HOROMOS MANASTIRI

Tarihçe

“Şirak bölgesindeki Horomos adındaki manastır, fakirleri gördüğünde onlara giysilerini bahşedecek kadar merhametli Hovhannes tarafından yaptırılmıştır. Gelen geçen ve seyyahların kendilerini evlerinde hissedebileceği ve dinlenebileceği bir yer olmasını istemiştir. Aynı merhamet o manastırda bugün de sürmektedir.”

– Taronlu Stefanos Asoğik

1920 öncesi Horomos manastırını gösteren eski fotoğraf

Horomos manastırı, Ani’nin 15 km kuzeydoğusunda, Arpaçay’ın yanındadır ve oraya nehrin koyağının kenarından geçen zorlu bir yoldan ulaşılır. Ani Krallığı’nın en önemli dini ve kültürel merkezlerinden biriydi ve Ermenistan’da monastik uyanışın dönemi olan Kral I. Abas’ın hükümdarlığında (943-953) yaptırılmıştır. 11inci yüzyılda yazan Stefanos Asoğik’in sözleri, bu manastırın bir kervan yolu üzerinde yapılmış olduğunu ima etmektedir.

 1. Bir ihtimalle Horomos’ta üretilmiş olabilecek 1232 tarihli Ermeni elyazması (Aziz Markos İncili başlık sayfası)

2. Kiliseleri gösteren 19uncu yüzyıl resmi

Horomos’un önemi, Bagratid Krallığı’nın Ani’ye taşındığı 961 yılında oldukça artmıştır. Bagratidler, manastırı bir kraliyet kabristanına çevirdiler. 982’de Müslüman işgalciler tarafından yağmalanıp yakılmış, ancak kısa zamanda yeni şapel ve kilise inşa ettiren Bagratid hükümdarlarının öncülüğünde yeniden yapılanmıştır.

1.Üç kiliseye kuzey yönünde bakarken, zafer takı ufukta anca görülmektedir

1. Üç kiliseye yakından bakış

Manastırın, Türklerin Ani’yi 1064’te fethinden hemen sonraki hikayesi bilinmemektedir. Bir aradan sonra, 1174 kadar erken bir tarihte, binalarda, iane imalı yazıtlar yeniden yerlerini almaya başlamıştır ve 1180 tarihli bir metin, buradan ünlü bir dini ve kültürel yer olarak bahsetmektedir. Horomos, Ani’yi 13üncü yüzyılda Mkhargrdzeli hanedanı adına yöneten feodal aileler için önemli bir mezarlık olmuştur. Manastırın büyük kütüphanesi ve etkin hatt odası (“scriptorium”) vardı, ve Ani ile kuzey Ermenistan başpiskoposlarının burada ikamet ettiği sanılır.

1. Eski bir fotoğraftan, manastırın ana bölmesinin doğu yüzüne dıştan bakışı

2. Bugün aynı bakış

Horomos’ta ortaçağın en son tarihli yazıtı 1336 tarihlidir. O zamandan 17nci yüzyıla kadar, manastırın tarihi bilinmez ve bu ara dönemde terk edilmiş olması mümkündür. 1788’de manastır yenilenmiş, dış duvarları yeniden yapılmış ve çan kulesi yapılmıştır (veyahut eskisinin yerine yeniden yapılmıştır). Gezgin John Ussher, Horomos’u 1860’ların başlarında ziyaret etmiştir ve ona bekçilik yapan tek bir keşişle, onu harap durumda bulmuştur. Daha başka yenilenmeler ve restorasyonlar 1852, 1868, 1871 ve 1878’de gerçekleştirilmiştir.

Aralarında H. F. B. Lynch‘in de bulunduğu birçok Ani ziyaretçisi, Horomos’ta kalmıştır ve manastır 1920’ye kadar işlevini görmeye devam etmiştir. Rusların elinde bulunduğu dönemde manastırın ana bölümünü bir köy çevrelemiştir, ancak bu köy şu an tamamiyle boştur. Manastır, 1920’den beri kayda değer tahribata maruz kalmıştır. Bazı binalar tamamen yok olmuştur ve geriye kalan duvarların çoğunun kaplama taşı yağmalanmıştır. Aziz Yahya Kilisesi’nin kubbesi 1970’lerde çökmüştür. Manastıra kolay olmayan ulaşım, şimdi hemen hemen imkansızdır.

1. Kubbenin çökmesinden önceki görünümü

2. Aziz Yahya kilisesi ve jamatunu

Horomos manastırı aynı zamanda Ğoşavank (Ghoshavank) olarak da bilinirdi. Bu isimlerin kökeni yeterince açıklanamamıştır. 13üncü yüzyıl Ermeni yazarları, Horomos manastırının Roma (Bizans) İmparatorluğu’ndan kaçan keşişler tarafından kurulduğuna ve bu ismin bu olaya bağlı olarak “Romalılardan” anlamına geldiğine inanmıştır. Benzer bir açıklama da 12nci ve 13üncü yüzyıllarda Ermeni Patrikhanesi’nin mevkiinin bulunduğu Kilikya kalesi Hromkla için yapılmaktadır.

Tarif

Manastır iki ayrı grup yapıdan oluşur. Manastırın ana bölümü Arpaçay’a bakan uçurumların kenarında, yarımadanın en yüksek bölgesinde takviyeli duvarlarla çevrilmiş bir alanın içindedir. Ana kompleksin altında ve kuzeyindeyse bir yükseltinin üstüne sıralanmış ve nehrin kurumuş kıvrımıyla çevrilmiş üç kilise vardır.

 Manastıra yakın başka kalıntılar da vardır. Yaklaşık 500 m kuzeye doğru, Ani’ye giden yol üzerinde, manastırı yukarıdan seyreden ve “zafer takı” olarak bilinen bir yapı vardır. Manastırın 2 km kuzeyindeyse asıl adı bilinmeyen ayrı kalmış bir kilise vardır. Bugün, yakındaki köyden ismini alarak Taylar Kilisesi olarak bilinir ve muhtemelen 10uncu yüzyılda inşa edilmiştir.

Binaların Ana Grubu

Ana kompleks takviyeli duvarlarla çevrili bir dikdörtgen alan içindedir. Bu duvarların sadece bazı parçaları kalmıştır. Bu kapalı alanın girişi kuzey duvarının batı ucundaymış. Bu girişin sağına doğru birkaç büyük ve son derece süslü mezartaşı(khatchkar)nın yerleştirildiği bir çeşit uzantı bulunmaktaymış. Khatchkarlar için sıradışı bir biçimde, hepsi kuzeye dönükmüş. Bugün hepsi yıkıktır.

Çevrili alanın içinde şu an viran olan iki grup bina halen varlığını sürdürmektedir. İlk grup, manastırın en önemli kilisesi olan ve jamatunu, yani dış holü, Horomos’un en önemli yapısı olan Aziz Yahya Kilisesi’nin etrafında toplanmıştır. “The house of the relıcs” olarak bilinen ikinci grup, ilkinin güneyinde kalır. Önceden jamatunun önünden kapalı alanın girişinin etrafını bir dış avluya çeviren duvar geçermiş. Bu dış avlunun içinde misafirler için bir han olduğu düşünülen bir bina ve kapalı alanın güney ucunda ise keşişlerin kullandıkları bir sıra hücre varmış. Bu iki yapı da 20nci yüzyılın başlarında yıkıkmış, bugün ise tamamen yok olmuştur.

Jamatun ve Aziz Yahya
(Surb Hovhannes) Kilisesi

1. Aziz Yahya Kilisesi’nin güney yüzüne yakın birkaç binayı gösteren eski fotoğraf

2. Aynı binaların şimdiki hali

“Ermeni devrinin 487nci yılında (1038) ben, Gagik Şahenşah’ın oğlu Hovhannes Şahenşah, Kulp’taki meyve bahçelerimi Horomos’ta jamatunuyla birlikte inşa ettirdiğim Surb Hovhannes Kilisesi’ne bağışladım. Ve de Petros Efendinin Patrikliği ve Peder Hovhannes’in piskoposluğu sürdükçe, gümrük resminden muaf senelik yüz yük tuz bahşediyorum. Eğer ki bizden sonra biri bu hükme ve benim bağışıma muhalif olursa, Tanrı önünde benim günahlarımdan sorumlu olacak ve yaşamında ve ölümünde Nikea’da (İznik) toplanan 318 patrik tarafından lanetlenecektir. Ve bu hükme uyanlar İsa tarafından kutsanacaktır.”

