
İbrahim Seven
Hikâyemiz 1839’da Mardin’in Derik kasabasında başlıyor. Derik Süryanicede manastır anlamına gelen Dayro’nun Kürtlerce kilise anlamında türettiği bir kelimedir. 1839’da Süryani bir ailenin çocuğu olarak doğan kahramanımız Sabuncuzade Louis Alberi daha sonra Diyarbakır’da eğitim görüyor. Süryani Ortodoks kilisesinin bölünmesinde Sabuncuzade, Süryani Katolik tarafta yer alıyor. Bizzat kendisi mi? Yoksa daha evvel ailesinin mi bu bölünmede yer aldığını bilmiyoruz.
Daha sonra Lübnan’da Katolik eğitimi görüyor, Roma’da Papalık Akademisi’nde eğitim görüp papaz oluyor. bilahare Londra’da tarih doktorasını tamamlıyor. Lübnan, Suriye, Mısır ve Irak’ı gezmesinin yanında 8 dil konuşan Sabuncuzade Hindistan ve ABD’ne gibi uzak diyarlara da gidiyor. Anlayacağınız renkli ve bilgili bir kişi.
Lübnan’da En Nahle adında bir gazete çıkarıyor. Bu gazetede keskin muhaliftir ve Muhammed‘in Arap olduğunu ve bu yüzden halifenin Türk olmasının mümkün olmadığını, halifeliğin Araplara geçmesi gerektiğini savunuyor. Türk milliyetçilerinin yoğun dezenformasyonu altında bulunan Türk kamuoyu bu konuyu bilmiyor. İslam’a göre halifenin Arap olması yetmiyor Kureyş olması gerekiyor. Dolayısıyla İslam teorisi açısından Osmanlı halifeliği gayri meşrudur. Bu arada geçerken bir konuyu daha zikredeyim: İslam’ın beş şartı içinde hali vakti yerinde Müslümanların hacca gitmesi şarttır. Hiçbir Osmanlı padişahı bu önemli ve esaslı şartı yerine getirmedi!!!!!. Gene Türk kamuoyunun çoğunun bilmediği bir konu; erkeklerin penislerinin derisinin kesilmesi beş şarttan biri değil sünnettir. Yani Muhammedin yaptığı bir iştir; beyaz Arap entarisi giymek gibi. Bilindiği gibi bu penisin derisini kesme Sami kabilelerinin geleneğiydi ve Yahudilikle birlikte dini bir fonksiyon görmeye başladı. Konumuza dönersek Kahramanımız Sabuncuzade Londra’da En Nahle’yi çıkarmaya devam ediyor. Bu arada Zenzibar emirinden elmas yıldız nişanı İran Şahından Shiri Xurshid nişanını alıyor. Anlayacağınız muktedirlerle beraber olmaktan hoşlanıyor. Bu arada Abdülhamid’e muhalefet etmeye devam ediyor. Londra’da çeşitli is çevreleri ve muhtemelen İngiliz servisleri ile sıkı bir ilişkiye geçiyor ve Trablus Humus, Hama, Şam, Halep, Bağdat Basra demiryollarının imtiyazlarını almak için bir anonim şirketin adamı olarak İstanbul’a geliyor.
