece şaşırmayın aynı şeyler yaşanacak. Eğer yeni cinayetler ve katliamlar görmek istemiyorsak, demokrasi cephesini kurmak istiyorsak, katillerimizin ismini bu ülkenin sokaklarında, caddelerinde, binalarında ve okullarında görmek istemiyoruz dememiz lazım. Eşitlik perspektifinde kimlik meselesini çözmeden, özgürleşemeyiz. Sadece emek eksenli mücadele değil, kimlik mücadelesi de esas alınmalıdır.”
‘Dersim harekat planı Mustafa Kemal tarafından hazırlandı’
Diğer tarihçi-yazar Ahmet Bayrak ise Türkiye’de katliamları yapanların kutsandığını ve isimlerinin her yere verildiğini belirterek, “Her türlü katliama kılıf bulan bu zihniyet Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ve son olarak Roboski’yi nasıl açıklayacak” diye sordu. Konuşmasının devamında dünyanın her yerinde milletler devletleri kurarken, Türkiye’de devletin zorla bir millet kurmaya çalıştığını belirterek, bu doğrultuda da ilk olarak, bir etnik temizlik yapıldığını, ikinci ayağı olarak tek tipleştirme, üçüncü ayağı olarak ,se Müslümanlaştırmaya başvurulduğunu söyledi.
Dersim katliamının Cumhuriyet döneminin planlı, hazırlıklı en büyük Kürt Kızılbaş Alevi katliamı olduğunu da dile getiren Bayrak, Dersim’e yönelik harekat planın bizzat Mustafa Kemal tarafından hazırlandığını ifade ederek, bu operasyon planının da Trabzon’daki bir müzede sergilendiğini söyledi.
Panel soru ve cevaplarla sona erdi.
http://www.bestanuce1.com/haber/101993/-yuzlesme-panelinde-soykirim-ve-katliamlar-konusuldu
Leave a Reply