– jamatunun batı kapısının üzerindeki yazıt

Yukarıda bahsedilen Hovhannes, 1020 ile 1042 yılları arasında Ani’ye hükmetmiş Kral Hovhannes-Smbat’tır. Manastırın ana kilisesi, Aziz Yahya Kilisesi, kubbeli hollü dikdörtgen tipindeydi. Yarım daire şeklindeki kubbenin bingilerle desteklenmiş silindrik alnı ve koni şeklinde dış çatısı vardı. İçi çok sadeydi, ancak muhtemelen 13üncü yüzyıldan kalma resim kalıntıları vardı. Daha eski kiliselerde bulunan bir özellik olarak, apsiste iki penceresi vardı. Kuzey, güney ve doğu yüzlerindeki kama şekilli dış nişler, kilisenin ilk tasarısının daha sonraki eklemelerden etkilenmeyecek bağımsız bir yapı olduğunu göstermektedir. Bu nişlerin batı yüzünde eksik olmaları ve batı kapısının sadeliği, jamatun eklemesinin baştan düşünüldüğü kanaatini uyandırmaktadır.

1. Aziz Yahya kilisesinin kalıntısı

2.  Jamatunun batı yüzü

Kiliselerin batı cephelerine jamatun uzantılarının eklenmesine, 10uncu yüzyıldan itibaren ama özellikle 13üncü yüzyılda rastlanır. Jamatun kelimesi “kilise ev” demektir ve toplantı mekanı olarak ve cenaze kaldırmak için kullanılmıştır (kilisede cenaze kaldırmak yasaktır).

1. Aruits jamatunu, eski fotoğraftan alıntı

2. Jamatunun bugünkü hali, kuzeydoğuya bakış

Aziz Yahya kilisesinin jamatunu, Horomos’ta ayakta kalan en önemli yapıdır ve Ermeni mimarisi tarihinde önemli bir yeri vardır. Kiliseyle hemen hemen aynı zamanda ve kapıdaki yazıtta bahsi geçen 1038 yılından önce inşa edilmiş olan bu yapı, jamatuna çok eski bir örnektir. Aynı zamanda, çok sıradışı bir plana ve, bu tasarım tipine daha ziyade 12nci yüzyılın sonlarında rastlanıldığı için, dönemi için de sıradışı olan süsleme unsurlarına sahiptir.

1. Jamatun ve kilisenin güney yüzü

2. Güneybatı köşesinden kuzeydoğuya bakarken jamatunun içi

Jamatunun çatısı iri ve yuvarlak kemer sırasıyla desteklenmektedir. Bunlar odada her iki yönde de kesişir ve dört büyük sütunun üzerine yerleştirilmiştir. Bu sütunlar kalın ve kısa, sade ve karınlı sütun başlığı ve pabuçlarına sahip, sekizgen kaidenin üzerine yerleştirilmiştir. Kemerler, tavanı dokuz dikdörtgen bölmeye ayırmıştır. Ortay eksenin üzerindeki kemerler, içerde doğu-batı yönünü vurgulamak ve geçitlerle böğürlenmiş orta kısım görünümünü vermek için daha uzundur.

1. Jamatunun içinde, doğuya bakarken

2. Sekizgen piramit tonoz ve gözpencere

3. Piramit tonozun güneyindeki tavan

Orta sahının tavanları, geçişin köşe kemerleriyle sağlanmasıyla kare duvar açıdından sekizgen şekline geçmiştir. Orta bölmenin düz tavanının yerini, gözpenceresinde biten sekizgen piramit tonoz (çatı kemeri) almıştır. Gözpencere, uzun ve zarif sütunlara oturtulmuş kubbe kulesi ile dıştan örtülmüştür. Bu kule, çan kulesi işlevini görmüştür. Piramit tonoz, sekizgen koniye benzemektedir ve bu koninin düz yüzeyleri, az mücessem kabartmalar ve süslemelerle donanmış bir sıra pano teşkil etmektedir. Doğuya bakan pano en ilgincidir. İki bölmeye ayrılmıştır. Üst bölmede, Tanrı, kavisli taht sayvanı altında oturur vaziyette gösterilmektedir (Lynch ise bu şahsı Meryem Ana olarak tanımlamıştır). Başının her iki tarafında da birer melek ve yanında Dört Vaiz(Evangelist)i temsil eden kartal, arslan, boğa ve insan simgeleri vardır. Panonun alt bölümünde ise, dörder kişilik iki sıra gösterilmektedir. İki sıranın arasındaki yazıt, üstteki dört kişinin Aziz Kirkor (Surp Krikor Lusavoriç – Saint Gregory the Illuminator), iki oğlu Aristakes ve Vrtanes, ve de Vrtanes’in oğlu Yusik olduğunu beyan eder.

