ABRANK SURP DAVIT MANASTIRI (Bir okurumuzun mektubuna yanıtımız)

Bir Türkiyeli okurumuz, Erzincan’da tahrip edilmiş olan Abrank Manastırının durumunu şöyle anlatıyor:

Bu kiliselere sahip çıkmak lazım. Erzincan’da bir kilisemiz harabe olmuş, hayvanlar kirletmiş, yazıklar olsun o hayvanların sahiplerine, onlar da hayvan saygısızlar.

Sayın Akunq, bizim aslımız Ermeni ama bizler fakiriz, elimizden tutan yok, belki sizlerin sayesinde birazda olsa kurtuluruz, cevabınızı bekliyorum, saygılarla…” (Belli sebeplerden dolayı Ermeni asıllı Müslüman olan okurumuzun adını yayınlamıyoruz).

Fotoğrafta mektubun içeriği yansıtılmıştır

Veb sitemizdeki Manastırlar-Kiliseler bölümünde Abrank Manastırına ilişkin bir yazı yayınlamış olmamıza rağmen okurumuzun endişesini paylaşarak bu harika mimari esere tekrar değiniyoruz. Batı Ermenistan ve Türkiye’deki kiliselerin ve başka tarih eserlerinin restorasyonuyla uğraşan tüm kişileri ve kuruluşları bu tarihi anıtı nihai yıkımdan kurtarma konusunda yardımcı olmaya davet ediyoruz.

Tarihçe

Aprank Manastırı’nın harabeleri, Erzincan ile Erzurum’un neredeyse tam ortasında bulunan Tercan(Mamahatun)’ın 15 km güneybatısında bir tepenin doruğuna yakın bulunmaktadır. 19uncu yüzyılda Aziz Davit manastırı olarak bilinirmiş. Eskiden olduğu gibi bugün de kullanılan “Aprank” adı, Ermeni ve Kürt dillerindeki “saray” kelimesinden türetilmiştir.

Aprank’ın erken tarihi bilinmemektedir, ancak bu manastır, 19uncu yüzyılda Tercan bölgesinin piskoposluk idaresinin merkeziymiş ve günümüze kalan binaların çoğu muhtemelen bu dönemdendir. Manastır, muhtemelen 1915’te, 1917’deyse mutlaka terkedilmiş olmalıdır.

Tarif

Manastırın ana bölmesi yüksek duvarlar içindedir. Bu duvarlar, adamakıllı savunmadan ziyade etki yaratmak içindir, çünkü kule veyahut siperi yokturve avlu, dışarıdaki yükseltiden görünmektedir. Avlunun kuzey duvarının batı ucunda bir kapı vardır ve batı duvarının ortasında başka bir giriş olabilirmiş – o tarafın taşının yağmalanmış olmasından bunu tespit etmek mümkün değildir.

Manastır binalarının kuzeyden görünümü

Batı duvarına bitişik, dut ağaçlarının olduğu bir teras vardır. Bu terasın kuzey ucunun biraz altında ve avlu duvarının dışında ise, büyük ve sivri uçlu tonozunun batı tarafı açık bir yapının – belki de bir çeşmenin – kalıntısı vardır.

Duvarlı avlunun kuzey yarısı, duvara bitişik binalarla doluymuş. Avlunun güney yarısının ortasındaysa manastırın ana kilisesi, Surp Hovhannes (Aziz Yahya Kilisesi) varmış.

Surp Hovhannes Kilisesi

Surp Hovhannes Kilisesi

Surp Hovhannes’in tasarımı, dıştan dikdörtgen, içten haç planlıdır. Dört bağımsız sütun alçak alınlı kubbeyi berkitir. Bizans sonrası Rum kiliselerinden etkilenmiş bu tasarım planına, Ermeni kiliselerinde 17nci yüzyılın ortasından itibaren sıkça rastlanır.

Kilisenin batı cephesinde tek girişi vardır. Bu kapının alnında, haçlarla süslü, biri 1854 tarihli iki yazıt bulunduran bir levha vardı. Bu levha, 1990’ların başında imha edilmiştir.

Kilisenin içi, her biri apsiste biten bir sahın ve iki geçide ayrılmıştır. İçinin çoğu kaplama taşla örtülmemiş, daha ziyade alçıyla kapatılmış taştan yapılmıştır. Yer, büyük ve iyi işçilik sergileyen taş dilimlerle döşeliymiş.

Kilisenin güney duvarının doğu ucuna yapılmış dikdörtgen, beşik kemerli bir bina vardır. Buraya kilisenin içinden girilir ve dışarıdan girişi yoktur. İçerisi iyi aydınlatılmıştır. Binanın ne işlev gördüğü bilinmemektedir, ancak başka 19uncu yüzyıl Ermeni kiliselerinde de böyle konumlu odalara rastlanmaktadır.

Aziz Davit Şapeli

Aziz Davit Şapeli

Bu küçük kilise, avlunun güneyindeki sırtta durur. Tek sahınlı, dikdörtgen şekillidir. İçten tonozlu, dıştan beşik çatılıdır. Kilise, yeniden kullanılmış kesme taştan yapılmıştır ve duvarlarında eski yontma ve yazıt parçalarına rastlanır.

Girişinin üzerindeki yazıt buranın, manastıra adını veren ve kendisi hakkında başka bir şey bilinmeyen belli bir “Davit”in gömüldüğü yer olduğunu anlatır.

Şapelin doğusundaki alan kısmen yıkık bir duvarla örülmüştür. Bu duvarın kuzey-batı köşesinde büyük bir khatchk’ar (haçkar – Ermenice: “mezar taşı”) abide vardır. Başka khatchk’arların parçaları etrafa saçılmıştır, ve öyle görünür ki, çevrili alanın içi de şapelin çevresi de mezarlıkmış.

Aprank Haçkarları

Aziz Davit Şapeli’nden çok kısa bir mesafede iki adet harikulade khatchk’ar bulunmaktadır. Baya büyüktürler (uzunlukları altı metreden fazladır) ve üzerlerinde 1191 ve 1194 tarihleri yazılıdır.

Yükseklikleri ve göze çarpan konumları, 8 km ötedeki Erzincan-Erzurum karayolundan görülmelerini mümkün kılmaktadır.

En erken 1970’lere kadar üçüncü ama daha küçük bir khatchk’ar daha varmış. Bugünse devrilmiştir. Kaya yüzeyindeki oyuk, burada eskiden dördüncü bir khatchk’ar olduğuna işaret eder.

Karşıda Göstserilen Khatchk’arın İncelemesi

Khatchk’arın iki tarafında da, yontulmuş birçok kaydı çerçeveleyecek şekilde çizgisel örgü geçer.

En alçak seviyede, her biri kavisli gölgelik ile çevrilmiş üç haçlık bir sıra vardır. Bunun üstünde, Ermenice yazılmış uzunca bir yazıt içeren levha vardır. Bunun üzerinde, basamaklı kaide oluşturmak üzere yükselen karmaşık dantelimsi oymacılık ile dolu bir bölüm vardır. Bu basamaklı unsurun Golgotha tepesini simgelediği söylenir. Basamakların iki yanında birer haç vardır – bu da Golgotha’yı simgeliyor olabilir. Bu basamaklı kaidenin tepesinden, altı köşeli yıldız örgü ile süslü bir diske uzanan bir sap çıkar. Bu disk motifinin bitkinin filizlendiği tohumu simgelediği bilinir. Bitki sapı yukarı ve Hayat Ağacı’nın simgelendiği bir “tied-up flowering foot”a devam eder.

Bunun hemen stünde, khatchk’arların temel öğesi olan bir büyük haç vardır. (khatch = haç ve k’ar = taş) Bu haçın her kolunun köşesi, sarmaşık yonca yaprağında biter. Süs bandı, dikey biçimde “flowerıng foot”tan haçın ortasını boylar. Haçın tepesine varmasıyla birlikte bu, iki adet kıvrık, her biri (üzüm olabilecek) bir meyvede biten sarmaşık filiz olur. Bu, Hayat Ağacı kavramını sürdürür.

Haçın üstünde kabartma vardır. Tahtta oturan bir figür (İsa?) sağ eliyle takdis eder ve sol elinde bir kitap tutar.

İkinci haçkar da genel deseni takip eder ama süsü farklıdır. Temel fark, bu taşın tepesinde aynı dönemin Müslüman mezar taşlarında rastlanan yağmurluk silmenin olmasıdır. Bu khatchk’arın güney yüzünde Arapça yazı da vardır.

http://www.virtualani.org/aprank/turkish.htm

One response to “ABRANK SURP DAVIT MANASTIRI (Bir okurumuzun mektubuna yanıtımız)”

  1. Rıza Çelik Avatar
    Rıza Çelik

    Merhaba,

    Ben Tercanlı bir Alevi’yim. Surp Davit Manastırı’nı görmeye özellikle gittim. Ermeni kültürü ve tarihi benim için çok önemli. Abrank’taki manzara beni de çok üzdü. Bir halkın kültürünün hiçe sayılması gayriiinsani bir durum.

    Saygı ve selamlarımla…

    riza_olcay@hotmail.com

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *