Güneyli parlamenterler: Türkiye Lahey’e götürülsün

İran ve Türkiye’nin saldırıları karşısında Federe Kürdistan Bölgesi, tutum belirlemeye çalışıyor. Dün Barzani’nin çağrısıyla toplanan mecliste parlamenterler Kürtlere karşı Türk-Fars-Arap ittifakının kurulduğuna dikkat çekerek, Federal Hükümetin Türk devleti hakkında Lahey’de Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde dava açması çağrısında bulundu.

Tartışmalardan sonra Meclis İç İşleri Komisyonu bir protesto bildirisi hazırladı. Türkiye’yi özür dilemeye çağıran protesto metinin açıklanması son anda Meclis Başkanı Kemal Kerkuki tarafından engellendi.

Türk savaş uçaklarının saldırılarına ilişkin birbiriyle çelişen demeçler veren Mesut Barzani, Kürdistan Parlamentosu’nda krizi gündeme alan bir olağanüstü toplantı yapılmasını istedi. Barzani’nin çağrısının ardından parlamento dün toplandı. Kimi gözlemciye göre KDP’nin amacı saldırılara PKK ve PJAK’ın mal etmek, bunu önce Kürdistan Parlamentosu’na daha sonra da halka kabul ettirmekti. Bunu yapabilseydi PKK ve PJAK gerilla güçlerine Güney Kürdistan’ı terk edin diyeceklerdi.

Çünkü KDP uzun süredir PKK ve PJAK güçlerinin bulunduğu sınırlara karakol kurmak istiyor. Fakat gerilla güçleri bu alanlar bizim denetimizde sınırları da biz koruyoruz dolaysıyla hiçbir silahlı gücün bu alana yerleşmesine izin vermeyeceğiz demektir.

Ancak parlamentodaki tartışmalar başka bir eksene kaydı ve milletvekilleri Kürtlerin birliğine dikkat çekti. Dünkü oturumda Türkiye’nin saldırılarına karşı en sert tavrı ise Komala İslami Hareketi gösterdi. Parlamento dün yaşanan tartışmalardan bazı çarpıcı notlar şöyle:

‘MESELE PKK DEĞİL, HEDEF KÜRTLERİN BİRLİĞİ’

Komala İslami Hareketi parlamenteri: “Kürdistan’da çizilen bütün sınırların kaldırılması gerekiyor. Bunun için Kürdistan’ın dört parçasındaki Kürtler sınırlara doğru yürümeli” şeklinde konuştu.

Yekgırtu İslami hareketi parlamenteri: “Ancak şimdi Erdoğan savaş ve öldürmekten söz ediyor. Kendini İslam diyen devletler üzerimize silah ve topların namlusunu çevirdi. Bunlara cevap vermek gerekiyor. Bizi silahlarıyla boğmasına izin vermememiz gerekir. Erdoğan seçimden önce barış ve özgürlükten söz ediyor, şimdi ise savaş ve öldürmekten.”

YNK’li bir parlamenter: “Kürt halkının iradesi vardır. Hangi insan haklarına 6 aylık bebeği öldürmek sığar. Irak ve Türkiye Kürtlerin birlik olmasını engelliyor. Bundan sonra sınırlarını kaldırmak gerekiyor. Türkiye Kürtler arasında birlik olmadığını bildiği için bize saldırıyor. onun için birlik olmamız gerekir. Mesele PKK değil, bu bahane ile Kürtlerin birliği hedefleniyor ve bölgede Kürtleri statüsüz bırakılmak isteniyor. Bu yüzden ulusal birliği sağlamak gerekiyor.

Goran üyesi bir parlamenterler: “Bu savaş İran, Türkiye ve Irak hükümetlerinin ortak ittifakı sonucu oldu. Arap, Fars ve Türklerin Kürtlere karşı ittifakıdır. Hükümet bu sessizliğini bozmalı. Halk hükümetin sessizliğine tepkilidir.”

Goran üyesi bir başka parlamenter: “Katledilen insanlarımızın resimlerini her yere asılması ve her yere gönderilesi gerekiyor. Bu devletler imza artıkları sözlemlerin arkasında neden durmuyorlar? Türkiye işlediği bu katliamdan kaynaklı bütün Kürt halkından özür dilemeli. İsrail gemilerine saldırınca Türkiye İsrail’in kendilerinden özür dilemesini istiyordu. Neden Kürtlerden özür dilemiyorlar?”

Başka bir Goran parlamenteri: “Kaç kez PKK ateşkes ilan etti? Ama Türk hükümeti ısrarla savaşı dayatıyor. Biz her zaman bu ülkeler karşısında kendimizi küçük görüyoruz. Erdoğan buraya gelince her yeri Türk bayrağıyla donatıyoruz.

PROTESTO BİLDİRİSİNİ KERKUKİ ENGELLEDİ

Türkmen ve Kürdistan Sosyalist Partisi’nin bir üyesi dışında bütün parlamenterler Türkiye’ye sert şekilde tepki gösterilmesini isterken, sabah 10.00’da başlayan meclisteki toplantı gece 23.00’e kadar sürdü. Meclis İç İşleri Komisyonu ise tartışmalarda dile getirilen görüşlerden yola çıkarak bir protesto bildirisi hazırladı ve Federal Kürdistan Parlamento Başkanı Kemal Kerküki’ye sundu. Kerkuki’ metinde yer alan ‘Komşu ülkelerin istihbarat ve askeri görevlilerinin ülke sınırları dahilinde bulunmasının engellenmesi’ maddesinin çıkartılmasını istedi. Ancak muhalafet bunu kabul etmedi. Basın bildirisinin açıklanması için basın mensuplarının çağrılmasına rağmen Kerkuki bu maddeden dolayı metne imza atmadı. Basın toplantısı iptal edilirken meclisteki metin krizinin de sürdüğü öğrenildi. İşte parlamentoya yakın kaynaklardan aldığımız bilgiye göre Meclis iç komisyonun hazırladığı belgede şu maddeler yer aldı:

– Komşu ülkelerin istihbarat ve askeri görevlilerinin ülke sınırları dahilinde bulunmasının engellenmesi.

– Türkiye ve İran saldırılarını durdurmalı. Federal Kürdistan hükümeti Irak hükümeti aracılığıyla BM üzerinde baskı kurmalı. Bu gündemle ilgili BM’nin toplantı yaparak tutum alması sağlanmalı.

– Federal Hükümet Türk devleti hakkında Lahey Uluslararası Savaş Mahkemesi’nde dava açmalı.

– Türk hükümeti ve devleti resmi düzeyde Kürdistan halkından ve Kürdistan Federal Hükümet’ten özür dilemeli. Saldırılardan zarar görenlerin ziyanları tespit edilerek gerekli ödeme gerçekleştirilmeli.

– Türk devletinin son saldırılarında medyaya yansıyan ölen sivil sayısı 7 değil 12’dir. Saldırılarda tarım ve ziraatla uğraşan toplam 670 insanımız Sideka alanına göç etmek zorunda kaldı.

– Sayısı 500 ila 600 arasında değişen bal üreticisi yerleşim yerlerini terk etmek zorunda bırakıldı.

– 400 hane evlerini bağ ve bahçelerini terk etmek zorunda kaldı.

– 121 aile Werte alanına göç etti.

– Pejder kazasından Navder alanında halk evlerini tamamen boşaltarak göç etmek zorunda kaldı.

Meclis başkanı Kemal Kerküki’nin ilk maddeye karşı çıkmasına rağmen Kürdistan parlamentosu kuruluşundan beri ilk kez önemli tartışma yürüttü. Özellikle İslamcı kesim başta olmak üzere muhalefetin Türkiye ve İran’a karşı net tutum alması PKK çevreleri tarafından da taktirle karşılandı.

YUSUF ZİYAD

26.08.2011

ANF

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *