Sakin ama sert

ÖZGÜR MUMCU

Hopa pankartları, Ermenice afişler, Güneydoğu’dan beklenen oy artışı ve görkemli katılım CHP’lilere umut veriyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kazlıçeşme mitingi belki partililerin bile beklemediği bir katılımla gerçekleşti. Miting alanında konuştuğum bazı eski CHP’liler meydandaki kalabalığın 1977 Taksim mitinginden dahi fazla olduğunu söylüyordu.

CHP’nin demokrasi raporunda somutlaşmaya başlayan sola yönelim, meydana da yansımıştı. Bir pankartta devrimci Kemal yazarken, başka bir pankartta Hopa’da öldürülen Metin Lokumcu’nun fotoğrafı seçiliyordu.

Milletvekili adaylarından Sezgin Tanrıkulu, Güneydoğu’da CHP’ye yönelik ilginin büyük olduğunu ve bölgeden çok sayıda milletvekili çıkarabileceklerini söyledi. İstanbul ikinci bölgeden aday olan Melda Okur da, Binnaz Toprak da seçim sonuçlarından umutlu görünüyordu. Hepsinin ortak noktası AKP’nin inişte, CHP’nin ise çıkışta olduğunu belirtmeleri. 

Metin Lokumcu için sert eleştiri

Kemal Kılıçdaroğlu, saat 17.00’ye doğru Kazlıçeşme’ye vardı. Yoğun bir coşkuyla karşılandı. Konuşmasına “Recep’in öfkesine karşı Kemal’in sakinliği var” diye başladı. Konuşmanın geneli de Tayyip Erdoğan’ın son zamanlardaki öfkeli siyaset yapma tarzına yönelik bir eleştiriydi.

Kılıçdaroğlu, “Hopa’yı savaş alanına çeviren, Tayyip Erdoğan’ın öfkesidir” dediğinde meydandaki kalabalığın dalgalanması, mitinge gelenlerin de aynı fikirde olduğunu gösteriyordu. Kazlıçeşme’den Hopa’ya böyle selam yollayan CHP Genel Başkanı, yaralanan polisin de, ölen emekli öğretmenin de ailelerini aradığını söyleyip, Erdoğan’ın Metin Lokumcu hakkında söylediklerini kınadı.

CHP liderinin ilk dönemlerdeki tutukluğundan pek eser kalmadığı gözlemleniyor. Projelerini anlatırken rahat ve kendine güvenliydi. Söylemine emek ve özgürlük vurgusunun iyice yerleştiği anlaşılıyor. Bu durum “CHP, işçinin, memurun ve çöpten kâğıt toplayanların partisidir” demesinden de anlaşılıyor. Meydandaki kitlenin de bu söyleme açık olduğunu göstermesi, CHP’nin değişiminin tutmaya başladığının bir işareti. “Yoksulları özgür kılacağız” ya da “Biz özgürlük diyoruz, onlar baskı” diyerek sosyal demokrat kimliği iyice sahipleniyordu. Zaten daha sonra da aile sigortası gibi sosyal demokrat projeleri anlattı.

Konuşmanın önemli bir kısmı, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ı televizyon programına çıkmaya davet etmesine ayrılmıştı. Belli ki bu konu hakkında konuşmayı seviyor. Mitingi izlemeye gelenler de en çok bu bölümde eğleniyor.

Sakin üslubuna rağmen Kılıçdaroğlu, Erdoğan hakkında konuşurken sertti. “Irak’ta Müslümanlara tecavüz edilirken Amerikan askerlerine başarı dilemedin mi, şimdi ne oldu da kaplan kesiliyorsun”, “Dişlerini sökeceğim onun”, “Sana doğru yolu göstereceğim” aldığım notlardan bazıları. Erdoğan’ın kendisi hakkında kullandığı “edepsiz, ahlaksız ve alçak” gibi ifadelerin de bu üslupta payı olabilir.

CHP lideri, seçimin son bir haftasında sakin ama sert bir üslupla Tayyip Erdoğan’ın öfkesinin artmasını bekleyecek gibi görünüyor. Neticede öfkenin AKP’ye artık oy kaybettirdiği açık. 

AKP’nin yeni dönemi

Mitinglerde havaya salınan güvercinlerin sahibine, havaya salınan kuşlara sonra ne olduğunu sordum. Eve dönüyorlar dedi. Erzurum’dan bırakılsalar, İstanbul’daki evi buluyorlarmış.

CHP de benimsemeye başladığı sosyal demokrat ve özgürlükçü söylemle geniş bir ev olmaya çalışıyor.

Hopa pankartları, Ermenice afişler, Güneydoğu’dan beklenen oy artışı ve Kazlıçeşme’deki görkemli katılım partililere umut veriyor.

12 Haziran ise bu umudun sınavı olacak. Görünen o ki CHP yüzde otuzu görürse, AKP’nin üçüncü dönemi çok zor geçecek.

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1051780&Yazar=ÖZGÜR MUMCU&Date=06.06.2011&CategoryID=97

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *