“Müzik yaparken ya da yazarken beyninizi kullandığınız takdirde yapıtınız iyi olmayacaktır, beyni kapatıp onun size gelmesine izin vermeniz gerekir. Bu yüzden kendimi bir şarkı yazarı ya da bestecisi değil şarkı bulucu olarak görüyorum” diyen Ermeni udi Ara Dinkjian’nın tek evrensel motifi, iyi bir insan olma kaygısından geçiyor.
Diyarbakırlı Ermeni bir dede, Fransa’da doğan bir baba ve Amerika’da hayat merhaba diyen bir evlat. Köklerinin bulunduğu topraklara sıklıkla gidip gelen müzisyen bir evlat üstelik. Bahsettiğimiz isim Ara Dinkjian. Dünyaca ünlü udi Dinkjian geçtiğimiz hafta Aya İrini’de konser vermek üzere Türkiye’ye geldi. Ermeni halk şarkıcısı Onnik Dinkjian’ın oğlu olan Ara Dinkjian’la konser sonrası buluşup müziğini konuştuk. Konu ilk olarak konserden açılıyor. Sanatçı Aya İrini’deki ortamdan çok etkilendiğini anlatmakla başlıyor işe: “Bazen sahnede özel anlar vardır. Nerede olduğumuzu bilmediğimiz, yaptıklarımızın bizim kontrolümüzde olmadığı, şahit olduğumuz anlar. İşte Aya İrini de bunları hissetmemi sağlayan nadir mekânlardan biri”.
Ara Dinkjian ülkemizde Sezen Aksu, Ahmet Kaya gibi isimlere verdiği bestelerle tanınıyor daha çok. Hoş geldin, Ağladıkça, Yine mi Çiçek bildiğimiz besteleri arasında. Dinkjian sahnede babasına eşlik ederek, henüz beş yaşındayken profesyonel müzik yapmaya başlamış. “Aslında ben müziği seçmedim, o beni tercih etti diyen” sanatçı, “Müzik tarih boyunca insanları bir araya getiren şey olmuş, politik ve dinsel düşmanlar bile müzik etrafında birlik olmuşlardır. Bu müzisyen olmaktan gurur duymamın birçok sebeplerinden biridir” şeklinde konuşuyor. Üç yıl önce Kudüs’te verdiği Dünyada Barış konserinden oldukça etkilenen sanatçı “Sahnede bir Arap, bir Türk, bir Yunanlı, bir Ermeni ve bir Yahudi vardı ve Arap, Türk, Ermen ve Yahudi bestecilerin müziklerinden çaldık. Herhangi bir politik konuşma ya da açıklama yapmadık ama orada birer kardeş olarak oturduk ve sadece güzel müziği çaldık ve bu kendi içerisinde neye inandığımızın çok güçlü bir açıklamaydı” diyerek yaşadıklarını özetliyor.
KÖKLERİMİ İNKÂR EDEMEM
Dinkjian klasik besteciler gibi ilhamın gelmesini beklemiyor, kendisi arayıp buluyor. Bu süreci de “İlk olarak tüm insani durumlardan etkileniyorum. Müzik yaparken ya da yazarken beyninizi kullandığınız takdirde yapıtınız iyi olmayacaktır, beyni kapatmalı ve onun size gelmesine izin vermeniz gerekir. Bu yüzden kendimi bir şarkı yazarı ya da bestecisi değil şarkı bulucu olarak görüyorum” sözleriyle açıklıyor. Beste yaparken, evrensel motifler veya başka kalıplara takılıp kalmayan sanatçı, tek evrensel motifin iyi bir insan olma kaygısından başka bir şey olmadığına da dikkat çekiyor. Müziğinde dürüstlüğe önem veren sanatçı dürüstlükten kastını ise şöyle anlatıyor: “Ne köklerimi inkâr edebilirim, ne de doğduğum ve yaşadığım ortam olan Amerika’yı. Müzik gerçeği söylemenin en güzel yollarından biri.”
GEÇMİŞİMLE KARŞILAŞMA
Birkaç sene önce dedesinin doğup büyüdüğü Diyarbakır’a babasıyla giden Ara Dinkjian, bu anlamda kendini çok şanslı hissediyor. Babası Diyarbakır hikâyeleriyle büyüyen Dinkjian, bu yolculuğunu köklere doğru bir geri gidiş olarak görmüş. “Bir kaç sene önce, babamla Diyarbakır’ı görme şansına eriştim. İkimiz için de bir ilk oldu. Acı-tatlı bir deneyim, duyguydu” diyen sanatçı sözlerine şöyle devam ediyor: “Müzisyenler hissettiklerini müzikle ifade edebildikleri için çok şanslılar. Hatta Diyarbakır ziyaretimden sonra, “Meeting My Past” (Geçmişimle Karşılaşma) adında bir şarkı yazdım.”
Yeni beste Kardeş Türküler’e
Türkiye’ye konser için yeniden gelmek istediğini belirten Ara Dinkjian’ın yeni bir bestesi ise yakında çıkacak olan Kardeş Türküler’in albümünde yer alacak.
AYSEL YAŞA
19.03.2011
http://yenisafak.com.tr/Cumartesi/?i=309024

Leave a Reply