Sasun (Sason)

Sasun (Sason), Sanasun, Sanasunk: Büyük Hayk’ın Ağdznik Eyaleti’nde bulunan ve en eski merkezinin Sanasun Kalesi olan tarihi-coğrafi bölge.

Sasun Bölgesi’nin büyük bir kısmı dağlık olup Ermeni Torosları dâhilinde bulunmaktadır. Bölgenin en yüksek tepeleri Marutasar veya Maratuk (2967 m), Andok (Andokasar, Andok Dağı, 2830 m), Kepin veya Surb/Aziz Hakob (2811 m), Dsovasar (2721 m) ile Simsar veya Kurtik Dağı’dır (2685 m).

Kağirt (günümüzde Batman), Khulp (Kulp), Talvoriki Cur, Sasnacur ve Kharzan nehirleri, Sasun dağlarından doğarak Tigris’e (Dicle) dökülmektedir.

Sasun, zengin yeraltı kaynaklarına, demir, bakır ve tuz ocaklarına sahiptir. İklimi serin ve sağlıklıdır. Sasun bölgesi sık meşe ve ceviz ormanlarıyla tanınmıştı. Halk, genellikle tarım (buğday, darı, arpa ve yulaf), bağcılık ve meyvecilik (nar, üzüm, elma vs.), hayvancılık, arıcılık ve zanaatlarla (demircilik, silah imalatı) uğraşmaktaydı.

Sasun bölgesinin başlıca kutsal yerleri Havari Surb (Aziz) Petros (Maratuk eteklerinde, bölge dini önderinin mekânı) ve Surb Astvadzadzin (Maratuk zirvesinde) manastırları olmuştur. Diğer manastırlar içinde en tanınanları Surb Ağberik (Vandir), Surb Teodoros, Surb Hovhannes, Surb Sargis, Surb Gevorg, Surb Khaç (Haç), Surb Hakob, Surb Varvar, Surb Jretsvank ve Karasun Mankunk’tur.

Sasun bölgesi, sırasıyla Van Ermeni Krallığı (Urartu, M.Ö. IX.-VI. yüzyıllar) ve Yervanduni (VI.-III. yüzyıllar), Artaşesyan (II-I. yüzyıllar), Arşakuni (I.-IV. yüzyıllar) hanedanlıkları dönemlerinde Ermeni Krallığı bünyesinde bulunmuştur. Arşakuni hanedanlığının çöküşünden (428) sonra Sasun, tabii konumu sayesinde özerkliğini korumaya muvaffak olmuş ve Ermeni halkının kurtuluş mücadelesinin merkezlerinden birini oluşturmuştur. Sasun halkı, 510’larda Ermenistan’a saldıran Hunları Mjej Gınuni önderliğinde imha etmiştir.

VII.-VIII. yüzyılda Arap saldırganlara karşı yürütülen mücadeleyi yöneten Mamikonyanlar, diğer ulaşılması zor, dağlık bölgeler gibi Sasun’u da üs olarak kullanmışlardır. Arap işgali sonrasında da Sasun’un dağlıları mücadeleye devam ederek Dadaoğlu Hovnan önderliğindeki 749–752 ayaklanması sonucunda halifeliği, Sasun yöneticisi olarak bir Ermeniyi, Hovnan’ı atamaya mecbur etmişlerdir.

VIII. yüzyıl sonlarında Sasun’da, Mamikonyan sülalesinin bir devamı olan Tornikyanlar hüküm sürmüş ve komşu Taron Bölgesi’nin Bagratuni yöneticileriyle işbirliği yaparak Arap karşıtı mücadeleyi yönetmişlerdir. Sasunlular, Muş’ta üslenmiş olan Arap ordu birliğini 851 yılında Hovhan Khutetsi önderliğinde imha edip ordu komutanı Yusuf’u öldürmüşlerdir. 852 yılında Buğa önderliğinde Ermenistan’a saldıran Arap ordusu, Sasun’da 30 bin kişi katletmiştir. Tornikyanlar, büyük kayıplara rağmen Sasun’u ellerinde tutmayı başarabilmişlerdir. “Sasna dzrer” (Sasunun delileri) kahramanlık destanı, Sasun’un Arap işgalcilere karşı sürdürdüğü mücadeleyi anlatmaktadır.

Sasun 885 yılında, Taron Beyliği bünyesinde, Bagratuni Ermeni Krallığı’na dâhil edilmiştir. Bizans’ın, 966 yılında Taron’u ilhak etmesine rağmen Tornikyanlar, Sasun’daki mevzilerini koruyarak Bagratunilere tabi olmaya devam etmişlerdir. Sasunlular 1056 yılında Sasun’a saldıran Selçukluları yenerek bağımsızlıklarını koruyabilmişlerdir. Ermeni beyliği, özellikle XI. yüzyılın ikinci yarısında, Taron’un önemli bir bölümü ve Andzit ile Aşmuşat bölgelerini kendisine tabi kılarak yabancı istilacılara karşı gereken dersi veren Tornik (Arap kaynaklarında “Sasun kralı-Melik al Sanasina” olarak geçmektedir) yönetimi zamanında güçlenmiştir. Tornik’in (1075 yılında Pilartos Varajnuni ve Ağdznik Emiri Mırvanyan tarafından ihanet sonucu öldürülmüştür) halefleri olan Çordvanel (1075–1120) ve Vigen (1120’ler–1175) zamanında da Sasun Beyliği mevzilerini korumuştur. Vigen, beyliğin batı sınırlarını Yeprat’a (Fırat) kadar genişletmeye muvaffak olmuştur. Vigen’in torunu Şahınşah (1175–88), Khlat (Ahlat) Emiri Beg Temur’u yenerek esir almış, fakat Tardzayn veya Tardzenk kalesini fidye alarak tekrar serbest bırakmıştır. Beg Temur yeni güçlerle Sasun’a saldırıp Şahınşah’ı yenilgiye uğratmış ve sonuç olarak Şahınşah, kardeşleriyle birlikte Kilikya’ya göç ederek, Kilikya Ermeni kralı II. Levon tarafından kendisine verilen Selevkia Kalesi’ne yerleşmiştir.

Moğol hükümdarlığı zamanında Sasun, “Büyük Hayk” eyaletine dâhil olup yarı-özerk durumunu koruyabilmiştir. 1260’larda Hulagü Han, Sasun’u işgal ederek kendi beyliğine katmıştır. Hulagü, Sasun yöneticisi olarak II. Sadun Ardsruni’yi atamıştır. 1387 Lenk Timur saldırıları esnasında Taron halkı, Sasun dağlarına sığınarak kırım ve esaretten kurtulmuştur.

Sasun, XVI. yüzyılda yarı-özerk durumunu koruyarak Osmanlı yönetimi altına girmiştir. Bu sürede Sasun bölgesine Kürtler yerleşmeye başlamışlardır.

Kürtler, zamanla Ermeni feodallerin topraklarını zapt ederek, Sasun bölgesinin bazı kısımlarında (Khulp/Kulp, Hazzo, Havedan, Motkan) beylikler kurar. Bazı bölgeler (Khut-Bırnaşen vs.) Ermeni ve Kürt beyleri tarafından ortaklaşa yönetilmekteydi.

XIX. yüzyılın 70’li yılları sonundan itibaren Sasun bölgesi, Bitlis Vilayeti’nin Bitlis, Muş, kısmen de Genc (Genç) ve Sığerd (Siirt) Sancaklarına dâhil edilmiştir. Sasun bölgesi, Asıl Sasun, Şatakh, Talvorik, Tsovasar, Khut-Bırnaşen, Kharzan, Motkan, Hazzo-Khabılcoğ, Pısank, Khiank ve Khulp (Khulb) bölgelerinden meydana gelmekteydi. XX. yüzyıl başında bölgenin 400 yerleşim yerinin 250’si Ermenilerle meskûn olmuştur.

Sasun, XIX. yüzyıl sonunda Ermeni hürriyet hareketinin merkezine dönüşmüştü. Arabo, V.Goloşyan, M.Damadyan, H.Boyacıyan (Büyük Murat), Hrayr, Gevorg Çavuş, Ağbür Serob, Andranik, Spağanats Makar, Sebastatsi Murad, Mışetsi Sımbat, Şeniktsi Manuk, Kaydsak Vağarşak ve diğer fedailer bölgede faaliyetlerini sürdürmekteydi.

Ermenilerin hürriyet sevdasını yok etmek için Osmanlı hükümeti 1890’lı yılları başında Ermeni-Kürt çatışmalarını körüklemiştir. 1894 yılının Haziran-Temmuz aylarında, Sasun’a saldıran Osmanlı ordusu, Sasun Ermenilerinin kahramanca karşı koymasını kırarak ele geçirilen yerleşim yerlerinde katliamlar (10–16 bin ölü) tertiplemiştir. Buna mukabil Ermeniler yine de mücadeleye devam etmiş ve 1904 yılında Osmanlı hükümetinin tertiplediği yeni silahlı saldırılarına karşı (1894 ve 1904 Sasun isyanları) ayaklanmış, fakat öz savunma mücadelesinde tekrar yenilgiye uğramışlardır. Osmanlı hükümeti, Ermenilerin karşı koymasını bastırdıktan sonra halkın dağlık bölgeleri terk edip Muş Ovası’na yerleşmesini talep etmiştir. Lâkin Sasunlular bunu reddedip gerilla mücadelesine devam etmişlerdir.

Soykırım esnasında Sasun Ermeni halkı yaklaşık 6 ay boyunca (Mart-Ağustos) 30 bin kişilik Osmanlı ordusu ve Kürt başıbozuklara karşı kahramanca karşı koyma sergilemiştir. Sasun’un 60 bin kişilik nüfusundan hayatta kalabilen 15 bin Ermeni, Doğu Ermenistan’a sığınarak Aştarak ve Talin bölgelerindeki köylere (günümüzde Ermenistan Cumhuriyeti’nin Aragadsotın Eyaleti bölgesinde) yerleşmişlerdir.

1980-90’lı yıllarda Sasun’un ondan fazla köyünde (Ağbi, Dalhor, Khabılcoz, Mıdsği, Pışut, Pısank vs.) hâla belli sayıda Ermeni yaşamakta (bir kısmı Kürtçe konuşan) ve kapalı, içe dönük bir hayat sürmekteydi.

Küçük Ermeni Ansiklopedisi, 4. Cilt, Yerevan, 2003.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *