Dersim’de 1937-38 yıllarında yaşanan soykırım uzun yıllar konuşulmadı, konuşuamadı. Kimi korkudan konuşmadı, kimi “biz gördük yaşadık çocuklarımız görmesin” diye anlatmadı, kimi soykırımı görmedi ve devletin ağzı ile “isyan” dedi ve gerçekleri kararttı. Son yıllarda özellikle Avrupa Dersim Dernekleri Federasyonu’nun yaptığı Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi, 4 Mayıs Dersim Tertelesinin anma günü ilan edilmesi, siyasi ve hukiki girişimler toplumda genel bir duyarlılık yarattı. Öymen’in yaptığı ırkçı kafatasçı konuşmanın yarattığı tartışma sonrasında Başbakan Erdoğan’ın özürü ile de özellikle Türkiye’de yoğun tartışmalara vesile oldu.
Dersim’de yaşanan büyük trajedi üzerine herkes kendi görüşlerini yeniden gözden geçirmek zorunda kaldı. AK Parti, CHP, PKK, Radikal Sol Örgütler, Alevi Kurumları, Dersim Tertelesi üzerine yeni şeyler söylemek zorunda kaldılar.
Avrupa Alevi Kurumları ve Dersim Tertelesi
Avrupa’da örgütlü bulunan en büyük Alevi Federasyonu olan Avrupa Alevi Birlikleri Konfedeasyonu (AABK) ve Kürt Hareketi eksenli bir girişim olan Demokratik Alevi Federasyonu’da (FEDA) kongrelerinde Dersim Tertelesini gündemlerine alan iki kurum oldu. FEDA ve AABK’nın aldığı kararlara yakından bakalım.
11-12 Mayıs tarihlerinde Almanya’nın Gelsenkirchen kentinde 5. Olağan Kongresini yapan FEDA soykırım kararı aldı mı bilemiyoruz ancak yayınlanan sonuç bildirgesinde şunlar yer almakta.
Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi ve Roboskî katliamlarının yıldönümlerinde protesto etkinliklerinin yapılması ve Dersim katliamı başta olmak üzere tüm Alevi katliamlarının soykırım olarak tanınması için var olan girişimlerin kesin sonuç alıncaya kadar kesintisiz devam ettirilmesi”
Görüldüğü gibi Dersim Soykırımı katliam olarak tanımlanıyor. Katogorik olarak ise Maraş, Çorum, Gazi ve Robinski ile birlikte sıralanıyor.
3 Mart 2012 tarihinde toplanan Almanya’nın Köln kentinde toplanan AABF tarihi bir karar aldı. Karar’ın tam metni şöyle:
- „1937-38 Dersim Tertelesi sadece bir defaya mahsus yaşanmış bir katliam değildir; tek millet tek inanç yaratma amacıyla, Dersim Halkının Etnik ve inançsal kimliğine karşı yapılan, yaşam tarzını bütünüyle ortadan kaldırmayı hedefleyen, başlangıç yılları onlarca yıl geriye giden uzun bir siyasi kampanyanın en üst noktasıdır. 1937-38 yıllarında yapılanlar Dersim Kızılbaş Alevilerine yönelik bir soykırımdır ve Kerbelanın devamıdır.
- Kongrelerinde “. 1937-38 yıllarında yapılanlar Dersim Kızılbaş Alevilerine yönelik bir soykırımdır ve Kerbelanın devamıdır.” Kararı alan AABF bir ay sonra yayınlanan yayın organı Alevilerin Sesi dergisi Nisan 2012 nüshasında 154 sayı sonra ilk defa Dersim 1937-38’i kapağına taşıdı ama onlar da “Dersim Katliamı” kavramını kullandılar.
- 4 Mayıs Dersim Tertelesi’nin anma günüdür.
Kongrelerinde “. 1937-38 yıllarında yapılanlar Dersim Kızılbaş Alevilerine yönelik bir soykırımdır ve Kerbelanın devamıdır.” Kararı alan AABF bir ay sonra yayınlanan yayın organı Alevilerin Sesi dergisi Nisan 2012 nüshasında 154 sayı sonra ilk defa Dersim 1937-38’i kapağına taşıdı ama onlar da “Dersim Katliamı” kavramını kullandılar.
Dersim 1937-38 katliam mı, etnik temizlik mi? soykırım mı?
Çoğunlukla “Dersim katliamı, Koçgiri katliamı, Maraş katliamı, Sivas katliamı, Gazi katliamı” diye konuşmasına başlar kurum temsilcileri. Farkına varmadan büyük bir yanlışlığa imza atarlar. Kısaca kavramları açıklamakta yarar var.
Katliam: Katliamlar çoğunlukla ırk, din veya siyasi düşünce farklılığı nedeniyle yapılır. Bazen de akli dengesi bozuk olan kişiler tarafından keyfi bir şekilde seçilmiş kişi veya kişileri hedef alır. Katliamlar tekil olaylar olabileceği gibi bir etnik temizlik planının parçası olarak çoğul bir şekilde de gerçekleşebilir. Eğer katliamlar bir ırkı veya ulusu tamamen ortadan kaldırma amacı taşıyorlarsa bir soykırımın parçası olarak düşünülürler. 2 Haziran 1993 Madımak Otelinde 33 Aydın’ın hunharca yakılması katliamdır. Gazi’de yapılan katliamdır, Maraş’da yapılan katliamdır.
Etnik temizlik: Etnik temizlik bir etnik yada dini azınlığı yaşadığı bölgeden katliama uğratarak, sürgün ederek yada katliam yapıp korkutarak kendi yaşadıkları bölgeden çıkarılmalarıdır. Ancak etnik temizlik uluslararası hukukta soykırım olarak tanımlanmaz. Maraş, Sivas, Çorum’da Alevilere yapılanlar etnik temizlik olarak kabul edilebilir kanımca.
Soykırım: “4 Mayıs Dersim Tertelesinin Anma Günüdür” sonuç bildirgesinde çok doğru bir şekilde şöyle tanımlıyor: “1937/38 Dersim Tertelesi sadece bir defaya mahsus yaşanmış bir katliam değildir; 1937/38 katliamı, Osmanlı-Türk devlet yapısına aykırı yaşam tarzına, siyasi, sosyal ve kültürel kimliğe sahip bir topluluğa karşı yönelmiş, grubun yaşam tarzını ortada kaldırmayı hedeflemiş, başlangıç yılları onyıllarca geriye giden uzun bir siyasi kampanyanın en tepe noktasını oluşturmuştur.”
Dersim 1937-38 yıllarında yaşananlar.1947 de Raphael Lemkin tarafından hazırlanan ve 1948 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen soykırım tanımlamasına uymaktadır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Soykırım)
Kavramlar doğru kullanılmalı, Dersim Soykırımını gölgeleyecek, onu sıradan bir şeymiş gibi gösterecek kavramlardan uzak durulmalıdır.
Bilgisizlikten yada özensizlikten kaynaklanan pek çok yanlışlık yapılmaktadır. Bazan da “daha etkili olur” mantığı ile Dersm Tertelesine ait olmayan resimler bilinçli olarak kullanılmaktadır. Bu basit yaklaşımlar Dersim’in haklı ve masum davasına zarar vermektedir. Bu yanlışlar Dersim’de yaşanılan mezalimi gölgeleyebilir. Derim mazlumlarını savunmak için yalanlara yanlışlara ihtiyacımız yok, bunlardan özen ile kaçınılmalıdır. Çok sık yapılan bir kaç yanlışa daha dikkat çekmek istiyorum bu vesile ile.
İdamlar 17-18 Kasım da değil 14-15 Kasım 1937 de yapıldı
Nuri Dersimi kendi kitabında Dersim Seyitleri’nin idam edilme tarihini 17-18 kasım olarak vermektedir. Bu bilgiye binayen uzun yıllar Dersim’in önde gelenleri 17-18 Kasım’da anıldılar. Mustafa Kemal’in Doğu gezisi, Singeç Köprüsü açılışı tarihi ve Çağlayangil’in anıları ve Dersimli tanıkların anlatımları incelendiğinde idamların pazarı pazartesiye bağladığı gece yapıldığı görülmektedir.Pazarı pazartesiye bağlayan gece ise takvim aracılığı ile rahatlıkla tespit edilebilmektedir.
http://www.free-solutions.de/js/tool_kalender_wochentagabfrage.html
Cıvrail Ağaê Arekiye idam edilmedi, cezaevinde öldü
Yedi Dersim Seyidi idam edildi. Bunlar Seyit Rıza, Usenê Seydi, Aliyê Mirzaliyê Sıli, Hesen Ağa, Fındıq Ağa, Resık Uşen ve Hesenê Ivraimê Qıji. Bazı yerlerde 8 denmektedir. İdam edilenler arasında gösterilen Cıvral Ağaê Arekiye idam edilmedi. Aynı mahkemede yargılandı “ömür boyu” aldı ve İzmit Cezaevinde öldü. Kemikleri hala kimsesizler mezarlığında ve kutsal topraklara götürülmeyi bekliyor.