1. Gözün üzerindeki çan kulesi

2. Birkaç haçkardan meydana gelen duvar

Orta geçidin kuzeyinde ve güneyindeki tavanlar da düzdür ve zengince süslenmiştir. Her tavanın ortasında, başı doğuya dönük bir haç vardır. Haçın her kolunun arasındaki açının içinde, ortak merkezli dolgu kalıplamayla çevrili çukur biçiminde rozet oyulmuştur.

Jamatunun içi, günümüzde pencerelerin tümünün ve kapıların çoğunun kapatılmış olmasından dolayı, çok karanlık ve kasvetlidir (bina koyunlara barınak olarak kullanılmaktadır). Duvarlar ve kemerler, özellikle kulenin altı, Ermenice yazıtlarla kaplıdır

Aziz Yahya Kilisesi’ne bitişik yapılar: Ruzukan Kabri

Günümüze ulaşmayan bir yazıt, Hatlu Hatun’un 1215’te bu şapeli ebeveynleri, özellikle de annesi Ruzukan, ve de ailesinin diğer bireylerinin mezarları için yaptırdığını kaydetmiştir. Kabir, Aziz Yahya kilisesinin güney duvarına, iki katlı inşa edilmiştir.

Zeminkatında bir mahzen (kriptos) vardır. Bu, batı ucu açık, koridor gibi, kare şeklinde bir odadır ve sekizgen biçiminde düz bir tavanla örtülüdür. Bu odanın doğu ucunda dörtlü sıra oluşturan etkileyici biçimde süslenmiş mezar taşları (khatchkar) vardır. Bu mezar taşlarının önündeki zemin, ilk başta geri kalan yerden yüksekteymiş. Güney duvarındaysa bir zamanlar, Ruzukan’ın mezarının olduğunun söylendiği bir lahit varmış.

1. Mahzenin içinin canlandırması

2. Ruzukan Türbesi’nin mahzeni içinde

1. Ruzukan Türbesi’nin şapellerinin eski fotoğrafı

2. Ruzukan Türbesi’nin kalıntıları

Kabrin üst katında, düz bir platforma açılanö yanyana duran üç adet küçük şapel vardır. Orta şapel daha büyüktür ve üzerine yuvarlak bir alınla desteklenen ufak bir kubbe oturtulmuştur. Bu şapellerde, Ruzukan, Hatlu Hatun ve Hatlu’nun kızkardeşi Nusteh için ayin düzenlenecekmiş.

Ani’li Hatun Şapeli

Ruzukan Kabrinin güney duvarına dayalı şapelin kısım kısım kalıntıları vardır. Ani’li Hatun şapeli olarak bilinen bu yapı 13üncü yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır ve yaptıranının adını almıştır. Beşik kemerli çatısı, tek orta sahın olan bir şapelmiş. İçine hem batı hem de güney kapılarından girilirmiş.Güney kapısı, bugün tamamen yıkık başka bir binaya açılırmış. Bu yıkık binanın da Ruzukan kabrinde olduğu gibi batı ucu açıkmış; bu da, bunun da bir türbe olmuş olabileceğini ileri sürer.

Yıkık Kuzey Türbe

Eski resimlerden, Ruzukan Kabri’ne büyüklük ve dış görünüm açısından benzeyen, Aziz Yahya kilisesinin kuzey duvarına yaslanmış bir binanın varlığını bilmekteyiz. Bu da bir olasılıkla bir türbeydi. Ondan da geriye birşey kalmamıştır.

“House of the Relics”

“House of the relics” binalar grubu

Takviyeli bir kapalı alan içinde ve ana kilisenin güneybatısında kalan bir dizi bina, topluca “House of the Relics” olarak bilinir.

Bu grup, birbirinden ayrı ama birbirine bağlantılı üç yapıdan oluşur.

Vaçe Kabri 

Gruptaki en eski yapı Vaçe Kabri’ydi. Prens Vaçe Vakutyan, yaklaşık 1213 ile 1232 yılları arasında Ani valisiydi ve bu türbe 1229 yılında yaptırılmıştır.

Her iç duvarı körkemer dizisi ile üç bölmeye ayrılmıştır ve kare planlıdır. Çatısı, fotoğrafın icadından önce çökmüştür ama petekli bindirme(dirsek)li piramit tonoz olduğunu göstermeye yetecek kadar delil kalmıştır. Büyük olasılıkla Bagnayr jamatununun orta tonozu ile (halen mevcut olan) 1310’da inşa edilmiş Erzurum Yakutiye medresesinin orta kamarasına benzemekteydi. Türbenin dış kuzey duvarında başka bir binanın izleri vardır.

Aruits Jamatunu 

Grubun en büyük binası, “Aruits Jamatunu” ya da diğer adıyla “Meclis holü” (Hall of the Synod) idir. Planı hemen hemen karedir, içi ise dokuz bölmeye ayrılmıştır. Dört kolon ve sekiz gömme sütun üzerine hafiften sivri kemerler oturtulmuştur. Orta bölmenin petek bindirmeli tonozu vardır. Öbür bölmelerinse Manuçehr Camii‘ndekilere benzer tavanları vardır.

1. Aruits jamatununun içi, batıya bakış

2. Aruits jamatununun içindeki nişin solundaki süslemeler

Kısmen doğu duvarın ortasına yaptırılmış büyük yarım daire şeklinde, apsis ile mihrap kırmasına benzeyen bir niş vardır. Bu niş, apsis gibi duvardan dışa doğru çıkıntı yaparak değil de, bir mihrap gibi içeriye çıkıntı yapıyordu. Çoğu apsislerin (ve de mihrapların) tersine, nişin pabucu yerden epey yüksektir. İşlevinin ne olduğu tam olarak bilinmemekle birlikte, söylenen oydu ki, nişin içinde, Horomos’u ziyaret ettiğinde, Ani valisi veyahut başpiskoposunun oturabileceği bir taht yerleştirilmiştir. Bir altar apsis veyahut mukaddes emanetlerin teşhir edilebileceği yer olarak da kullanılmış olabilir. Nişin ortasında bir khatchkar varmış. (Bu tamamen yok mu edilmiştir?) Niş, çok süslü bir şekilde oyulmuş “Solomonic” burma sütunlarla çerçevelenmiştir ve yakın duvarlara oyulmuş birçok khatchkar vardır.

Aruits Türbesi

Grubun üçüncü binası diğer ikisine giriş vermek içinmiş. Aruits Türbesi olarak bilinirmiş ve bir yazıta göre 1277’de inşa edilmiştir.

Mimari açıdan, manastırdaki diğer binalardan ve (Havariler Kilisesi‘nin holü müstesna) Ani’de günümüze gelebilen yapılardan esaslı farklılıklar gösterir. Çatısı, duvarlardan dik açıyla çıkıp odanın tepesinde, ortada kesişen koşut kemer çiftleriyle desteklenir. Kemerlerin kesişmesi, tavanda, gözpencerenin üstünü örttüğü petek tonozlu kare bölme oluşturur. (Üzgünüm, elimde fotoğraf yoktur.)

Ana Kompleksin Dışındaki Yapılar:

Üç Kilise 

1. Aziz Kevork Kilisesi’nin güneybatı köşesi

2. Aziz Minas ve Aziz Kevork Kiliseleri

Ana kompleksin aşağısında ve kuzeyinde, nehrin kurumuş kıvrımıyla çevrilmiş yüksekçe zemin üzerinde üç kilise durur. Bu kiliseler, kompleksin içinde süregelen bütün yapılardan daha eskidir ve belki de manastırın ilk konumu burasıdır. Eski fotoğraflar, bunların etrafını khatchkar ve diğer abidelerle çevrili gösterir. Bunlardan hiçbiri kalmamıştır. Kiliseler, sırasıyla batıdan doğuya, Aziz Minas (Surb Minas), Aziz Kevork (Saint George – Surb Gevorg) kiliseleri ve Kral Aşot şapeli olarak bilinir.

Aziz Minas ve Aziz Kevork Kiliseleri

Bu iki kilise, tasarım bakımından hemen hemen aynıdır ve bayağı fabrika sürümüne benzer halleri vardır. Mimari açıdan, ikisi de dikdörtgen şeklinde “kubbeli hol” tipi kilisedir.

Aziz Minas kilisesinin yapım tarihi bilinmemektedir, ancak manastıra meyva bahçesinin bağışını kaydeden 986 tarihli bir yazıt vardır. Kubbe ve alnın çoğu, belki de bir depremden dolayı çökmüştür. Aziz Kevork kilisesi Aziz Minas kilisesinden biraz daha büyüktür. Yine, kubbe ve alnın büyük kısmı çökmüştür. Bir yazıt, onu, Ani’yi 989-1120 yılları arasında yöneten Kral Gagik’in yaptırdığını söyler ve yazıtın verdiği fikir, bu yapının Gagik’in ölümünden sonra tamamlandığıdır.

1. Aziz Kevork Kilisesi’nin batı üçgen damındaki süs

2. Khatchkarların ikisi

3. Yukarıdaki tavanın çizimi

İçi (belki de daha sonraki bir tarihte) boyanmıştır ve apsiste halen fresklerin izleri görünmektedir. Giriş, güney cephesindedir ve eski fotoğraflar girişin önünde duvarla çevrili bir avlu olduğu izlenimini verir.

Kral Aşot’un Şapeli ve Mezarı

Aziz Kevork kilisesinin doğusunda; küçük, tek orta sahınlı, beşik tonozlu, yarım çember apsisli bir şapelin kalıntısı vardır. Yalnızca kuzey ve doğu duvarları ayaktadır.

Bir zamanlar, şapelin güneybatı köşesinde 977 tarihli, “Aşot T’agavor” (Kral Aşot) yazısını içeren büyük bir abide varmış. Bunun, 953-977 yılları arasında hükmetmiş Kral III. Aşot’un mezarı olduğu düşünülür. Doğu tarafındaki yüksek taş blok, belki de bir khatchkarın tabanıydı. Bu mezarın doğusunda, Aşot’un eşi Hosrovannuş’un olduğu düşünülen bir başka mezar varmış.

1. Kral Aşot’un mezarını gösteren eski fotoğraf; değnekli adam, Ermeni ressamı Martiros Saryan’dır

2. Kral Aşot şapeli – mezar, yerinde değildir

Kral Aşot’un mezarı en az 1920 yılına kadar yerindeydi. Bugünse, tek bir izi bulunmamaktadır. Bu mezarın simgesel ve tarihi önemi ve de tamamen ortadan kaldırılışı göz önünde bulundurulduğunda, kendinizi, bunun, Türk makamları tarafından yürütülen siyasi amaçlı bir yıkım olabileceğini düşünmekten alıkoyamazsınız.

Zafer Takı

Ani yolunun yanında, manastıra bakan ve merak uyandırıcı, eşsiz bir yapının kalıntıları vardır. Bu, “Zafer Takı” olarak bilinir. Bu, kemerle birleştirilmiş iki adet irice dikdörtgen payanda şeklinde ikiz kuleden ibarettir. Alttaki çizim bir modeldir.

Kuleler, kemeraltı yolundan da yüksek bir düzeye devam edermiş. İkisinin de doruğunda birer küçük kubbeli şapel varmış. Şapele ve kemeraltı yolundaki geçide çıkan merdivenlere ulaşımı, iki kulenin de dibindeki kapılar sağlarmış. Kulelerden birinin üzerindeki yazıt, 1102 yılına aittir, yani takı bir olasılıkla Bagratid devrinde inşa edilmiştir. Yapı, 1920’ye kadar iyi durumdayken, günümüze pek birşey kalmamıştır.

1. Takın bugünkü durumu

2. Takın eski fotoğrafı

3. Kulelerden birine yakından bakış

 

http://www.virtualani.org/horomos/turkish.htm

http://www.virtualani.org/horomos/turkish2.htm

http://www.virtualani.org/horomos/turkish3.htm

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *