Taguhi Aslanyan / “Hayots Aşkharh” Gazetesi
Gürcülerin, Ermeni kiliselerine sahip çıkma isteği bir yenilik değildir. Gürcistan’da inşa etttiğimiz kiliselerimizin Gürcüleştirilmesi de bunu göstermektedir. Ancak Gürcülerin, Batı Ermenistan’daki kiliselerimizi de sahiplenme arzusu pek beklemedik bir şeydi. Dahası, Gürcülerin bu iddialarını olumlu olarak değerlendiren Türkiye, şimdi bir program hayata geçirmektedir. Bu programın amacı, Ermenistan’ın tarihi Tayk bölgesinde bulunan Erzurum ve Artvin illerindeki Öşkvank ve İşkhan kiliselerini “Gürcü” diye nitelendirerek bunları dünyaya Gürcü kiliseleri olarak tanıtmaktır.
2012 yılında Gürcistan yöneticileri, Türkiye yöneticileriyle birlikte kültür mirasının restorasyonuna ilişkin devletler arası bir sözleşme imzaladılar. Bu anlaşma gereğince, Türkiye sözde “Gürcü” sayılan 2 kiliseyi restore etmekle görevlendirilmiştir.
Ermenistan Toplumsal Konsey tarihi ve milli değerler, anıtların korunması alt komisyonu başkanı Jasmen Asıryan ile bu konuları ele aldık.
Soru- Bayan Asıryan, Gürcülerin Batı Ermenistan’da bulunan Ermeni kiliselerini sahiplenme isteğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun, Gürcülerin değil, Türklerin inisyatifi olduğunu söyleyebilir miyiz?
Cevap- Bu süreç bir yenilik değildir. 2003 yılından beri Pamukkale ve Sıvas üniversiteleri uzmanları, yaklaşık 300 tarihi anıtı inceleyerek bunları Gürcü olarak kaydettiler. Fakat bu anıtların çoğu, Ermenilere ait olup, Tayk bölgesinde bulunmaktadır. Bu anıtlar, Ermeni Bagratuni Prensliği’nin mirasıdır. Ermeni Öşk ve İşkhan kiliseleri de bunlar arasındadır. Oysa bu kiliselerin mimarlığı, tarihçesi ve isimleri, bunların Ermenilere ait olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. İlginçtir ki, bu programı girişen, Türkiye’nin kendisidir. Türkiye’nin maksadı, tarihi Ermenistan bölgelerini Gürcülerin toprağı olarak tanıtmaktır.
Türkiye’nin himayesiyle 2009 yılından bu yana 80 Gürcü sanatçı ve bilimadamından oluşan bir ekip, Türkiye’yi ziyaret etmiştir. Bu yolculuklar esnasında Gürcüler, Tayk’ı Gürcü adıyla tanıtıyordu. Bu ekip, Tayk’ta Gürcü izlerini arıyordu. Onlar tabii ki, hiç bir Gürcü izi bulamazdı.
10. yüzyılda Tayk Ermeni Krallığı, Bizans’ın baskılarıyla Kalkedonluğu kabul edip Bizans Kilisesi’ne katılmıştır zira o dönem bu bölge, Bizans’ın hükümdarlığı altında bulunuyordu. Bu dönemde Ermeni mimarlığının ikinci altın asırını simgeleyen yapılar ve katedraller inşa edilmiştir.
Ancak, Ermeni Apostolik Kilisesi, Kalkedon katedrallerini tanımamıştır. Bunun nedeniyle de Tayk Kilisesi, Gürcü Kilisesi’ne katıldı ve Tayk’taki Ermeni kiliselerinde elyazmaları Gürcüce yazılıyordu.
17 Şubat 2013 tarihinde ise Gürcistan Başbakanı Bidzina İvanişvili, Türkiye’yi ziyaret ettiğinde Türkiye yerel yöneticileri ona bu kiliseleri Gürcü olarak tanıyarak, bunları restore etmeyi önerdiler. Karşılığında ise Batum’da bulunan Aziziye camii restore edilecekti.
Soru- Sözettiğiniz sözleşmede kaydedilen vazifeler yerine getiriliyor mu?
Cevap- Bildiğim kadarıyla, Gürcü Patrikhanesi, caminin inşası fikrinden hoşnutsuzdur. Şimdilik Gürcistan’da yeni bir cami daha inşa etmekle ilgili anlaşmazlıklar var. Bunun ne zaman inşa edileceği belli değildir. Dolayısıyla Türkiye’nin de acele etmiyeceğini tahmin ederim.
Soru- Peki, Ermenistan yöneticileri bu konuyla ilgili ne düşünmektedir? Ermeni kiliselerini Gürcüleştirmekten korumak için neler yapmaya hazırlanmaktalar?
Cevap- Bu sorundan haberli olanlar, Ermeni tarafının kaygısızlığından hayret içindeler. Bana göre, Ermeni-Gürcü ilişkilerine zarar vermeyen adımlar atmamız gerekir. Aynı zamanda Gürcistan’ı Ermeni kiliselerine sahip çıkma isteğinden vazgeçtirmeliyiz.
Türkçeye çeviren: Meline Anumyan
Akunq.net
Leave a Reply