YILDIZ’DA BİR PAPAZ
Bu iş ilişkilerini yürütmek üzere papazımız Maarif Nazırı Münif paşa ile tanışıp sarayda tercüman ve şehzadelerin eğitimi için öğretmen oluyor. 8 dil bilen ruhanimiz bu arada İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve Arapça gazeteleri okuyup majesteleri Abdülhamit han aleyhine yazılan yazıları bir jurnal olarak takdim ediyor. Bu görevinde yıllık maaşı 490 liradan 1117 liraya (1 OSL 7.2 gr altındır) yükseliyor. Ara sıra geciken maaşı ve yeterince fazla olmamasından şikâyet etse de bu Abdülhamid’in düşüşüne kadar sürüyor. Bu arada çeşitli madalyalarla taltif ediliyor. 1908’den sonra hizmete devam etmek istediyse de başarılı olamadı. 1911 de Mısır üzerinde İngiltere’ye gidiyor. 1931 de ikamet ettiği Londra’daki otelinde eşyasını çalmak isteyen bir hırsız tarafından öldürülüyor. Hatıraları “YILDIZ SARAYI“NDA BIR PAPAZ„ baslığı ile 2007’de Selis Kitaplar serisinde kitap olarak yayınlanıyor. Meraklıları kitapta çeşitli detayları Hindistan’da kardeşinin yüz binlerce sterlin pounda bir Hint mihraceye sattığı elmasın parasını alamamasından şikâyetini papa temsilcisine İstanbul’da Bulgar prensinin asla Rus bir prensesle evlenmemesi gerektiği böylece Ortodoks olmasının önlenmesin Babıâli ve Katolik kilisesinin yüce Menfaatlerini aykırı olduğu bunun yerine alman bir Katolik’le evlendirilmesi gerektiği gibi enteresan görüşleri yanında bizi asil ilgilendiren kendisinin Münif paşaya 13 Şubat 1891 önerdiği bazı görüşleridir. Günümüzde Davutoğlu ve TC lobisinin faaliyetlerini anlamamızı kolaylaştıran bir tarihi hatıradır.
SABUNCUZADE’NİN ERMENİ FİTNELERİNE! KARŞI ÖNERİLERİ
13 Şubat
“Öğleyin Münih paşaya rastladım. Beraber gidiyorduk. Yolda dedi ki: Ermeni meselesi ve East West (belli ki Ermenilere yapılan zulümu eleştiren bir gazete) gazetesi hakkında görüşün nasıl? Bu gazete devam eder mi, yoksa kapanır mı? Su cevabı verdim: Bu gazete devam edecektir. Cünkü Londra”da ingilizce intişar ediyor. Fiyati cok ucuzdur. İngiltere’de gazete okuyanlar çoktur. Gazete muharrirleri mutlak surette hürdürler. İtiraza uğramadan istediklerini yazabilirler .
Paşa sordu :
-Bu gazetenin zararları nasıl önlenebilir?
Buna da şu cevabı verdim:
– Osmanlı devletine yaptığı zararları önlemek için bir çok yollar vardır.
1. Ermenilerin Londra, Manchester, Paris ve başka yerlerdeki tesiselerini öğrenmeye çalışmak.
2. Onlara para ile manevi kuvvet ile yardım eden ecnebileri aramak.
3. Londra’da Osmanlı Devleti’nin siyasetini müdafaa etmek için İngilizce Arabça bir gazete neşretmek.
4. İngilizlerin nazarında Osmanlı Devletini desteklemek için, Ermeni meselesini ele alanların haberlerini yalanlamak için, Ermenilerin İngiliz kadın ve erkeklerinden para toplamak maksadıyla dini ve siyasi mahfillerde söyledikleri nutukların aksini ortaya atmak için Londra mahfillerinde İngilizce nutuklar söylemek.
5. East West gazetesinde siyasi makaleler neşrederek Osmanlı Devletini ve takip ettiği politikayı müdafaa etmek ve gerek bu gazetenin gerekse daily news gazetesinin neşrettiği fena haberleri
Tekzip etmek.
( NİHAYET SEVGİLİ PAPAZIMIZ SONUNDA DAHA DA AÇIK KONUŞUYOR İ.S.)
6. Londradaki Ermeni cemiyet reislerine bir miktar para vermek suretiyle kendilerini fitne tohumları atmaktan ve Devlet-i Aliyyeye karşı durmaktan alıkoymak.
Eğer Devlet-i Aliyye anlattığım tarzda ordular seferber etmezse Ermenilerin bütün Osmanlı memleketinde fesat tohumlarını ekmek için kurmuş oldukları manevi ordulara laroce morale mukavemet edemez. Çünkü mister Gladstone ve partisi yalnız Ermenileri müdafaa etmekle kalmıyorlar. Osmanlı memleketinin neresinde fitne ve fesat ateşi çıkarsa Devlet–i Aliyyeyi zarara sokmak ve ondan intikam almak için bir mukavemete uğramaksızın ateşi körüklüyorlar.
…………………
Bu devirde harp kılıçla değil kalemle oluyor. Şüphesiz ki kalemle harbetmek, kılıçla ve Krup topları ile yapılan harpten daha az külfetli,ve daha az masraflı, daha iyi sonuçlu, daha az tehlikelidir.
Paşa dedi ki:
Söylediklerinizi bir kağıda yazınız.Padişahımıza arzetmek üzere bana veriniz.
-Memnuniyetle dedim.
Eve gittim. Sözlerimi bir kağıda geçirdim. Bir defa İbrahim Beye gösterdim. Muvafik buldu. Alıp Münif paşaya götürdü”.
Yıldız sarayında bir papaz Sayfa 82-84
Günümüzde Sabuncuzade ve Abdülhamid’in çağdaşları
Olayın günümüzde de benzerlerinin olduğunu gözönünde tutarak bu papazımızın icraatından sadece o zamanı anlamak için değil bugün için de ders çıkarmak gerekir. İlk önce Osmanlı yerine bir Arap hilafet devleti kurmakla başlıyor yani radikal muhalif, sonunda ise pespaye bir ajan olarak ölüyor. Bugün de TC devletine radikal –hatta silahlı- muhalefetle başlayıp sonunda Mitin paralellinde vatanımızın!!! bölünmezliği için sürdürenler var. Bunların içinde Türk, Kürt olduğu gibi Süryani de vardır .
İkincisi zamanına göre cok aydın mürekkep yalamış dünyayı gezmiş birisi olarak hangi hırs ve kariyerle bu uşaklığı yapıyor. Bugün de böyle mürekkep yalamış. AKP’nin her yaptığına kılıf uyduranlar var. Daha evvel kemalistlerin yalanlarına kılıf uyduranlar olduğu gibi. Bunların içinde Hıristiyan anne babadan doğanlar da var.
Ücüncüsü Osmanlı Hıristiyanları ezerken öbür taraftan bazılarını yanına çekmek ve birbirine düşürmek için planlar yapmakta. Ayrıca onların Avrupa ve Hıristiyan aleminde bilgi ve ilişkilelerinden yararlanmak istemektedir. Böylece Osmanlı ve TC, Hıristiyanların Avrupa ve ABD’de haklı mücadelelerini de baltalamaktadır. Pis sırıtışı ile Süryani kiliselerini gezen –Köln ABD vs -Davutoğlu bu hain planın bir parçası olarak icrayi sanat eylemektedir. Başbakanlığa bağlı yurt dışı TÜRKLERİ!!! lobisi olusturma planına bazı Süryanileri de katma da bu planın bir parçasıdır. Sadece Süryanileri değil bu plana Diaspora kürtleri, Dersimlileri, Alevileri de katmak için meşhur fasist Musa Serdar Çelebi’nin de katılması ile oluşturulmak istenen Köln platform aynı hain planın parçalarıdır. Bu arada geçerken, aynı planı daha evvel Kemalistler Fransız parlementosunun Ermeni jenosidi kararı karşısında zamanın MGK genel sekreteri Gen Kılınç liderliğinde ve zamanın TC elçisi onur öymenin de katkısı ile Alevilerden kürtlere İslamcılara kadar bir koalisyona bildiri yayınlattırmıştı.
Dördüncü ders nasıl ki papazımız Sabuncuzade 1891 Şubatında, O zaman Avrupada’ki Ermeni ulusal örgütlenmelerini baltalamak için kullanılıyor idiyse aynı şekilde şimdi de TC Süryanileri Ermeni ve Kürtlere hatta Alevilere karşı kullanma peşindedir. Oluşabilecek bir Süryani Ermeni Kürt Alevi ittifakını şimdiden baltalama. Süryanileri “CİCİ HIRİSTİYAN AZINLIK!!!!”göstererek Ermeni Diasporasını ve yurt dışında seyfonun tanınması için çalışanları ırkçı Türk düşmanı ve benzeri propaganda ile karalama. Bu arada bazı “ Solcu” ların katıldığı bir koro var. Efendim bütün milliyetçilikler kötüdür. Türk milliyetçiliği, Ermeni miliyetçiliği, Süryani milliyetçiliği gibi ama bu “ solcu”larımız allahın herşeyden münezzeh olduğu gibi doğustan milliyetçilikten münezzehtir. Babalarının Mustafa Kemal sofrasında olması ve Menderes’in konuşmalarını hazırlamasının onların üzerine hiç bir etkisi yok. Bu koronun bir iddiası da efendim Türkiye’deki Ermeni ve Süryaniler, Türkleri iyi tanıdığı için Diaspora gibi ırkçı değil cici. Diaspora ise Türkleri tanımıyor ondan, tanısa fikrini değiştirir. Yani ben de Türkleri tanımayan bir diaspora mensubu oluyorum.
Allah için benim kadar Türkleri tanıyan dillerini konuşan onlarla beraber yaşamış cok az Süryani vardır.
Süryani kiliseleri ihanet, direniş SEYFO 1915
Süryani kiliselerimizin ruhanilerinin içinde ister korku, ister kişisel menfaat hırs kariyer, ister kişilik bozulmasından Sabuncuzade gibi Osmanlı ve TC’ne uşaklık yapanlar çoktur. Ancak sanılmasın ki kiliselerimiz ve ruhanilerimizin hepsi böyledir. TC kamuoyunun yeni duyduğu SEYFO 1915 jenosid ve direnişinde birçok kahraman papaz ve rahibimiz direnişin örgütlenmesinde halkımızın direniş ruhunu manevi telkinlerle aktif katıldığı gibi bu direniş ruhunu ve katliamın vahşetini anlatan nice şiirleri vardır.
Seyfo sırasında iki önemli direniş odağını TC kamuoyuna tanıtmak istiyorum. Birincisi Midyat şehrinde başlayan Osmanlı, Kürt, Mihalmi’lerin üstün silah mühimmat ve asker sayısına rağmen bir hafta süren direniş son olarak benim doğduğum evde Midyat direnişi yenilince halkımız “Aynwardo köyüne çekilip direnişi sürdürmüştür. (Katliamda dedem ve kardeşleri katledilmiş halkımız koyun gibi bıçakla kesilmiş bugüne kadar doğduğum evde bir metre boyunda bordo rengi kan durmaktadır). Tüm silah vs üstünlüğüne rağmen direniş kırılamamış sonunda Aynkef Şeyhi Fethullah’ın arabuluculuğu ile barış anlaşması ile sonuçlanmıştır. Bu arada AKP başının Şeyh Fethullah’ın barıştaki rolünü takdir eden Süryanilerin bu temiz duygularını Müslümanlar Süryanileri kurtarmış!!! dinsiz İttihatçılara karşı gibi yansıtması doğru olmadığı gibi halkımız bu katliam sırasında Osmanlı Kürt ve mihalmi saldırganlarının Allah ü ekber hayee ala sala ile saldırdığını ve SEYFO da islamın rolünün inkar edilemeyeceği açıktır. Bu direniş sırasında ‘Aywardo’da kiliseler direniş ve manevi güç oluşturmuştur. Papaz ve rahiplerimiz bu direnişi elinden geldiğince desteklemiştir.
İkinci direniş örneği ise Hazax’ımızda oluyor. Hazax’ımız çok eski bir Süryani yerleşim yeridir. Kemalist tarihin ırza geçme çerçevesinde adi sözüm ona Türklerin yasadığı iddia edilen Sibirya’daki IT-IL nehrine izafeten İdil olarak değiştiriliyor: Bu gün bile Hazax’ta bir tek yerli Türk yoktur. İşte burada kahraman Hasyo’muz ( Türkçede metropolit Arapça mitran denen kilise bölge yöneticisine biz HASYO deriz) Hasyo Akrali Behnam 80 yasında olmasına rağmen dini ve manevi telkinlerle direniş ruhunu yükseltmiştir. Hazax’ın etrafı Osmanlı Çerkez Kürt askerleri ile kuşatılmasına rağmen direniş sürüyor ve sonunda anlaşma ile sonuçlanıyor. Direniş sırasında direniş yapılıp yapılmaması için referandum yapılıyor. Direnişin lideri oylamada direniş isteyenler kağıda ismi ile birde haç işareti yazsın diyor. Bilindiği gibi Hıristiyanlıkta haçımı omuzuma alırım demek ölümü göze aldım demektir dinim için şehit olmaya hazırım demek ve oy birliğiyle direniş kararı çıkıyor. İste kilisemizde böyle kahraman ve şerefli ruhaniler de vardır.
Bu arada katliamı gören ve bunu dünyaya duyurmaya çalışan Osmanlı tarafından tutuklanıp Mustafa Kemal’in emri ile kendisine gönderilen bir imamın ihtida (İHTİDA DİNİNDEN VAZGEÇİP EFENDİLERİN DİNİ İSLAMA GEÇME) teklifini reddedip işkenceler neticesinde bırakılmasından kısa bir müddet sonra ölen Katolik papazımız Tüfenkci’yi de bu arada anmak gerekir .
Süryani Seyfo su ve direnişle ilgili TC 90 yıl sustu. TC resmi ilkokul ortaokul ve lisesinde okumuş biri olarak tüm tarih palavralarına rağmen Süryani Seyfosu ile ilgili bir tek cümle okumadım. Halkımızın Avrupa’da Seyfo ile ilgili yayınlarından ve İsveç’in aldığı parlamento kararından rahatsız olan TC Süryani İsyanı icat etti. Her zamanki gibi bu yalanı uydurma görevi Türk Tarih Kurumu’ndan Bülent Özdemir’e verildi. Bu yalanı Süryanilerin dünü bugünü diye 2009 TTK yayını olarak neşretti. TC Ermeni jenosidini haklı göstermek için Sözde bir Ermeni isyanını uydurdu. İsyan yalan da, Ermenilerin, HINÇAK TAŞNAK gibi partileri vardı. Bizim partimiz purtumuz de yoktu. Buna Türkçede kuyruklu yalan denir.
Son olarak bu Sabuncuzade bahsını Suriye ile ilgili kapatmak istiyorum. Barışçı ve demokratik başlayan Asada karşı muhalefet daha sonra ABD Katar Suudi Arabistan TC vs nin desteğiyle her türden İslamcı caninin rol aldığı bir savaşa dönüştü. MESIHHIYYIN LBEYRUT ALEWIYYUN LIL TABUT sloganları atılmaya başlandı. Arapçası kafiyeli olan bu slogan Hıristiyanlar Beyrut’a yani Süriyeden sürme gibi nazik!!! bir çağrı Nusayrilere ise tabut uygun görüyorlar. ABD VE TC TARAFINDAN angaje edilen bazı Süryaniler EL KAIDECI; SELEFIST MÜSLÜMAN KARDES in cinayetlerine Tevrat’taki gibi incir yaprağı olmak için kullanılmaktadırlar işleri bitene kadar. Bunlar Süryani halkımızı temsil etmemekte hele hele Suriye’deki Süryanileri asla.
Günümüz Sabuncuzade’leridir akıbetleri de aynı olacaktır. Esed rejiminin demokratik olmadığı biliniyor ancak onun yerine gelecek bir İslamcı koalisyon halkımız için ölüm olacaktır. Suriye’de Kürtler gibi ne Esed nede İslamcı canilere angaje olmadan demokratik bir çözüm tek çıkar yoldur. Bazı arkadaşlarla yayınladığımız bildiride tehlikeyi belirtmiştik nitekim Halep’te 4 el kaideci ünlü Türk çatışmada öldü. Yani tehlike gerçek. Hıristiyan ve Süryanilerin Suriye’de felakete karşı birlik oluşturması gerekir. SABUNCUZADE’NİN BİYOGRAFİSİ YETERİNCE DERS OLMALI.
Kaynaklar
1-Yıldız sarayında bir papaz Sabuncuzade Louis Alberi
2-SULTAN H. Abdülhamid’in hal tercümesi SABUNCUZADE L. A .
3-Süryanilerin dünü bugünü 1. Dünya savasinda Süryaniler B .ÖZDEMIR
4-Midyat direnişi ve doğduğum evdeki son direniş odağı için bakiniz affet bizi Marin O .Miroğlu sahife 62
5-Süryani aydınların Suriye ilgili bildirisi Temmuz 2012
Akunq.net
Leave a Reply