Kesab’ın Kısa Geçmişi

Kesab'ın Kısa GeçmişiDr. med. Sarkis Adam

Suriye’nin Kesab kasabası, Antakya’dan 60 km güneyde Akdeniz kıyısında, deniz seviyesinden takriben 1800 m yükseklikteki ”Cebel Aka” dağın eteğinde bulunan bir kasaba. Cebal Aka dağının  güneydoğusunda takriben 1250 m yükseklikte ”Ballum” veya ”Barlum”adı verilen bir adak yeri bulunmakatadır. Bu yer Roma İmparatorluğu zamanından kalan bir katedralin yıkıntısı olduğu sanılmaktadır. Bazı tarihçilere göre bu katedralin, Hristiyanlık öncesi dönemlerde eski bir ”Zeus” tapınağının yıkıntısı üstüne inşa edildildiği söylenmektedir.

Kesab güneyden ve doğudan Türkiye’ye, güneyinden Türkmen köylerine, batıdan ise Akdeniz’e komşudur.

Anlatımlara göre, bölgenin, Kesab ve çevresinin, eski zamanda Ermeni Kralı Büyük Dikran ve Roma İmparatorluğu zamanında geliştiği söylenmektedir. Kesab’ın ilk kuruluş tarihi hakkında elde sağlıklı veriler olmamasına rağmen, bölge hakkında ilk defa Haçlı Seferlerin tarihinde bahsedildiği söylenir. Çoğu Ermeni tarihçililer, Kesab kasabasının, Ermenilerin, Ermeni Kilikya Prensliği döneminden beri yerleşim bölgesi olduğunu iddia ederler.

Kesab kasabası adını ”KASBİS” veya ”CASSA-BELLA” (Cassem-Bella) “SEVİMLİ EV”den aldığı söylenir.

13-14 cü y.y Memluk ve Osmanlı istilası sonucunda Antakya ve çevresi yıkıma ve bozguna uğramış, bölge halkı göçe zorlanmış, bölgede yaşayan Ermeniler kendilerini  bu afetten korumak umuduyla dağlara, Kesab kasabasına  ve Musa Dağına sığınmışlar.

Kesab ve çevresini gelişim 16-19cu yy. arasına rastlar, 19cu yy. ortalarına doğru Kesab, Halep vilayetine bağlı Antakya valisinin yönetimi altında imiş, valiyi Sultan atarmış. 1922 de Fransızlar bu  yönetim şeklini ve idari yapıyı değiştirmişler ve böylece Kesab bağımsız yerel yönetime kavuşmuş, yönetimin başına da, bölge nufüsün çoğunluğunu teşkil eden Ermenilerden biri atanmış.

19cu yy. ikinci yarısında bölgede ticaret ve alışverişin gelişmesiyle ticaretle uğraşan Ağalar ve tüccarlar çoğalmaya başlarken buna paralel bölgede ”Feodalizm” gelişmiş.

1850 yılında bölgeye misyonerlerin gelmesiyle cemaat hayatı hız kazanmış, Katolik, Latin cemaatleri kurulmaya başlamış ve bunun sonucunda bölgede cemaatler arasında sorunlar doğmuş. Ancak bölgede, misyonerlerin olumlu faaliyetleri de olmuş. Örneğin özellikle eğitim ve öğrenim alanında misyonerler sermayeleri ile kurulan okullar, eğitim ve kültür merkezlerin kurulması hız kazanmış. Hatta 1908 da Kesab’da misyonerlerin semayesiyle yüksek öğrenim okulu kurulmuş.

Ermeniler bölgede ilk siyasi faaliyetlerini 1890 yılında Ermeni partileri kurmakla başlamışlar, 1910’da ilk defa Kesab’da ”Eğitim ve Öğrenim Severler” derneğini kurarak bölgenin sosyal ve kültürel yaşamına renk katmışlar.

Kesab’ın 1900’lu tarihlerinde takriben 6000 kişi nufüsü, 20 den fazla okulu varmış. İlk nufüs sayımı 1911’de Ermeni ruhani önder Rahip Movses Vosgeriçyan tarafından yapılmış ve nufüs 6115 kişi olarak sayılımış. 19cu yy. sonunda Kesab’da büyük bir dış göç başlamış, göçün nedeni, 1909 Adana katliamında Kesab’a yapılan saldırı ve Kesab’ın bombalanmasıdır ve bunun sonucunda bölgede görülen ekonomik sorun ve yoksulluktur.

1915’te Kesab 5000 canını kaybetmiş ve bunun akabinde dış göç hızlanmış. 1919 tarihinde Kesab’da yapılan sayım sonucunda  Ermeni nufüsü  2000 kişi, 1955’teki seçimde 1632, 1993’te 1277 kişi olarak tesbit edilmiş. Bugün ise Kesab’da 5000i Ermeni olmak üzere takriben 6000-6500 kişi yaşamaktadır, ayrıca Kesab’dan göç eden, Beyrut’a, USA’ya, Kanada’ya ve Arap ülkelerinde yaşayan binlerce Kesablı Ermeniler var.

Kesab asırlar boyunca binlerce Ermeni’nin vatanı, yurdu olmuştur. Kesablı Ermeni ilk acıyı, ıstırabı, dramı, felaketi 1909’da Adana katliamında yaşamıştır. Binlerce Türkiyeli saldırgan gözlerine kan burumuş vaziyette Kesab’a saldırarak 161 Ermeniyi öldürmüş, Ermeni mal ve mülkleri talan ve yağma etmiş, Ermeni evlerini yakmış, kasabıyı yıkmış, sağ kalan Ermenileri zorunlu göç ettirmiş. Aynı dram, acı, facia  geniş kapsamıyla 1915’te yaşanmış, insanlar katledilmiş, tehcir edilmiş, Der Zor çöllerine sürülmüş, 5000’den fazla Kesablı  Ermenin canı alınmış, bu insanlık dışı felaket ve faciaya Suriye dur demiş, hayatta kalan Ermenileri koruması altına almış, onların tekrar yaşama bağlanması için, insanlık adına şefkat kucağını açmıştır.

Yararlanılan Kaynak: Kesab’ın izleri (www.horizonweekly.ca)

http://www.avrupagazete.com/gundemdekiler/48692-sydney-deki-ermeni-protestoculara-turkler-den-cevap.html

http://hyetert.blogspot.com/2014/04/kesabn-ksa-gecmisi.html

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *