Müslümanların büyük şeyhinin, Ermenilerin Türkler tarafından katledilmesini telin eden fetvası

Harut Sasunyan

“California Courier” gazetesi

yayıncısı ve redaktörü

Kim onların kadınlarını incitir, onlara kılıç çeker ve onlara baskı uygularsa, Müslümanların Allah’a verdiği sözü inkâr etmiş olur, bu söz ise Müslümanların sorumluluğudur.

Geçenlerde, din kisvesi altında Hıristiyan Ermenileri öldürdüklerinden dolayı Türkleri sert bir şekilde telin eden, çok önemli bir İslam belgesi elime geçti.

Bu çok özel belge, 1909 yılının Mayıs ayında Mısır büyük şeyhi Salim al-Bişri tarafından yayınlanmış olan bir fetva veya dini emir olup, Osmanlı İmparatorluğu’nun büyük şehirlerinden biri olan Adana’da 30 bin Ermeni’nin Müslüman Türkler tarafından katledilmesi olayının telin edilmesiyle ilgilidir.

Al-Azhar Camisi şeyhi ve Kahire’de bulunan, Müslüman dünyasında ün salmış İslam araştırmaları merkezinin yöneticisi olan al-Bişri bu fetvayı, Nisan 1909 tarihinde Türk müftünün yayınladığı ve Türklere, “Müslümanlara ve Allaha karşı olduklarından dolayı” Ermenileri öldürme çağrısına bir tepki olarak yayınlamıştır.

Mısır fetvasını internette tesadüfen gördükten sonra, geçenlerde yapmış olduğum Kahire ziyaretim esnasında tanıştığım Ermeni tarihi uzmanı prof. Muhammad Rifaat al-İmam’la temas kurdum.

Doktor al-İmam, bu önemli dini belgenin Arapça yazılı orijinalinin bir kopyasını bana memnuniyetle gönderdi. Bu metnin bazı bölümlerinin Ermenice çevirilerini aşağıda ilk defa olarak sunmaktayız.

 “Osmanlı İmparatorluğu’nun bazı vilayetlerinde yaşayan Müslümanların Hıristiyanlara saldırarak vahşice öldürmüş oldukları konusunda bazı yerel gazetelerde korkunç haberler ve esef verici raporlar okuduk.

İster Müslüman, ister Hıristiyan veya isterse Musevi’ye karşı şiddet, baskı, kan akıtılması ve insanlara zarar verilmesi İslam dininde men edilmiş olduğundan dolayı bu raporlara inanamıyor ve gerçek dışı olduğu ümidini besliyorduk.

Ey bölgede veya farklı yerlerde yaşayan Müslümanlar, Allah’ın şeriatında men ettiği ameliyelerden uzak durun ve dökülmesinin Allah tarafından men edilmiş olduğu kanı dökmekten imtina edin ve hiç kimseye yönelik günah işlemeyin, çünkü Allah saldırganları sevmez…

Size bağlı, güvenliklerini size emanet etmiş olan, sizinle birlikte yaşayan ve yanınızda bulunan Ahlul Dhimma’ları (İslam tarafından korunan Yahudi ve Hıristiyan azınlıklar) Allah tarafından emredildiği üzere, kendinizi yücelttiğiniz gibi yüceltmek, kendinizi ve vatandaşlarınızı koruduğunuz her şeye karşı onları da korumakla sorumlusunuz, gücünüzü onların gücüne dönüştürün, gücünüzle gurur duyun ve geliştirin, kendi cami ve mabetlerinizi koruduğunuz gibi onların manastırlarını ve kiliselerini koruyun.

Kim onların kadınlarını incitir, onlara kılıç çeker ve onlara baskı uygularsa, Müslümanların Allah’a verdiği sözü inkâr etmiş olur, bu söz ise Müslümanların sorumluluğudur.

Bilin ki, toplumun duydukları doğruysa Allah’ı kızdırdınız ve peygamberiniz ve Şeriat’ı gücendirdiniz.

Yasak olanı çiğneyerek meydana getirdiğiniz tiksindirici eyleminiz, tüm Müslümanlara karşı korkunç kelimeler söylemeleri için dinden habersiz vatandaşlarınızın diline serbesti vermiş olmanız sebebiyle korkunç bir şeye dönüşmüş olan bu inkârla Müslüman kardeşlerinizi dinden uzaklaştırdınız.

O halde, peygamberinizin benzer durumlarla ilgili ne söylemiş olduğunu dinleyin.

“Bir müttefiki (antlaşmaya istinaden, yardım ve destek amacıyla İslamlarla birleşen kişi) öldüren, Cennetin kokusunu almayacaktır ve alsa dahi, 40 yıl uzaktan alacaktır”,

 “Dhimmi’yi dolandıran kişi, ahret gününde ateşin pençeleri arasında kırbaçlanacaktır”,- demektedir”.

1909 Ermeni kırımları ve akabendeki 1915 Soykırımının Müslüman Türkler ve Hıristiyan Ermeniler arasında gerçekleşen dini çatışmaların bir sonucu olmadığı bu belgeden net olarak görülmektedir.

Büyük şeyh al-Azhari, Türkleri Panislamist niyetlerden uzak, Ermenilerin topraklarına ve mallarına el koymak amacı ihtiva eden ırkçı Pantürkist emellerle işlenmiş, kitlesel Ermeni katliamlarından dolayı telin etmektedir.

Türk müftüler tarafından verilen çeşitli fetvalar, radikal Türk güruha, masum Ermenilere saldırarak, onları öldürmeye teşvik etmekteydi.

Şeyh al-Bişri tarafından 1909 yılında verilen fetva, 1917 yılında Mekke Şerifi al-Huseyn ibn Ali tarafından yayınlanan ve tüm Müslümanları, Ermenileri koruma buyruğuyla “Onlar, Müslümanlar tarafından korunan bir millettir ve Muhammet peygamber onlarla ilgili “Onların bir ipini dahi çalanın ahret gününde ben karşısına çıkacağım” demişti, bu yüzden ve ihtiyaç duydukları her şeyi onlara sunmalısınız…” pekiştirilmiştir.

Türkiye başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2009 yılında “Müslümanlar soykırım yapmamıştır” dediğinde sadece kısmen doğruydu.

 “İyi Müslümanlar soykırım yapmamıştır” demeliydi.

1915’te Ermeni Soykırımını gerçekleştiren İttihatçılar, İslam’ın kutsal kitabı Kurana göre Müslüman değildi

Onlar, toplu kıyımlar tertiplemek amacıyla İslam’ı uygun bir bahane olarak kullanan canilerdi.

Büyük şeyh al-Azhar’ın merhametli fetvası günümüzde de bir gerçek olarak tınlamaktadır. Özellikle de Müslüman dünyasının Ramazan bayramını kutladığı bu günlerde.

İngilizceden Ermeniceye çeviren: Ruzanna Avagyan

Ermeniceden Türkçeye çeviren: Diran Lokmagözyan

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *