“Kaliforia Courier” gazetesi
yayıncısı ve editörü.
Başkan Obama tarafından Türkiye’ye ABD elçisi tayin edilen Francis Ricardone, binlerce Hıristiyan kilisesinin terzil ve yok edilmesini örtbas etmekten dolayı sert eleştirilere hedef olduktan sonra, Türkiye’de 1915 yılına kadar faal olan kiliselerin büyük bir kısmının günümüzde kullanılmadığını belirterek kendi kendisiyle çelişki içine düştü.
Elçi Ricardone, adaylığının son 12 ay içinde ikinci defa olarak senatörler tarafından reddedilebileceğinin bilincinde olarak son zamanlarda kendisi tarafından yapılan Türk dezenformasyonunu tekzip etti.
Bir yıl önce Obama tarafından Türkiye elçisi tayin edilen Ricardone’ye karşı senatör Sam Braunback (Kansas) tarafından, Mısır’da görev yaptığı süre içinde başkan Mubarek’in diktatör rejimine yönelik çok olumlu yaklaşım içinde olduğundan dolayı adaylığına “engel” konulmuştu. Bunun üzerine Obama, Senato tarafından tasdik gören bu süreci es geçerek, Kongre tatildeyken Ricardone’yi Türkiye’ye ABD elçisi olarak tayin etti. Ricardone’nin adaylığı yılsonuna kadar Senato tarafından tasdik edilmezse yetkileri son bulacak ve Washington’a dönmeye mecbur olacak.
Elçi Ricardone, Senatonun dış ilişkiler komisyonunda 2 Ağustosta yaptığı konuşma esnasında devamlı olarak Türkiye hükümetinin güttüğü dış ve iç siyasetinden bahsederek, bu sefer de bir başka diktatörlük rejiminin sözcülüğüne soyunmaktaydı.
Senatör Robert Menendez’in (New Jersey) yazılı sorularını cevaplandırırken gayrı samimi bir açıklama yaparak Türkiye’de 1915 yılına kadar var olan Hıristiyan kiliselerinin büyük bir kısmının günümüzde de faal olduğunu belirterek kendisini daha da zor bir duruma soktu.
Elçi tarafından yapılan bu açıklama Amerika Ermeni toplumu arasında olay oldu. Dini önderler tarafından dışişleri bakanı Hillary Clinton’a kızgın mektuplar gönderilerek Ricardone’nin sahte açıklaması sert bir şekilde tenkit edildi. Amerika Ermeni Davası Konseyi tarafından Ricardone’nin sahte açıklamalarını tekzip etmesi, sözlerini düzeltmesi ve özür dilemesi talep edilmekteydi. Geçen haftaki makalemde senatörlere Ricardone’nin adaylığını reddetmeleri çağrısı yapmaktaydım.
Elçi Ricardone, adaylığının tasdik edilmesinin ciddi bir şekilde tehlike içinde olduğundan endişe duyup geçen hafta yeni bir açıklama yaparak bir önceki hatalı açıklamasına ters düştü.
Senatör Menendez’in yönelttiği soru şuydu.
“Sizce, 2000 üzerindeki Hıristiyan kiliselerinden kaçı 1915’e kadar faal olmuştur ve günümüz Türkiye’sinde yaklaşık olarak kaçı hâla kilise olarak faal durumdadır”?
Elçi Ricardone’nin ilk cevabı “1915 yılına kadar faal olan Hıristiyan kiliselerinin büyük bir kısmı hâla kilise olarak faal durumdadır. Büyük önem arz eden kiliselerin bir kısmı müzeye dönüştürülmüştür, kalanını restore etmek ya mümkün değildir, ya da kullanılmadıklarından dolayı camiye çevrilmişlerdir”.
Elçi Ricardone’nin yeni cevabı.
“Müsaade ederseniz sözlerimi netleştirmek ve düzeltmek istiyorum. 1915 yılına kadar faal durumda olan kiliselerin büyük bir kısmı günümüzde kilise olarak faaliyet göstermemektedir. Türkiye’deki Hıristiyan cemaatleri temsilcilerinin açıklamalarına istinaden 1915 yılında ve o tarihe kadar faal durumda olan 200-250 kilisede Hıristiyanlar yılda asgari olarak bir kere ayin yapabilirler. Çok sayıda kilisede din adamı eksikliğinden ve yerel Hıristiyan cemaatlerinin sayıca azlığından dolayı Hıristiyanlar her hafta ayin ifa edememekteler. Büyük öneme haiz bazı kiliseler günümüzde müze olarak faaliyet göstermekte, diğerleri ise ya camiye çevrilmiş, ya da başka maksatlarla kullanılmaktadır. Kalanı ise ya restore edilmemekte, ya da belki de tamamen yok olmuşlardır”.
Elçi Ricardone’nin yeni cevabı kısmen doğrudur, binaenaleyh tamamen gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. İşte sebebi.
– Ricardone’nin belirttiği “Türkiye’de faal durumda olan 200-250 kilise” sayısı abartılmıştır.
– Ricardone’nin “Çok sayıda kilisede Hıristiyanlar din adamı eksikliğinden ve yerel Hıristiyan cemaatlerinin sayıca azlığından dolayı her hafta ayin ifa edememekteler” sözleri yanıltıcıdır. Çok sayıda kilisede ayin ifa edememenin gerçek sebebi, bu kiliselerin cami, müze, ahır veya depo olarak kullanıldığından dolayıdır, şayet tamamen yok edilmemişlerse tabii.
Araştırmalarımıza göre, 1915 yılına kadar Türkiye’de 4000’in üzerinde Hıristiyan kilisesi faaliyet göstermiştir.
– Tüm mezheplere ait 2000’in üzerinde Ermeni kilisesi (yaklaşık 2000 Ermeni Apostolik kilisesi, 200 Ermeni Katolik kilisesi ve 150 Ermeni Protestan kilisesi).
– 2000’in üzerinde Yunan Ortodoks kilisesi.
– 100’den fazla Süryani kilisesi.
– Bulgar, Rus, Gürcü ve Kıptilere ait birkaç kilise.
Bu 4000 kiliseden sadece 178’i (%5’ten az) Türkiye’de hâla faal durumdadır, bunların da büyük bir kısmı İstanbul’da bulunmaktadır.
– 52 Ermeni kilisesi. Bunlardan 40’ı Ermeni Patrikhanesi’ne bağlıdır (34’ü İstanbul’da, 6’sı farklı yerlerde). İstanbul’da bulunan 2 Ermeni Protestan kilisesi ve 10 Ermeni Katolik kilisesi.
– 87 Yunan Ortodoks kilisesi (74’ü İstanbul’da, 13’ü farklı yerlerde).
– 20 Roma Katolik kilisesi (12’si İstanbul’da, 8’i farklı yerlerde).
– 14 Süryani kilisesi.
– Diğer mezheplere bağlı 5 kilise.
Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti yönetimleri tarafından binlerce Hıristiyan kilisesinin yok edilmesinin olgusunu yumuşatmaya yönelik Elçi Ricardone’nin utanç verici denemesi telin edilmeye layıktır. Bu ve benzer sorulara verdiği sahte ve kaçamak cevaplar göz önünde bulundurulduğunda Ricardone’ye Türkiye nezdinde ABD’yi temsil etme izni verilmemesi gerekmektedir.
İngilizceden Ermeniceye tercüme eden
KARİNE GEORGYAN
http://asbarez.com/arm/108183/
Leave a Reply