Seyit Rıza’nın oğlu Resik Usen 18 yaşından küçük değildi
İdam edilen Seyit Rıza’nın oğlu Resik Usen 18 yaşından küçük gibi görünmüyor. Geç kaydedilmiş olabilir, nüfus’da küçük yazılmış olabilir ama idam edildiği tarihte evli ve çocuk sahibiydi. Aile fertleri de Resik Usen’in yaşının 18’den küçük olmadığını teyit etmektedirler. Bu fotografta babasının kolunda olan kişidir. Tartışmalı bilgiler konusunda dikkatli olmak gerek haklı davamız tartışmalı hale gelmesin.
Alevilikte Şehitlik Kavramı Yoktur
“Sehit” kavramı Alevilikte yoktur. Dersim Kırmanclarında “şi rest Heqiya xo” ya da “merd” kavramları kullanılır. Şehitlik kavramı sunni İslamdan gelmektedir. Bu inanca göre şeriatı yaymak için cihat’da ölenler “şehit” olur ve direkt cennete giderler.
İngiltereye Gönderilen Mektup Seyit Rıza’ya Ait Değil
Seyit Rıza tarafından İngiltereye gönderildiği söylenen mektup Nuri Dersimi tarafından yazılmış ve imzalanmıştır. Seyit Rıza 11 Eylül 1937 de Erzincan’da yakalandı sözkonusu mektup ise Nuri Dersimi tarafından 21 EYLÜL 1937 de İngiltere dışişleri bakanlığına gönderildi. Fransızca yazılan mektup (foreign Office) FO37120864 koduyla arşivlendi. Mektup’un gönderildiği tarihde Seyit Rıza Elazığ’da cezaevindedir. Mektubun altına imza „Dersim Generali“ olarak atıldı. Dersim’de herkes bilir ki Seyit Rıza’nın ne ordusu vardı ne de kendisini bir yerde “general” olarak tanıttı. Bu çarpıtma en başta Seyit Rıza’ya bir haksızlıktır.
Bu Resim Dersim’e Ait Değil
Seyit Rıza’nın Son Sözleri
İdamlar için özel görevli olarak Ankara`dan Elazığ’a gönderilen ve daha sonra uzun yıllar TC Dışişleri Bakanlığı yapan İhsan Sabri Çağlayangil tarafından Seyit Rıza’nın son sözleri “Evladı Kerbalayıh. Bı hatıyh. Ayıptır, zulümdür, cinayettir” olarak yazılır. Büyük bir olasılıkla Seyit Rıza Kırmancki haykırdı. Kırmancki ise şöyle olmalı “Ewladê Kerbelayime, bêxeta u bêgunayime, ayvo, zulmo, cinayeto”
“Dersim İsyanı“ Türk Devleti’nin Yalanıdır
“Dersim İsyanı” kavramı Türk devleti tarafından uyduruldu. Dersim 1937-38 Soykırımının üstünü örtmek ve yapılan vahşete haklı gerekçeler aramak için başvurulan bir çarpıtmadır, yalandır. “İsyan vardı bastırdık” denmek isteniyor. Gerçekte hazırlıkları onlarca yıl geriye giden planlanmış tasarlanmış Dersim Alevi/Kızılbaşlarına yönelik bir Soykırımdır.
Devlet tarafından yukarıdaki amaçla üretilen „isyan“ tezi sol sosyalist tarafından hiç sorgulanmadan olduğu gibi alındı. „Biz eskiden de isyancıydık, şimdi de iyan ediyoruz“ demeye getirildi. Ancak son yıllarda bu kavramın soykırımın üstünü örten bir çarpıtma olduğu görülebildi.
http://www.dersimdersim.com/editorun-sectikleri/dersim-soykirimini-karartan-bazi-yanlislar-yasar-kaya-yazdi
Leave a Reply